ETİYOPYA'DA CIA hükümeti devirmek için isyancı bir örgüt kurmuştu. ABD destekli İsyancılar harekete geçtiğinde Başkent'in yakınlarına kadar gelmişti. İçeriye girmeleri an meselesiydi. Aniden gökyüzünde SİHA'lar belirdi. Ağır zayiat veren isyancılar kaçacak delik aradı. ABD merkezli darbe girişimini gökyüzündeki SİHA'lar telef etmişti.
Reuters "Amerikan yetkililer Türkiye'ye Etiyopya'ya SİHA sattığı için rahatsızlıklarını dile getirdiler" diye haber geçiyordu. Bayraktar TB2 SİHA'lar Addis Ababa'ya giden otoyaldaki isyancıları ve onlara destek veren ikmal konvoylarını art arda vurduğunu duyuruyordu. New York Times'a konuşan isyancı liderlerden Tsadkan Gebretensae ise "Bir keresinde gökyüzünde 10 SİHA vardı. Etkisini hayal edin, kolay hedef ve perişan olduk" diyordu.
Ülkeyi ABD adına yöneteceklerini hayal ederken canını zor kurtarıyordu. New York Times SİHA'ların tıpkı Libya ve Dağlık Karabağ'da olduğu gibi kazananı belirlediğini yazıyordu. ABD'nin darbe girişimini ve iç savaşı Türk SİHA'ları engellemişti.Washington merkezli New America'dan insansız hava aracı uzmanı Peter W. Singer bu operasyon üzerine, "SİHA'lar giderek daha fazla ezber bozuyor.Neredeyse, muharebe alanındaki tüm insanları ve sistemlerinde çarpan etkisine yol açıyor" diyordu.
Hindistan Kara Kuvvetleti 2.Komutanı Rahul R. Singh ilginç açıklamalar yaptı. Satır aralarında kayboldu gitti bu sözler. Pakistan'la girdikleri kısa süreli savaşta Türkiye'nin muazzam bir rol oynadığını söyledi. Pakistan'ın elindeki Bayraktar SİHA'ları gördüklerini belirtti.
Tanışmışlar yani. Çok sıkıntıya yol açmış. Malum savaşı Hindistan başlatmıştı. Kısa sürede neden savaşa son verip barışa yanaşmak zorunda kaldılar? Hintli general bu soruyla sıkça karşılaştıklarını vurguluyor. "Savaş başlatmak kolay. Kontrol etmek ise zor. Bu nedenle savaşı ustaca bir hamleyle uygun zamanda durdurduk" diyor.
İşin özeti Pakistan'ın elindeki Türk malı SİHA'lar canlarından bezdirmiş. Gözlerini korkutmuş. Büyük zayiat vermişler. Paldır küldür barış masasına oturmak zorunda kaldılar. Türkiye bugün öyle bir hale geldi, yeryüzünün her yerinde görücüye çıkan ve muazzam başarılı olup savaşları bitiren, adına Ukrayna'da bile şarkılar yazılan SİHA'larımız dünya piyasasının yüzde 65'ini ele geçirdi. Yazılımları yüzde yüz "Türk" olan SİHA'ları sattıktan sonra iş bununla da bitmiyor. Dünyanın her yerinden ülkeler Ankara'ya bağımlı hale geliyor. Mühimmatlar tüketildikçe yenileri alınıyor, teknik takipbakım için ayrıca ücret alınıyor. SİHA'larımızın gücü, Libya'da Hafter gibi bir Türk düşmanı- Batı uşağı Hafter'i bile deniz yetki alanı anlaşmasını kabul etmek zorunda bıraktırdı.
Yunanistan'ı reddetmek durumunda kaldı Hafter. Daha henüz dünya insansız savaş uçağımız KAAN ile tanışmadı. Yakında seri üretime geçilecek. Piyasaya çıkmadan satışlar başladı. Endonezya 48 adet sipariş verince ortalık karıştı. Fransa gibi askeri savaş uçağı satan birçok ülkenin KAAN'ın uçmaya başlaması ile büyük darbe alacağı, piyasayı Türklerin ele geçireceği yorumları yabancı uzmanların ve askerlerin dilindeydi. Amerikan basını KAAN'ı göklere çıkarıyor "Türkiye bugün Orta Doğu'da izlenmesi gereken gerçek bir takip atıdır" analizi göze çarpıyordu.
Yeryüzünde hemen hergün gurur kaynağımız olan bu teknolojiler ile dost ve kardeş ülkeler iç savaşlardan, darbelerden, Batı'nın muazzam tezgahlarından kurtuluyor. Türkiye bu alanda cazibe haline geliyor. NATO ülkeleri bile kapımızda sıraya giriyor. Bunları gördükçe biz sevinirken, son yıllarda savunma hamlelerimizle dalga geçen, "Uçamaz" diyen bizim muhalefet borazanları geliyor aklıma hep. Öyle utanmazlar ki, içlerinde "Uçarsa anıracağım" deyip de sözünü tutmayan, kişnemeye bile yanaşmayanlar var. Bunlar maket kafalı. "Sadece Batı yapar" zihniyetinde olan bu ittihatçı artığı yaratıklar, yaptığımız, ürettiğimiz hiçbir şeyi hazmedemiyor.
Dünya basını göklere çıkarırken, Türkiye'ye savunma alanında milyar dolarlar yağarken bu ezikler inanamıyor. İnansalar bile itibarsızlaştırmak için yalan-dolan akıllarına ne gelirse savurup, saldırıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle ezikler yok. Bu kafalar yüzünden yıllarca bu ülkede bayrağımızı göndere çekecek ipi bile dışarıdan aldık. Bu tür ezikler baklava bile üretemez.
Yüzde yüz Türk yapımı olan baklava yerine gider hırsız Yunanistan'dan satın almayı hayal eder. Hatta ve hatta bunlar bırakın baklavayı, kutusunu bile üretemez. Kutunun içine baklava koymayı bile beceremez. Çünkü beyinleri başlarının içinde değil kutunun içindedir.