İletilmeyen sesli mesaj Türkiye’yi ağlattı: Baba sanırım ben de öleceğim...
Türkiye 6 Şubat günü saatler 04.17’yi gösterdiği sırada asrın felaketiyle sarsıldı. Kahramanmaraş merkezli depremler 11 ilde yıkımla sonuçlandı. Felaketten en çok etkilenen illerden olan Hatay’ın Antakya'daki Elit Apartmanı'nda 2 kızı ve eşini kaybeden acılı baba Mümtaz Gövce, kızının iletilmeyen son mesajını dinleyince kahroldu. İşte Türkiye’yi ağlatan o mesaj...
Depremde yıkılan Hatay Antakya'daki Elit Apartmanı'nda yaşayan 4 kişilik Gövce ailesinden, iş seyahati için 6 Şubat gecesi İstanbul'da olan baba Mümtaz Gövce dışında sağ kurtulan olmadı.
150 kişinin yaşamını yitirdiği apartmanda eşi Sena, kızları 6 yaşındaki Ece Birce ile 10 yaşındaki Elif Eylül'ü kaybeden Mümtaz Gövce, yaşadıklarını anlattı.

"ENKAZDAN 'KURTARIN' SESLERİ GELİYOR, BAKAKALIYORSUNUZ"
Depremden 8 ay önce apartmanın altında bulunan bir dükkanda kolonların kırıldığını farkedip durdurduklarını söyleyen Gövce, "Bu işlem orada bitti diye biliyoruz. Sonrasında kontrol de ettik. Dükkanların dış cephesi yapıldıktan sonra da bildiğimiz kadarıyla o işlem orada bitmişti" dedi. Deprem sonrası enkaz haline gelen apartmanın fotoğraflarının kendisine gönderildiğini söyleyen Gövce, "O fotoğrafı görünce arabamla hemen yola çıktım. Hatay'a 7 saate vardım. Apartmanımız asma katlarla birlikte 9 kat ve 42 daireden oluşuyordu. Yaklaşık 175 kişinin yaşadığı bir apartmandı. Biz üçüncü kattaydık. Apartmanın eksi 1'nci kısmında otoparkımız vardı. Yakınları orada olan kişilerle birlikte, ellerimizde enkazı kaldıralım dedik ama betonla savaş olmuyor. Öyle bir enkazı elinizle kaldıramazsınız. Düşünün ki her enkazın altından sesler duyuyorsunuz, 'Kurtarın beni, imdat' diye ama sadece bakakalıyorsunuz. Bu çaresizliği başka türlü yaşayamazsınız" dedi.

"ÖPTÜM, KOKLADIM, UYUYOR GİBİYDİLER"
Eşi ve kızlarını enkaz altından madencilerin çıkardığını anlatan Gövce, "Kızlarıma ulaştıklarında o kadar temizlerdi ki, stetoskop istediler. Çıkartıldıklarında öptüm, sarıldım, kokladım. Hala yanakları yumuşacıktı, mis gibi kokuyorlardı. Üzerlerinde hala ten kokuları vardı. Sanki 10 dakika önce vefat etmiş gibilerdi. Üçü de uyuyor gibiydi. Enkaz altından birçok cenaze çıkarttım ama insanın kendi yakını olunca çok başka oluyor" dedi.






