Trafikte özellikle okul önlerinde veya yaya yoğunluğunun yaşandığı yerlerde hız kontrolünü ve güvenliğini sağlamak amacıyla yapılan kasislerin büyük çoğunluğu Türk Standartları Enstitüsü(TSE) tarafından belirlenen standartlara uymuyor. Kimisi fazla yüksek, kimisi fazla geniş, kimisi de farklı malzemelerden yapılıyor.

"STANDARDA UYGUN YAPILMAZSA KATKISI YERİNE ZARARI OLUR"
İstanbul'da bulunan kasislerin Türk Standartları Enstitüsü(TSE) TS 6283 numaralı standardına uymadığını belirten Toplu Ulaşım Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, "Karayolu mühendisliği, trafik güvenliği açısından çok önemli. Bir standarda uygun yapılmazsa güvenlik katkısı yerine zararı olur. Bunun bir standardı var. 1988 yılında TS 6283 numaraları standart çıkarılıyor. 2007 yılında da bir genelde yayımlandı. Şehir içi yollarda 50 km/saat olan hızda yayalara yönelik okul önü, konut önü gibi yerlerde yapılması lazım. Nasıl, ne şekilde ve hangi malzemelerle yapılacağı net olarak belli" dedi.

"YOL ASFALTSA, KASİS DE ASFALT OLMALI"
Kasislerin nasıl olması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Ilıcalı, "Bu şekilde bakıldığı zaman asla transit yollarda, ana arterlerde yapılamaz. Eğer yol asfaltsa, kasis de asfalt olmalı. Genişliği, yol genişliği kadar olacak. Eğer yolun genişliği belirsizse en geniş dingil genişliğine göre olacak. 3,5 metreden daha az olmayacak. Eğer yol kenarında bordürler varsa, bordürden bordüre olacak. Bunun üzeri muhakkak beyaza boyanacak ki, sürücü bunu fark etsin. Yüksekliği de 7,5-10 cm arasında olacak. Buna göre kasis öyle verilecek ki, hem araca zarar vermeyecek hem de yağışlı günlerde yolun drenajı açısından sıkıntı oluşturmayacak şekilde olması lazım" diye konuştu.

"SADECE ARAÇLARA DEĞİL, İNSAN SAĞLIĞINA DA ZARARLI"
Yapılacak kasisin, yol ile aynı malzemeden olması gerektiği vurgusunu yapan Prof. Dr. Ilıcalı, "Şunun altını çizmekte fayda var. Yolun malzemesi neyse ondan yapılmalı. Asfaltsa, asfalttan olmalı. Plastik yol görmedim ben. Plastik kasis de olmaz. Bunların standardı yapılıp, mesnetlenmezse bir müddet sonra ağır taşıtların dingil tekerrürü ile kalkar, onlar da başka tehlike oluşturur. Amaç trafik güvenliğine katkıda bulunmak. Tam tersine trafik güvenliğine zarar verir hale gelir. İlk kaza tutanağını tutan polis, bir yol mühendisi değildir. Kazalarla ilgili daha sonrasında bilirkişi incelemesinde kasis nedeniyle kazalar olabileceği ortaya çıkar" şeklinde konuştu.
Yanlış kasislerin araçlara zarar vermesinin yanı sıra insan sağlığı için de sorun yaratacağını ifade eden Prof. Dr. Ilıcalı, "Araçlara çok zarar verdiği gibi aracın içinde bulunan insanın ani yükselme ve inmeyle vücudunda bir sıkıntı olabilir. Kafasını çarpabilir, beline zarar verebilir. Fiziksek engelli yapabilecek, hatta çok ağır fizik tedavi görebilecek kadar durumlara da düşürebilir." dedi.

"ARABANIN HER TARAFINA ZARARI VAR"
Ani fren ve yüksek kasis sebebiyle araçların ön takımının bozulduğunu söyleyen oto tamircisi Sedat Akgül "Arabanın her tarafına zararı var. Ön takım, arka takım bozulur, jantlar eğilir, lastikler bozulur. Devamlı bunlardan şikâyet geliyor zaten. Kasisler, bozuk yollar arabalarda ses olmasına neden oluyor. Kasisin yüksek olması daha çok bozar. Ön takım kolay kolay bozulmaz ama kasisler bozuk yollar etkiliyor" ifadelerini kullandı.

"YA KAFAN ÇARPIYOR YA DA ARABA HASAR GÖRÜYOR"
Sürücülerden Fehmi Varışlı, "Kasislere bazen sert giriyoruz. Sert olunca da ya kafan çarpıyor ya da araba hasar görüyor. Ön takım bozuluyor genelde. Hiç 10 metre önceden uyarı tabelası görmedim. Hep dibinde oluyor" diye konuştu.

Kargo işi yaptığını belirten İsmail Uçar da, "Bizden çok arabaya zarar veriyor. Yokuş çıkarken araba yüklü oluyor yavaşlayamıyorsunuz, bu yüzden ön takımlar bozuluyor hep. Uyarı tabelalarını da göremiyoruz. Araçlar park ediyor genelde, tabela gözükmüyor" şeklinde konuştu.