Spor yazarları Trabzonspor - Fenerbahçe maçını yazdı
Süper Lig'in 13. haftasında Trabzonspor Fenerbahçe'yi 2-1 mağlup etti. Spor yazarlarının konusu bordo mavililerin ezici futbolu oldu.
Erman Toroğlu: Trabzon'u böyle görmedim
Trabzonspor'u takım olarak uzun zamandır böylesine iyi görmedim. Sanki yıllar önceki Tabzonspor sahadaydı. Şunu da söylemeliyim; Fenerbahçe'yi de bu kadar aciz duruma düşmüş vaziyette çok az görmüşümdür.
Maçı seyretmeyen birisi skora aldanabilir.
En az 6-7 farkla Trabzon'un kazanacağı maç, son anlarda 2-2 de bitebilirdi. Pozisyona girince atacaksın, futbol öyle bir olay.
Bakınız! Yukarıda bir cümle sarfettim.
"Trabzon'u uzum zaman sonra takım olarak böyle iyi gördüm" dedim.
Arkadaşlar... Ne değişti Trabzon'da?
Problemli yarayı görünce neşteri vurup kestiler, fazla uzatmadılar.
Mezarlıklar vazgeçilmezlerle dolu!
Eğer bir kaleciye, bir santrfora muhtaç olunur, onlara o primler verirlerse o takım, takım olamaz! Onur ve Burak'ın kadro dışı bırakılması Trabzonspor'un yaptığı en doğru işti.
Trabzon'un bir futbol kültürü vardır.
Sen bu kadar büyük paralarla oyuncu alıp da onlara mahkum olursan, sonra da paralarını ödeyemeyip yönetici olarak şamar oğlanı durumuna düşersen takım olmaktan uzaklaşırsın.
Bakınız! Dün Trabzonspor'daki 11 futbolu da birbirine yardım etti, kimse elini kolunu kaldırmadı, arkadaşını tribüne şikayet etmedi, hakemle uğraşmadı, rakiple dalaşmadı.
Müthiş bir futbol oynadılar.
Eğer Trabzonspor, bu tarz mücadele eder ve takım oyununu sürdürürse o zaman futbolcuları da Ünal Karaman'ı da alınlarından öperiz...
Fenerbahçe mi? Yıllardır Fenerbahçe'yi bu kadar aciz durumda görmedim.
Onların da bazı hamleleri artık kesin olarak yapması gerekir.
Her kötü giden milli maçtan sonra ağlayan Lucescu, acaba dün neredeydi.
Böyle bir maç oynanıyor, Lucescu Bey nerede? Eğer dün Trabzon'a gelmediyse yuh olsun ona!
Trabzonspor'da dün bir 'bıdık' vardı o boyuna posuna rağmen orkestra şefi gibi takımı yönetti. Abdülkadir dün yıldızlaştı. Yusuf, fizik olarak çok iyi durma geldiğini çektiği şutlarla gösterdi. Sosa "Daha çok sahneye çıkmalı" derken müthiş bir golle neticeyi tayin etti.
Hakem mi? Son zamanların en iyi yönetimini gösterdi Halil Umut Meler.
Topsuz alanda Frey ile Onazi arasındaki kıvılcımı bile gördü. Çoğu görmezlikten gelirken, o çıkardı sarıları alınlarının ortasına yapıştırdı. Kıvılcımı, yangına dönüşmeden söndürdü.
Şu gözüküyor; Fenerbahçe artık küme düşmeme mücadelesi yapacak.
Mucize gibi gelebilir ama 2. haftada 'Takım Oyunu'nda "Bu lig çok şeylere gibi. Değişik bir lig izleyeceğiz" demiştim, bu cümle bazılarına tuhaf gelmişti. Hiç sevmediğim bir şeyi yaptım, ama mecburdum. "Ben demiştim" demeyi sevmem. Özür dilerim ama insan bazen mecbur kalıyor.
O kadar da mütevazı olmayacaksın.
Emre Bol: Temel ile Kabasakal
Fenerbahçe'nin bu sezon bu kadar aciz duruma düştüğü bir maç daha olmadı.
Özellikle hücum hattı öylesine etkisiz kaldı ki koskoca ilk yarıda tek bir isabetli şut dahi atamadı. Takımı toparlıyor dediğimiz Koeman'ın taktiği geride beklemek, uzun topları Frey ile buluşturup etkili olmaktı.
Frey, Valbuena, Ayew ve Slimani Fenerbahçe kariyerlerinin en kötü maçını oynadı. Karşılaşma Trabzonsporlu futbolcularla Harun'un arasında geçti! Tarihi hezimetten kurtuldu sarılacivertliler...
Skorun böylesine güdük kalmasının tek nedeni Trabzonlu futbolcuların finalde bir türlü istenileni yapamamasından kaynaklandı. Onlarca şutu, onlarca hücum girişimini öylesine bedavadan harcadılar ki!
Emin olun 10- 1 bitebilirdi maç!
Fenerbahçe geriye düştükten sonra Koeman çok kötü bir oyuncu değişikliğine imza attı. Topal'ı çıkarıp Mehmet Ekici'yi oyuna almanın, orta sahayı rakibe kendi ellerinle vermekten başka bir sonucu olamazdı.
Zaten bu dakikadan sonra Fenerbahçe ceza sahasına yol geçen hanına döndü. Elini kolunu sallayan, "Ben de bir pozisyona gireyim bari" deyip gol şansı aradı.
Ispanağı yeni yemiş Temel Reis gibi saldırdıkça saldırdı Trabzonspor!
Fenerbahçe ise Temel Reis'ten sürekli dayak yiyen Kaba Sakal gibiydi! Tamam takım kalitesi düşük ona bir şey demiyorum.
Ama arkadaş kalite dediğin şey koşmana engel mi? Hiç mi mücadele gücün yok. Kaldıramıyorsan üzerinde taşıdığın o kutsal formayı çıkaracaksın.
Bir daha giymemek üzere... Bırak Süper Ligi, aşağı liglerde dahi kalene 30'a yakın şut attırmazsın. Bu sezon Fenerbahçe için zaten bitti.
Bari önümüzdeki yılın çalışmalarını şimdiden yapın. Kiralıkları ilk fırsatta elden çıkarın. Son dakikalarda gelen gol Trabzonsporlu futbolcuları paniğe sevketti.
Bu kadar pozisyona girdikleri karşılaşmada bir kaç kez beraberlik tehlikesi dahi yaşadılar. Suçu başkalarında değil kendilerinde aramalılar.
Başkan Ali Koç'un artık hem transferleri hem de transferleri yapanı tekrar gözden geçirmesi şart.
- Ahmet Çakar: Trabzonspor duvar topu oynadı I Sabah
İlk 85 dakikaya bakıyoruz, Trabzon tarihi farkı kaçırdı. Eğer Fenerbahçe kalecisi Harun bu kadar mükemmel oynamasaydı belki de 5-6 gol atan bir Trabzon görecektik. Ama son 8-10 dakikaya baktığımızda da o maç boyu oynamayan sürklase olan Fenerbahçe beraberliği bile yakalayabilirdi.
İlk yarı tüm kontrol Trabzon'daydı. Adeta duvar topu oynadılar. Top Fenerbahçe'ye geçtiğinde çıkmaya çalışıyor ama Trabzon topu kapıp tekrar hücuma başlıyordu. Kanatları kullandılar, araya oynadılar, orta sahada üstünlük sağladılar ve penaltı geldi. Rodallega penaltıyı atsa, biz belki de bugün çok farklı şeyler konuşuyorduk. Fenerbahçe'nin yegane ismi, Harun mükemmel penaltıyı kurtardı.
Trabzon ikinci yarıya golle başladı.
Düşünebiliyor musunuz, bir takımın sol beki kafayla gol atıyor. Bu olabilir ama aynı sol bek Novak, golden sonra iki tane yüzde 100 gol pozisyonunu cömertçe harcıyor.
Burada problem Novak'ın gol kaçırması değil, bir takımın sol bekinin art arda pozisyona girmesi ve buna Fenerbahçe'nin izin vermesi.
İkinci yarıda Fenerbaçe sahadan silindi.
Trabzon her gelişinde pozisyon buldu.
Sonunda da Sosa'nın attığı muhteşem golle iki farklı üstünlüğü yakaladı. Maç 3-4 olur mu derken, Fenerbahçe'nin Frey ile golü gelince sanırım Trabzonlu futbolcular laubaliliğin ne demek olduğunu anlamışlardır. Bir de son dakikalarda direkten dönen topu Fenerbahçe gol yapsa dün geceki maç Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin ufak bir kopyası olurdu.
Hakem Halil Umut Meler'i tebrik ediyorum. Harika bir maç yönetti ama ilk yarıda penaltı kazanılan serbest vuruşta ben bir faul görmedim. Her şeye rağmen çok başarılıydı.
Gürcan Bilgiç: Hak edilmiş yenilgi! I Sabah
Maçın vücut dilinde Fenerbahçe'nin kazanacağına dair işaret bulamıyordunuz.
Tam tersine; Burak ve Onur'un kadro dışı kalması sonrasındaki ilk maçta, Trabzon taraftarı bütün biletleri tüketerek takımının arkasına geçmişti. Sosa ve Pereira liderliğindeki takım, bu sinerjiyi doğru değerlendirdi. Her taç atışının, korner vuruşunun veya serbest vuruşun Ünal Karaman tarafından hazırlanmış "set oyunları" vardı. Yedi sezon sonra kendi sahasında kazanırken Trabzonspor, rakibini de sahadan sildi.
Koeman, tabelanın gücüyle "devam" damgasını aldı. Ama takımı hem Anderlecht, hem de Alanya maçlarında rakibe teslim olmuştu. Bu maça da ekstra bir düşünceyle çıkmadı. Rakibi de nasıl analiz ettiyse, topu ayağına alan ceza sahasına kadar geldi. Kaleci Harun'un kahramanlığında, beraberliği getirecek pozisyonun direğe çarpmakta inat eden top olduğunu da iddia edebilir.
Gerçek şu ki; Bursa 2-0'dan maçı döndürmese, Fenerbahçe düşme hattındaydı.
Daha iyisini yapmak için gelen, geçen sezonu ikinci bitiren oyuncuları ve hocayı beğenmeyen Comolli'nin de takkesi bir daha düştü. İşin kötüsü; Ali Koç ve arkadaşları gelecek sezonları da bu "akla" göre planlayacaklar.
Futbolu bilen ama oyundan bir haber olanların kararları bugünün sorumlusudur. En büyük pay sahibi de "Fenerbahçe böyle mi oynar?" diyerek burnundan kıl aldırmayan Fenerbahçe taraftarıdır. O yüzden oyuncu kalitesine göre oyunu planlamak başka bir zekadır. Herkes de bulunmaz.
Olcay Çakır: Resital
Dün gece Trabzonspor takımı her tür olumsuzluğa rağmen adeta şehire akan, tribünlere dolan ve 90 dakika coşkuyla takımını destekleyen taraftarına vefa borcunu öder gibiydi. Böyle bir tempo, böyle bir üretkenlik, böyle bir hücum zenginliği sanıyorum uzun süredir ligimizde görülmemişti. Trabzonsporlu oyuncuların son bölümdeki görüntüleri "adeta son nefes" verilene kadar mücadeleye devam niteliğindeydi. Her biri rakiplerine karşı bireysel üstünlükler bir yana takım oyununu oynama adına da müthiş görüntü verdiler.
Dün gece Trabzonspor takımı rakibinin puan sıralamasındaki yeri ve oyun anlayışındaki git gelleri de avantaja çevirerek kazanmasını bildi. Uzun süre formasından uzak kalan Yusuf, kenarda Abdülkadir ve Pereira, maestro kaptan Sosa, Onazi, solda Novak, Nwakaeme müthiş işlerini "gollerle" süsleyemediyseler burada Harun'a bir parantez açma gereği vardır. Dün gece Trabzonspor takımı uzun yıllar sonra ezeli rakibini yenmek suretiyle psikoljik esiği de geçmiş oldu. Dün gece sahada kalede Uğurcan Çakır vardı. Esteban oynamalı diyenlere, onun motivasyonunu bitirmeye çalışanlara adeta sahada cevap verdi duruşuyla.
Dün gece Uğurcan, Yusuf, Hüseyin, Abdülkadir ve sonra Batuhan onlara inanıldığında, motive olduklarında, emsallerinden fazlalıklarının olduğunu gösterdiler. Hüseyin'i Erzurum'da kupa maçı yorumlarken; "çok temiz ayakları var" diye anlattığımda "öz evlatçı, parlatıyor onu" diyenlere dün gece cevabı tertemiz vermiş oldu. Toprak üretiyor. Gölge etmeyin, çocukları boğmayın yeter... Bazen eksikleriniz sayesinde fazlalıklarınızı görürsünüz. Dün geceki gibi.
Dr. Gürkan Kubilay: Ezilerek yenilmek
İlk yarı bittiğinde topla oynamada % 56 Trabzon üstünlüğü vardı ama işin derinine baktığınızda analiz başka şeyler gösteriyordu.
Örneğin, Trabzon'a bu üstünlüğü yaratan en önemli olgu tam 12 şut atması idi.
Şut başrolünde de Yusuf vardı.
İkili mücadele kazanma yüzdesi Trabzon'da % 64 iken, bu oran Fenerbahçe'de ise % 36 idi.Yani Fenerbahçe topun kıymetini de bilemiyor, rakip yarı alanda sadece % 49 başarılı pas yüzdesi ile oynayarak hücuma da gidemiyordu.Ayew yoktu, Slimani penaltı yaptırmak dışında yoktu.
Topal ve Elif, korkudan savunmaya gömülünce topu ileri Valbuena dışında taşıyacak ve şut atacak adam da yoktu. Frey sadece koşandı.İlk yarının en iyisi Skrtel ve Harun idi. Abdulkadir driplingleri Yusuf şutları ile sıkıntı yarattılar.
Ama Nwakaeme ve penaltı kaçıran Rodallega onlara ayak uyduramayınca, kenar ortalarından yararlanamayıp, sadece şutlara bel bağlayan bir Trabzon ortaya çıktı.
Yine de ilk yarı sonucu Fenerbahçe'de piyango idi.
2. yarı Valbuena frikik ile başladı ama Novak'ın futbol hayatında hep yaptığı ters taraftan sızmasına, Ayew karşılık veremeyince gol geldi.
Ardından tempo arttı.
Orta sahalar düştü. Valbuena'nın kayııpları sıkıntı idi ama Trabzon Novak'la kaçırıyordu.
Topal-Ekici değişti. Abdulkadir direği buldu.Harun ve Skrtel dışında tüm Fenerbahçe takımını dövüyordu Trabzon.
Valbuena-Barış değişti. Sahanın dökülenlerinden Slimani çıkarken top kaptırınca da Sosa, takımının 26.şutunda şahane attı.
Bu kötü tabloda kaleyi tutan ilk şutta Frey ile golü buldu Fenerbahçe. Arkasından 2 kez direğe takıldı, inanılmaz işler oluyordu Trabzon'da.
Son çare, Yiğithan'ı oyuna santrafor olarak aldı Koeman. Ama pas yapamayan,telaşlı takımına geç müdaheleler ve belki de son yıllarda en çok ezildiği maçta sonucu değiştiremedi.
Trabzonspor ise daha çok isteyen ve hak eden taraftı.
Necmi Perekli: Şahane galibiyet
Herkesin sonucunu merakla ve heyecanla beklediği bir maç. Öyle ya neticesi her durumda üç seçenekli bir müsabaka olunca heyecanı da o denli yüksek olurdu.
Şunu baştan açık kalplilikle ifade edeyim ki Trabzonspor bu maçta farklı tarihi bir galibiyeti elden kaçırdı.
Son vuruşlar dediğimiz temaslar bu denli kötü veya şanssız olamazdı.
Fenerbahçe ise yakaladığı tek pozisyonu değerlendirince birden maçın döneceği şeklinde beklentiler oldu ise de Bordo-mavililer baştan beri üstün götürdükleri bu maçın inisiyatifini yine rakibine kaptırmadı.
Trabzonspor bu oyun, azim, konsantrasyonla, değil Fenerbahçe karşısındaki kim olursa olsun dünkü karşılaşmada rakibine puan vermezdi.
Trabzonspor'da vasat altında top oynayan bir tek oyuncu yoktu.
Hepsi de belki de hayatlarının en güzel futbolunu ortaya koydular.
Sosa'nın attığı gol ise tam bir jenerikli ve derslik bir gol idi.
Bu denli önemli maçta yer alan geride Hüseyin ve kaleci Uğurcan en ufak bir aksama bile göstermeden oyunu sonuna kadar başarılı götürdüler.
Saha kenarında heyecanla bekleyen teknik direktör Ünal Karaman da kendisi hakkında acil ve ileri geri konuşanlara gerekli cevabı oynanan oyun ve alınan galibiyetle cevap verdi.
Maçın bu denli Trabzonspor tarafında geçmesinin en nemli faktörü takımın sonuna kadar ortaya koyduğu destek ve maça gösterdiği ilgiydi.
Tribündeki bu desteğe ek olarak sahada temiz bir sayfa ile yer alan takımın entegrasyonu da bu başarıda önemli etken idi.
Bu karşılaşma ile alınan galibiyetin en önemli getirisi sanırım taraftar, yönetim, oyuncular ve teknik ekip arasında kurduğu bağ ve aynı zamanda birlik beraberlik duygusu olmuştur.