Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dost demeye dilim varmıyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dost demeye dilim varmıyor ama en azından müttefik bildiğimiz ülkelere yakıştıramadığımız bu tablo karşısında elbette üzülüyoruz. Ülkemizde kara listede olup kaçan FETÖ terör örgütünün mensubu ABD'de bir üniversitede rektör olarak atanabiliyor. Bu nasıl bir şey? Batı'da canını kurtarmak için bir tas çorba için kapısına gelenleri kovanlar darbecilere kapılarını açıyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9. Büyükelçiler Konferansı'nda önemli mesajlar verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
BİZİM İÇİN 2023 YILI BİR MİHENK TAŞI OLACAKTIR
Geleneksel hale gelen hariciye teşkilatımızın yanısıra diğer kuruluşlarımız için de önem arzeden bu konferansın ülkemiz, bölgemiz ve tüm dünya için hayırlara vesile olmasını umuyorum. Binlerce yıllık devlet geleneğine sahip milletimiz için 2023 yılı bir mihenk taşıdır. 2023 için büyük ve iddialı hedefler ortaya koyduk. İnşallah 2023 aynı zamanda bizi 2053 ve 2071 vizyonumuza taşıyacak bir sıçrama noktası olacaktır. Dünyadaki tüm sıkıntılara, badirelere rağmen gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz.
15 TEMMUZ GECESİ ENDİŞEMİ HAKLI ÇIKARMIŞTIR
Sizlerin bir nakkaş hassasiyetiyle özgüven gerektiren devlet geleneğimizin getirdiği birikimle hareket edeceğinize inanıyorum. Hariciyemize 2023 hedeflerini gerçekleştirmesi önemli mesuliyetler düşüyor. Farklı alanlarda Türkiye'nin dış politika vizyonuna hayata geçiren Kızılay, AFAD, Maarif Vakfı, AA gibi kuruşlarımız da bu süreçte hayati roller üstleniyor. İnşallah önümüzdeki 6 yılı en verimli şekilde değerlendirerek hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyorum. Daha önce yaptığımız konuşmada Türkiye aleyhine çalışan odaklar arasında FETÖ'ye ayrı bir yer vermiştim. Bu şer şebekesinin ihanet çizgisine sahip olduğunu ifade etmiştim. 15 Temmuz'da yaşananlar dile getirdiğim endişeleri teyid etmiş bizi haklı çıkarmıştır.
BU MİLLETİN CUMHURBAŞKANI OLDUĞUM İÇİN ŞEREF DUYUYURUM
Bu çete tarihinin en alçak eylemini gerçekleştirmiştir. Herşey zıddıyla kaimdir. 15 Temmuz gecesi kadın erkek, genci yaşlı her hayat tarzından insan, tüm Türkiye adeta şaha kalktı. O gece milletimiz devletine sahip çıktı ve bu alçak darbe girişimini boşa çıkardı. 29'u bu külliyenin etrafında olmak üzere 248 vatan evladı darbeciler tarafından şehit edildi. İddianameler tamamlandıkça hem ihanetin büyüklüğünü hem de milletin ortaya koyduğu mücadeleyi çok daha iyi anlıyorum. Dünyaya örnek olacak bir demokrasi destanı yazdığı için milletimizle ne kadar iftihar etsek azdır. Ben şahsen böyle bir milletin Cumhurbaşkanı olduğum için şeref duyuyorum, Allahıma hamdediyorum.
ÇIPLAK ELLERİYLE TANKA MEYDAN OKUYANLAR GÖRÜLMEMİŞTİR
15 Temmuz nasıl hainlerle vatan aşıklarını ayıştırmışsa dışarıda da aynı görevi icra etmiştir. Bu hadise dostlarımız ve müttefiklerimiz için de turnusol kağıdı oldu. O gece milletimiz canını hiçe sayarak demokrasiyi savunurken bize insan hakları, özgürlük, demokrasi dersi verenler zamana oynamış, bekle gör politikası izlemiştir. Dayanışma ve destek mesajları ancak darbe teşebbüsü başarısız olduktan sonra gelmiştir. Tianenmen Meydanları'nda tankların önüne dikilenlere taltif yağmuruna tutanlar Kazan'da çıplak elleriyle tanklara meydan okuyanlar görmezden gelinmiştir.
FETÖ'CÜLERE ELİ KANLI KATİLLERE KOL KANAT GERİLİYOR
Darbenin başarılı olmasını isteyenleri de iyi biliyorum. Terör örgütleri ve onların mensupları için gösterilen hassasiyet darbenin en büyük mağduru olan milletimize, şehit ve gazilerimizden esirgeniyor. Gözü yaşlı çocuklar, yüreği dağlanmış analar, bir ömür gönlü buruk kalacak eşler hiçbir şekilde dile getirilmiyor. Hayata geçirdiğimiz OHAL ve tedbirler ilk günden itibaren bu çevreler tarafından insafsızca eleştiriliyor. Darbeciler, FETÖ, eli kanlı katiller kimi Avrupa ülkelerinde mağdur gibi karşılanıyor, kol kanat geriliyor.
MERMERİ DELEN SUYUN GÜCÜ DEĞİL DAMLALARIN SÜREKLİLİĞİDİR
Dost demeye dilim varmıyor ama en azından müttefik bildiğimiz ülkelere yakıştıramadığımız bu tablo karşısında elbette üzülüyoruz. Ülkemizde kara listede olup kaçan FETÖ terör örgütünün mensubu ABD'de bir üniversitede rektör olarak atanabiliyor. Bu nasıl bir şey? Batı'da canını kurtarmak için bir tas çorba için kapısına gelenleri kovanlar darbecilere kapılarını açıyor. Mermeri delen suyun gücü değildir, damlaların sürekliliğidir. Bugüne kadar doğruları söylemekten çekinmedik, hiçbir zaman da çekinmeyeceğiz.
FETÖ İLE MÜCADELE UZUN ZAMAN VE MESAİ ALACAKTIR
FETÖ ile mücadelede belli mesafe kaydetmiştik. 15 Temmuz'dan bu yana daha da yoğunlaştırdık. Kamuda olanları büyük bir şekilde temizledik. FETÖ'nün 115 ülkede örgüte militan devşirme merkezi olarak kullandığı okulları bulunmaktaydı. Halihazırda 6 ülkede bu okullar kapatıldı. 6 ülkede kapatıldı, 2 ülkede el konuldu, 7 ülkede Türkiye Maarif Vakfı'na devredildi. Ayrıca Malezya'daki FETÖ okulları terör örgütü unsurlarından arındırıldı. 40 yıldır sinsi bir kanser hücresi gibi içimizde büyüyen, son 25 yıldır dünyayı ahtapot gibi saran böyle bir örgütle mücadele muhakkak kolay değildir. Bu mücadele uzun zaman ve mesai alacaktır.
ASALA YANDAŞLARI VE FETÖCÜ'LER ELELE MESAİ YAPIYOR
15 Temmuz'da devlet ve milletin yanında duranlarla kurşun sıkanları elbette ayıracağız. STK'lara, milli kuruluşlara sahip çıkmaya devam edeceğzi. Bir avuç hain yüzünden ne vatandaşlarımızın ne de milli ve yerli kuruluşların zarar görmesine izin veremeyiz. FETÖ her fırsat bulduğu ülkede Türkiye aleyhine algı operasyonu yapıyor. Ülkemize düşman kim varsa, bu milletin hasmı hangi yapı varsa onun eteğine yapışmaktan çekinmiyor. Geçen yaptığımız ABD ziyaretimizde bunu çok açık bir şekilde gördük. PKK sempatizanları, ASALA yandaşları ve FETÖ'cüler elele, kolkola eylem yapıyor. Terör yandaşlığı 15 Temmuz sonrasında ivme kazanmıştır.
SİYASET, AKEDEMİ VE MEDYA İÇİNDEN DESTEK ALIYORLAR
Siz gayret ettikçe bizlerden de gereken desteği göreceksiniz. Bu belayı devletimizin ve milletimzin başından tamamen defedeceğiz. Tarihimizde tek bir meseleyle uğraştığımız dönem olamaz. Bir yandan FETÖ diğer yandan bölücü örgüt, DEAŞ ve DHKPC ile mücadele ediyoruz. Toplumumuzun farklı kesimlerini hedef aldıkları saldırılarla bu örgütler Suriye ve Irak'taki ateşi ülkemize taşımaya çalışıyorlar. Ülkemizi turizm yönünden yaralamak istiyorlar. Tüm pervasızlıklarına rağmen medya, siyaset, akademi içindeki bazı kendini bilmezlerden aldığı açık desteğe rağmen hamdolsun şimdiye kadar bunu başaramadılar.
BUNUN ADI ATEŞLE OYNAMAKTIR
Ekonomik ve siyasi sorunları çözemeyen kimi Batılı siyasetçiler bu konuya sarılmış durumda. Avrupa'da vatandaşlarımızın işyerlerine, ibadethanelerine saldırıların arttığını görüyoruz. Bunun adı ateşle oynamaktır. Batıda yükselen kültürel ırkçılık, bu ülkelerdeki Müslüman azınlığın güvenliği hususunda endişelerimizi ciddi olarak arttırmaktadır. Tüm dünyada barış ve huzurun idamesi için de bu çok tehlikelidir. Biz Solingen'de vatandaşları ırkçılığa kurban vermiş bir ülkeyiz. 8 evladını dönerci cinayetleri diye üzeri kapatılmaya çalışan neonazi teröründe kaybetmiş bir ülkeyiz.
İSLAM KARŞITLIĞI VE KÜLTÜREL IRKÇILIĞA KARŞI ALARMDAYIZ
Yurtdışında İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığını ülkemizin gündemine almış bulunuyoruz. İslam karşıtlığı ve kültürel ırkçılıkla mücadelede Türk toplumu yalnız değildir. Aynı sorunla muhatap olan diğer müslüman toplumlar ve göçmen toplumlarla elele verip birlikte mücadele etmeliyiz. Ülkemize ve vatandaşlarımıza karşı şiddeti, terörü, nefreti tahrik eden mihraklarla kapsamlı bir hukuk, halkla ilişkileri yurtdışında yürütmeliyzi. 2016 dış politikamız açısından çok yığın ve yoğun bir yıl olmuştur. İstanbul'da düzenlediğimiz 13. İslam Zirvesi'nde islam dünyasının öncelikli konularını ele aldık.
MÜTTEFİKLER VE KOALİSYON GÜÇLERİ MAALESEF SINIFTA KALDI
Suriye'de akan kanı durdurmak için biz seferber olduk. Akdeniz'in kenarlarında Aylan Bebek sadece onu kucaklamış jandarmanın resmiyle ağlama fotoğrafları çektirmedik. Tam aksine biz onlara nasıl elimizi uzatabiliriz, onlarla bu acıyı nasıl paylaşabiliriz, bunun derdiyle dertledik. Son olarak 45 bin Suriyeli kardeşimizin Halep'ten çıkarılması için geceli gündüzlü bir diplomasi yürüttük. 2017 yılında siyasi çözüm sürecinin önünün açılabilmesi umuduyla adımlar atmış bulunuyoruz. Operasyonlarımız DEAŞ'a tarihin en büyük zararını verdi. Son dönemde DEAŞ'la mücadele konusunda maalesef müttefikimizin ve koalisyon ortaklarının sınıfta kaldığını ifade etmek istiyorum.
DIŞ POLİTİKADA 'KİM ACABA NE DER' ANLAYIŞINI TER ETMELİYİZ
Irak'ın DEAŞ'a karşı askeri mücadeleyi desteklerken Telafer ve Musul'daki kaygılarımızı gidermek için her türlü tedbiri aldık. Irak hükümetiyle zor ama samimi diyaloğu da başlattık. Sayın İbadi'yle yaptığım telefon görüşmesi akabinde sayın Başbakanımızın Bağdat ve Erbil ziyaretleri yol haritasının belirlenmesi bakımından son derece önemli oldu. Dış politikamızı dar, kurumsal ve ideolojik kalıplara, bekle görlere, acaba kim ne der yaklaşımlarına terk edemeyiz. Önce tedbir sonra tevekkül diyerek önlem almalı ve aktif çaba göstermeliyiz.
BU HAFTA AFRİKA'DA 4 ÜLKEYE ZİYARET YAPACAĞIZ
Afrika'da, Latin Amerika'da açılım politikalarımızı başarıyla devam ettiriyoruz. Dünya 5'ten büyüktür diye küresel sistemin acilen onarılması uyarılarımızı her vesile ile dile getiriyoruz. Bu hafta 4 Afrika ülkesine ziyaretle yoğunlaştırılmış ziyaretlerimizi başlatacağız. Dünyanın en büyük enerji kaynaklarıyla bunların en büyük kullanıcıların arasında bir köprü olan Türkiye bu alanda da kendine stratejik bir konum edinmiştir.
STRATEJİK ÖNCELİĞİMİZ AB AMA TUTARSIZLIKLARA EVET DEMEYİZ
Belediye Başkanıydım, Japon elçiler bizi sık sık ziyaret edip, işadamlarını bize getirirlerdi. Aynı şekilde biz de bu adımı atmalıyız. 2017 bu bakımdan çok önemli. 2017 yılında ülkemizi yoğun bir dış politika gündemi bekliyor. Bu hafta içinde Kıbrıs'ta çözüm açısından kritik önemde müzakereler olacak. AB ilişkilerimiz bakımından ise tam üyelik sürecine verdiğimiz öncelik değişmedi. AB hala bizim için stratejik bir tercihtir. Birliğin ülkemize yönelik tutarsızlıklarına, çifte standartlı politikalarına eyvallah demeyiz. Çabalar karşılıklı olursa anlamlı olur.
SAYIN TRUMP'LA ANLAYIŞ BİRLİĞİNE VARACAĞIMIZA İNANIYORUM
AB tarafından getirilen zirve önerisini de olumlu buluyoruz. ABD ile ilişkilerimiz ise ziyadesiyle hassas dönemden geçiyor. Obama yönetiminin son yıllardaki tutumu bazı tercihlerde hem kamuoyumuzda hem siyasette tartışma konusu haline gelmiştir. Sayın Trump ile anlayış birliğine vararak kısa zamanda mesafe kaydedeceğimize inanıyorum. Allah'ın izni ve hepimizin ortak gayretleriyle ikinci İstiklal zaferimizi taçlandıracağız. Sizler 15 ruhuyla hareket ederek ülkemize karşı sergilenen küstah oyunları bozmanızı istiyorum. Siz kıymetli büyükelçilerimize güveniyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.