Merkez Bankası yılın son faiz kararını açıkladı! 150 baz puan indirim
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası yılın son faiz kararında politika faizini yüzde 39,5’ten yüzde 38’e indirdi. Gecelik borç verme faizi yüzde 42,5’ten yüzde 41’e, borçlanma faizi ise yüzde 38’den yüzde 36,5’e çekildi. İşte karar sonrası piyasalardaki son durum...
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın son faiz kararını açıkladı.
TCMB'den faiz oranlarına ilişkin yapılan duyuruda, TCMB Başkanı Yaşar Fatih Karahan başkanlığında toplanan Kurul'un, politika faizinin yüzde 38'e indirilmesine karar verdiği bildirildi.
Kurulun ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 42,5'ten yüzde 41'e, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 38'den yüzde 36,5'e indirdiği belirtildi.
Merkez Bankası yılın son faiz kararını açıkladı (AA)
Duyuruda, "Kasım ayında tüketici enflasyonu, gıda fiyatlarındaki gelişmelerle beklenenden düşük gerçekleşmiştir. Enflasyonun ana eğilimi eylül ayındaki artıştan sonra ekim ve kasım aylarında bir miktar gerilemiştir. Üçüncü çeyrekte dönemlik büyüme öngörülenden yüksek gerçekleşmiştir." ifadesine yer verildi.
Son çeyreğe ilişkin öncü göstergelerin, talep koşullarının dezenflasyon sürecine verdiği desteğin sürdüğüne işaret ettiği belirtilen duyuruda, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının iyileşme işaretleri göstermekle birlikte dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiği aktarıldı.
Duyuruda, fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşunun talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyon sürecini güçlendireceği bildirilerek, "Kurul, politika faizine ilişkin atılacak adımları, enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak ara hedeflerle uyumlu biçimde dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyecektir. Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilmektedir. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda, para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır." denildi.
Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması halinde parasal aktarım mekanizmasının ilave makroihtiyati adımlarla destekleneceğine vurgu yapılan duyuruda, likidite koşulları yakından izlenmeye ve likidite yönetimi araçlarının etkili şekilde kullanılmaya devam edileceği kaydedildi.
Duyuruda, Kurulun, politika kararlarını enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyeceği vurgulandı.
Kurulun, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacağı aktarılan duyuruda, Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti'nin 5 iş günü içinde yayımlanacağı bildirildi.
A Para Yayın Koordinatörü Özlem Doğaner ve Ekonomist Cüneyt Paksoy, faiz kararının detaylarını ve ekonomiye yansımalarını A Haber canlı yayınında analiz etti.
A Para Yayın Koordinatörü Özlem Doğaner, Merkez Bankası'nın karar metninde yer alan gerekçeleri okuyarak, indirimin arkasındaki temel faktörün enflasyon beklentilerindeki iyileşme olduğunu vurguladı.
Doğaner, "Kurul, politika faizinin bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 39,5'tan yüzde 38'e indirilmesine karar vermiştir. Gerekçe olarak enflasyonun ana eğilimindeki gerileme, üçüncü çeyrekteki büyüme verileri ve talep koşullarının dezenflasyon sürecine verdiği desteğin sürmesi gösteriliyor" ifadelerini kullandı.
Doğaner ayrıca, Merkez Bankası'nın "sıkı para politikası duruşunun, fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürüleceği" mesajına dikkat çekti.
"TEMKİNLİ VE İYİMSERLİĞE ALAN AÇAN BİR HAMLE"
Ekonomist Cüneyt Paksoy ise 150 baz puanlık indirimin piyasa beklentileriyle uyumlu olduğunu ve Merkez Bankası'nın temkinli duruşunu koruduğunu belirtti.
Paksoy, "150 baz puanla giderek aslında hem temkinli hem de iyimserliğe bir miktar alan açan bir bakış açısı sergilendi. Metinde çok ekstrem bir değişiklik yok ama likidite koşulları ve kredi koşullarının rahatlatılmasına yönelik mesajlar önemli" dedi.
"2026'DA YABANCI SERMAYE GİRİŞİ ARTACAK"
Paksoy, 2026 yılına dair beklentilerini de paylaşarak, Türkiye'nin ekonomik hikayesiyle yabancı sermaye girişinin artacağını öngördü.
Cüneyt Paksoy, "2026 yılı için Türkiye'ye biraz daha fazla yabancı sermayenin gelmesi mümkün olacak. Bu rezervleri artırırken, Merkez Bankası alım ihaleleriyle döviz stabilizasyonunu sağlayacak. Piyasada biraz daha fazla TL bırakıp, kredi koşullarını rahatlatarak üretici ve sanayici lehine pozitif bir ortam yaratacak" değerlendirmesinde bulundu.
ENFLASYONDA DÜŞÜŞ BEKLENTİSİ
Enflasyonla mücadele sürecine de değinen Paksoy, "Özellikle ocak ayından itibaren baz etkisi işleyecek. Geçen sene 5'in üzerinde bir enflasyon vardı, kademe kademe düşüşle birlikte nisan-mayıs aylarında yüzde 25-26'lara inecek bir enflasyon görünümü, Merkez Bankası'nın manevra alanını daha da netleştirecek" diye konuştu.
Ekran görüntüsü / A Haber
Merkez Bankası'nın politika faizini 150 baz puan indirerek yüzde 38 seviyesine çekmesinin ardından Ekonomist Sinan Alican, A Haber muhabiri Aslı Bilger Kutludağ'a değerlendirmelerde bulundu. Alican, kararın beklentiler dahilinde olduğunu belirterek, indirimlerin piyasalar ve kredi oranları üzerindeki olası etkilerini analiz etti.
"KARAR BEKLENTİLER DAHİLİNDEYDİ"
Yıla yüzde 47,50 seviyesinde başlandığını hatırlatan Alican, politika faizinin yüzde 39,50'den yüzde 38'e çekilmesinin beklenen bir adım olduğunu ifade etti. Karar metninde özellikle kasım ayı enflasyon verilerine ve gıda fiyatlarındaki geri çekilmeye vurgu yapıldığına dikkat çeken Alican, "Aralık ayı enflasyon verisinde talep koşullarının iyileşmesine odaklanılmış durumda. Merkez Bankası dezenflasyon sürecini ve beklentilerin nasıl şekilleneceğini takip ediyor." dedi.
Alican ayrıca, metinde "toplantı bazlı ve ihtiyatlı" bir yaklaşımın öne çıktığını, olası bir bozulma durumunda sıkılaşma vurgusunun da yer aldığını belirtti.
Ekran görüntüsü / A Haber
BORSA İSTANBUL'A POZİTİF ETKİ
Faiz indiriminin Borsa İstanbul üzerindeki etkilerini değerlendiren Alican, fiyatlamaların pozitif olduğunu söyledi. Faiz indirimlerinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini düşürdüğünü ve çarpan etkisiyle şirketlere olumlu katkı sağladığını belirten Alican, "Bankacılık endeksi özelinde geçtiğimiz bir hafta boyunca iyi bir fiyatlama vardı, bugün de pozitif bir görünüm söz konusu." ifadelerini kullandı.
KREDİ FAİZLERİNDE DÜŞÜŞ BEKLENTİSİ
Vatandaşların yakından takip ettiği kredi faiz oranlarına ilişkin de konuşan Alican, mevduat maliyetlerinin düşmesiyle birlikte bankaların daha uygun koşullarda kredi verebileceğini belirtti. İndirimin kredi faizlerine yansımasının, Merkez Bankası'nın 150 baz puanlık indirimiyle orantılı ve minimal düzeyde olacağını ifade eden Alican şunları kaydetti:
"Bankacılık sektörü topladığı mevduatın maliyeti düştüğü için daha uygun kredi verebilir. Şu an itibarıyla taşıt kredisi tarafında 2,60-2,70'ler, konut tarafında da benzer oranlar söz konusu olabilir. Bu rakamlarda minimal düşüşler gerçekleşebilir."
"ASIL İNDİRİMLER ÖNÜMÜZDEKİ YIL BAŞLAYACAK"
Dezenflasyon sürecinin devam etmesi durumunda kredi faizlerindeki asıl iyileşmenin önümüzdeki yıl itibarıyla başlayacağını öngören Alican, düşüşlerin kademeli olarak gerçekleşeceğini sözlerine ekledi.
Yılın son faiz kararında indirim yapıldı (AA)
ABD'DE FAİZ İNDİRİMİ KARARI
Fed, dün, politika faizini beklentiler dahilinde 25 baz puan düşürerek yüzde 3,5-3,75 aralığına çekti. Böylece banka, aralık toplantısıyla birlikte faiz indirim döngüsünü sürdürmüş ve bu yıl politika faizinde üçüncü kez gevşemeye gitmiş oldu.
(Foto: AA)
Fed'in politika metni, mevcut göstergelerin ekonomik faaliyetin ılımlı bir hızda genişlediğini, bu yıl istihdam artışının yavaşladığı ve işsizlik oranının eylül ayına kadar hafifçe yükseldiği gösterdi.
Yılın son toplantısındaki söz konusu karar 3'e karşı 9 oyla alındı. Fed Yönetim Kurulu Üyesi Stephen Miran 50 baz puanlık faiz indiriminden yana oy kullanırken, Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee ve Kansas City Fed Başkanı Jeffrey Schmid'in ise politika faizinin sabit tutulmasından yana olduğu için karşı oy kullandı.
Fed, federal fon oranına ilişkin 2026 tahminini yüzde 3,4'te, 2027 ve 2028 yılı tahminini yüzde 3,1'de tuttu. Uzun dönem ortalama faiz beklentisi de yüzde 3'te kaldı.
Bankanın bu yıla ilişkin enflasyon tahmini yüzde 3'ten yüzde 2,9'a, gelecek yıl için de yüzde 2,6'dan yüzde 2,4'e indi. ABD ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme tahmini ise yüzde 1,6'dan yüzde 1,7'ye, gelecek yıl için yüzde 1,8'den yüzde 2,3'e yükseltildi.
(Foto: AA)
Söz konusu tahminler, Fed'in 2026'da 1 faiz indirimi öngördüğünün sinyalini verdi. Fed Başkanı Jerome Powell, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, istihdama yönelik aşağı yönlü risklerin son aylarda arttığının görüldüğünü belirtirken, enflasyon beklentilerine ilişkin kısa vadeli göstergelerin hem piyasa hem de anket bazlı ölçümlerde görüldüğü gibi yılın başlarındaki zirve noktalarından gerilediğine işaret etti.
Powell, uzun vadeli beklentilere ilişkin çoğu göstergenin ise hedefleriyle tutarlı kalmaya devam ettiğini söyleyerek, "Kısa vadede, enflasyona yönelik riskler yukarı yönlü, istihdama yönelik riskler ise aşağı yönlü, bu zorlu bir durum. İstihdam ve enflasyon hedeflerimiz arasındaki bu gerilimi yönetirken, politika açısından risksiz bir yol yok." diye konuştu.
Politika faizinin "nötr" seviyeye ilişkin tahminlerin geniş aralığı içinde yer aldığını ve ekonominin nasıl gelişeceğini görmek açısından beklemek için iyi bir konumda olduklarını ifade eden Powell, ocak ayındaki toplantıya kadar çok sayıda veri elde edileceğini, verilerin düşüncelerini şekillendirmede önemli rol oynayacağını vurguladı.
Analistler, bankanın ekonomiye ilişkin projeksiyonları ve politika faizine ilişkin üyelerin beklentilerinin yer aldığı "dot plot" grafiği ise gelecek dönemde faiz indirimlerinin kademeli olarak devam edebileceğini gösterdiğini ifade etti.
Fed 2026'da 1 faiz indirimi öngörmesine karşın para piyasalarındaki fiyatlamalarda yıl genelinde toplam 2 faiz indirim yapacağı tahmin edilirken, Powell'ın açıklamalarının ardından ocak toplantısı için ise yüzde 77 ihtimalle politika faizinin sabit tutulacağı bekleniyor.
TRUMP: "(FAİZ İNDİRİMİ) OLDUKÇA DÜŞÜK YAPTIĞINI SÖYLEYEBİLİRİM"
ABD Başkanı Donald Trump ise Beyaz Saray'da iş insanlarıyla bir araya geldiği yuvarlak masa toplantısında Fed'in faiz kararını değerlendirdi.
Powell'a yönelik eleştirilerini sürdüren ve Powell'ı "katı" olarak nitelendiren Trump, faiz oranlarının düştüğünü ancak Powell'ın fazla bir şey yapmadığını öne sürdü. Trump, faiz indirimi kararını kastederek, "Oldukça düşük yaptığını söyleyebilirim, en az iki katı olabilirdi." dedi.
Görev süresi gelecek yıl mayıs ayında dolacak Fed Başkanı Powell'ın yerine seçilecek ismi belirlemek için adaylarla görüşmeler yapıp yapmadığı sorulan Trump, Fed'in eski yönetim kurulu üyelerinden Kevin Warsh ile görüşeceğini söyledi.
Trump, faiz oranları konusunda dürüst olacak birini aradığını belirterek, "Sadece dürüstlük istiyorum, faiz oranımız çok daha düşük olmalı. Faiz oranımız dünyanın en düşük oranları olmalı." ifadelerini kullandı.
(Foto: AA)
ABD'nin tahvil faizleri Fed'in faiz kararının ardından son 4 işlem günündeki yükselişini sonlandırdı. Dün, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi 4 baz puan düşüşle yüzde 4,17'ye gerilerken, yeni işlem gününde de bu eğilimi sürdürerek yüzde 4,14'e indi.
Doların diğer para birimleri karşısında gerilemesiyle dolar endeksi 98,6'ya inerek 28 Ekim'den bu yana en düşük seviyesini gördü. Altının ons fiyatında Fed kararları sonrası yükseliş eğilimi izlendi. Dün yüzde 0,4 artışla 4 bin 230 dolardan kapanan altının ons fiyatı, şu sıralarda ise yüzde 0,3 düşüşle 2 bin 214 dolardan alıcı buluyor.
Brent petrolün varil fiyatı da yüzde 0,9 değer kaybıyla 61,9 dolarda bulunuyor.
Kurumsal tarafta ise ABD'li teknoloji devi Oracle'ın finansal sonuçları beklentilerin altında kalması teknoloji hisselerini baskıladı. Oracle hisseleri seans sonrası işlemlerde yüzde 12'yi aşan düşüş yaşadı.
Bu gelişmelerle, S&P 500 endeksi yüzde 0,67, Nasdaq endeksi yüzde 0,33 ve Dow Jones endeksi yüzde 1,05 değer kazandı. ABD'de endeks vadeli kontratlar güne negatif başlarken, Nasdaq 100 vadeli işlem kontratı yüzde 1 düştü.
AVRUPA BORSALARI İNGİLTERE HARİÇ NEGATİF SEYRETTİ
Dün Avrupa borsalarında İngiltere hariç satış ağırlıklı bir seyir öne çıkarken, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde'ın yaptığı konuşma yatırımcıların odağındaydı. Bölgede bugün ise İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Andrew Bailey'in açıklamaları yakından izlenecek.
ECB Başkanı Lagarde, Avro Bölgesi ekonomisinin ticaretteki gerilimlere karşı dayanıklılık gösterdiğini ve potansiyeline yakın bir büyüme gösterdiğini belirterek, ECB'nin gelecek hafta büyümeye yönelik projeksiyonlarını yukarı yönlü revize edebileceğinin sinyalini verdi.
Jeopolitik tarafta ise Rusya-Ukrayna Savaşı'na yönelik haber akışı yakından takip edilirken, Ukrayna medyası "Rus gölge filosuna" ait "Dashan" adlı petrol tankerine Karadeniz'de insansız deniz araçlarıyla saldırı yapıldığını ileri sürdü.
Bu arada Avrupa Birliği'nin (AB) en yüksek mahkemesi Avrupa Adalet Divanı yapısı içinde yer alan AB Genel Mahkemesi, Intel'in AB'nin para cezası kararına yaptığı itirazı reddetti ancak ABD'li şirkete verilen cezayı 376 milyon avrodan 237 milyon avroya indirdi.
Bu gelişmelerle, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,14 yükselirken, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,37, Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,13 ve İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 0,25 geriledi. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar güne negatif seyirle başladı.
ASYA BORSALARI HONG KONG HARİÇ NEGATİF SEYREDİYOR
Oracle'ın beklentilerin altında kalan finansal sonuçları sonrası ABD piyasalarında görülen satış dalgası, teknoloji öncülüğünde Asya endekslerine de sirayet etti.
Bölge piyasalarında teknoloji ve yarı iletken şirketlerinin hisselerindeki düşüşler dikkati çekiyor. Çin'in en büyük yarı iletken üreticisi Uluslararası Yarı İletken İmalat Şirketi (SMIC) hisseleri yüzde 2,5, Japonya merkezli SoftBank Group hisseleri yüzde 6,8, Renesas Electronics'in hisseleri 1,9 ve Güney Kore'de SK Hynix hisseleri yüzde 2 geriledi.
Öte yandan, Uluslararası Para Fonu (IMF), Çin ekonomisine ilişkin büyüme beklentilerini bu yıl için yüzde 4,8'den yüzde 5'e ve gelecek yıl için yüzde 4,2'den yüzde 4,5'e çıkardı.
Bu beklentilerin ekim ayında yayımlanan Dünya Ekonomik Görünüm raporunda yer alan tahminlere kıyasla sırasıyla 0,2 ve 0,3 puanlık yukarı yönlü revizyonları yansıttığı belirtilen açıklamada, bu revizyonun memnuniyetle karşılanan makroekonomik politika teşvik önlemleri ile Çin ihracatına uygulanan beklenenden düşük tarifelerden kaynaklandığı aktarıldı.
Bu gelişmelere ek olarak Japonya'nın, Fransa'nın, gelecek yıl ev sahipliği yapacağı G7 Zirvesi'ne Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'i davet etmesi ihtimalinden endişe duyduğu bildirildi. Resmi Kyodo ajansının kabine kaynaklarına dayandırdığı haberine göre Tokyo hükümeti, 2026'daki G7 Liderler Zirvesi'ne Şi'nin davet edilmesi ihtimaline tepki gösterdi.
Bu gelişmelerle, kapanışa doğru Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,8, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,1 ve Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,5 değer kaybederken, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yatay seyrediyor.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN
