Filistinliler Trump'ın Gazze planına ne diyor? "İngiliz-Amerikan sömürgeciliği istemiyoruz
ABD Başkanı Trump'ın 20 maddeden oluşan "Gazze Çatışmasını Sonlandıracak Kapsamlı Plan" adlı önerisini açıkladı. Tarafların kabul etmesi halinde savaşın derhal sona ereceği belirtilen anlaşmaya göre İsrail aşamalı şekilde Gazze'den çekilecek. Bu açıklama sonrası birçok ülkeden plana destek açıklamaları gelirken Filistin halkı ise bu durumu "İngiliz-Amerikan sömürgeciliği" şeklinde niteleyerek bu planın yeni bir sömürgecilik getirdiğini ifade ediyor. A Haber canlı yayınına katılan A Haber Muhabiri İrfan Sapmaz ve AA Muhabiri Faruk Hanedar son duruma ilişkin detayları aktardı.
Dün Beyaz Saray, ABD Başkanı Trump'ın 20 maddeden oluşan "Gazze Çatışmasını Sonlandıracak Kapsamlı Plan" adlı önerisini açıklamıştı.
Trump, Beyaz Saray'da kabul ettiği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile düzenlediği ortak basın toplantısında, planın taraflarca kabul edilmesi halinde "savaşın" derhal sona ereceğini, İsrail'in Gazze'den kademeli olarak geri çekileceğini, Gazze'de Hamas'ın rolünün olmadığı yeni bir sürecin başlayacağını ve tüm esirlerin serbest kalacağını söylemişti. Netanyahu da planın "savaş hedeflerini gerçekleştirdiğini" belirterek, destek açıklaması yapmıştı.
TRUMP'IN PLANINA FİLİSTİNLİLERDEN TEPKİ
Gazze Şeridi'ndeki Filistinliler, ABD Başkanı Donald Trump'ın dün sunduğu Gazze Planı'na ilişkin değerlendirmede bulundu. Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmeye yönelik 21 maddenin bulunduğu planı "Filistin davasını yok etmeye yönelik bir teslimiyet planı" olarak gören Gazzeliler, tepkilerini ortaya koydu.
"BU PLAN İNGİLİZ-AMERİKAN SÖMÜRGECİLİĞİ"
İsrail ordusunun yerinden ettiği ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı'na yerleşen Ahmed Saleh plana ilişkin, "Trump planına karşıyım çünkü bu plan Filistin davasını ortadan kaldırıyor. Bu plan yeni bir sömürgecilik getiriyor, İngiliz-Amerikan sömürgeciliği" dedi.
Trump'ın Gazze Şeridi'ni yatırım projesi olarak gördüğünü söyleyen Ahmed Saleh, "Trump, (Eski İngiltere Başbakanı) Tony Blair'i bize yönetmesi için getirmek istiyor. Neden bizi onun yönetmesi gerekiyor? Bizim bir devlet başkanımız ve yetkililerimiz var, kendimizi yönetebiliriz" diye konuştu.

NETANYAHU VE BEYAZ SARAY ÇELİŞTİ
A Haber canlı yayınına katılan A Haber Muhabiri İrfan Sapmaz ve AA Muhabiri Faruk Hanedar konuya dair gelişmeleri aktardı. Hanedar, Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Beyaz Saray'da yapmış olduğu görüşme ve sonrasında düzenlemiş oldukları basın toplantısını hatırlatarak "Netanyahu'nun kullanmış olduğu ifadeler Beyaz Saray'ın yayınlamış olduğu ateşkes önerisiyle aslında çelişkiler barındırıyordu. Nitekim İsrail bu öneri ilk gündeme geldiğinden beri Filistin yönetiminin hiçbir şekilde Gazze'nin idaresinde söz konusu, söz hakkı sahibi olamayacağını dile getiriyordu. Buna izin vermeyeceklerini söylüyorlardı." dedi.
A Haber Muhabiri İrfan Sapmaz: Donald Trump'ın Virginia'nın Quantico bölgesindeki konuşmasını dinledim, bir saat yaklaşık 20 dakikaydı. Ama öncelikle dün A Haber olarak biz yaklaşık 10 saat boyunca dakika dakika takip ettik. 20 maddelik bir anlaşma var. Bu anlaşmayı ilk kez biz A Haber olarak tüm dünyaya duyurduk. Peki bu süreç nasıl işleyecek?

Şimdi Donald Trump Quantico'daki dünyanın birçok yerinden gelen generallere ve amirallere yaptığı konuşma süresinde bu anlaşmadan bahsetti. Hamas'a 3-4 günlük bir süre verildiğini belirtti. Yani bu 3-4 gün süre içerisinde ki Mısır ve Katar ve Türkiye de artık bu işin içerisinde bildiğimiz gibi baştan bu yana, İbrahim Kalın da Katar'a gidiyor, ve bu 3-4 gün süre içerisinde Hamas bunu değerlendirecek ve geri dönüş yapacak. Yani bunu kabul edecek ya da etmeyecek. Kabul ederse, ilk etapta İsrail bir iyi niyet göstergesi olarak şu anda Gazze'nin etrafında bulunduğu bölgeleri yavaş yavaş boşaltmaya başlayacak. Anlaşmanın tamamıyla imzalanmasıyla birlikte 72 saatlik bir süre devreye girecek ve bu 72 saatlik süre içerisinde de tamamıyla şartlar oluşmaya başladığında İsrail güvenlik güçleri çekilmeye başlayacak. Donald Trump bugünkü konuşmasında '3-4 gün süre verdik' dedi. 'Bunu bekliyoruz' dedi.
Netanyahu, dün canlı yayınlarımızda ben bunun altını çizmiştim aslında, "geri adım atmaz Netanyahu" demiştim. Çok fazla geçmedi, saatler sonra zaten bu açıklamayı yaptı. Çünkü Donald Trump'ın Netanyahu üzerinde Merve, çok ciddi bir baskısı var, çok ciddi bir baskısı var. Tabii Sanayi Başkanının, Amerika Birleşik Devletleri'nin başkenti Washington DC'de Beyaz Saray'da Donald Trump'la yaptığı, çok dönem boyu altını hep çiziyorum, ikili bir görüşme var. Özel, sadece bir tercüman var arada. Özel bir görüşme var. Burada gerekli şeyleri söylediğini düşünüyorum Donald Trump'a, gerekli Netanyahu'nun hem Orta Doğu bölgesi için hem dünya için ne kadar tehlikeli bir süreci yönetmeye çalıştığını ilettiğini düşünüyorum. Ve arkasından da ki iki yıla kadar, yani Sanayi Başkanının da Donald Trump'ın görüşmesine kadar ortada böyle bir Gazze planının kabul edileceği ve Netanyahu'nun da bunu kabul edeceğinin hiçbir işaret ve emare yoktu. Dün Donald Trump bunu çok açık bir şekilde Netanyahu'ya iletti. Çok ciddi baskılar oluşturdu üzerinde.

TRUMP-NETANYAHU ARASINDA ÇOK CİDDİ BİR ÇATIŞMA VAR
Çünkü Donald Trump'ın da bundan çok fazla bir yolu kalmadı. Amerika içerisinde özellikle de Cumhuriyetçiler ve MAGA dediğimiz, "Amerika'yı önce büyük yapalım" çevrelerinde çok ciddi bir baskı var üzerinde. Tabii Donald Trump bunu kabullendirdi ama Netanyahu şu anda en azından yaptığı açıklamayla birlikte geri adım attığını görüyoruz. Yani anlaşmayı ihlal ettiğini görüyoruz. Ama şunu beklemek lazım, 3-4 günlük süreden bahsediyor Donald Trump. Bu 3-4 günlük süre içerisinde Hamas bu anlaşmayı kabul ederse, artık top tamamıyla Netanyahu'da olmuş olacak. Yani bu anlaşmayı Netanyahu bozmuş olacak. Bu durumda Amerika ne yapar ya da Donald Trump ne yapar? Tabii ki böyle bir soru çıkıyor ortaya. O açıdan Donald Trump'ın başka türlü baskılara gideceğini düşünüyorum. Çünkü Donald Trump bugünkü yaptığı konuşmada da Amerikan ordusuna 'hazır olun' mesajı verildi orada.
Kongre'de her ne kadar 435 sandalyeli Kongre'de tamamıyla çoğunluk Cumhuriyetçilerin elinde olsa da, 100 sandalyeli Senato'da çoğunluk Cumhuriyetçilerin elinde olsa da, bunlar da tabii Netanyahu ve çevresindeki derin yapıya çok ciddi bir şekilde destek veriyorlar. Çünkü 435 sandalyenin, 435 sandalyeli temsilciler meclisinin 368 kişisini AIPAC dediğimiz Amerika İsrail Halkla İlişkiler Komitesi, Yahudi komitesi, bunları destekledi ve fonladı. O açıdan çok ciddi bir çatışma var Donald Trump'la Netanyahu arasında.

AA Muhabiri Faruk Hanedar: Fakat biz öneride şunu gördük: Aslında bir önce bir istikrar gücü oluşturulacak ve ardından da Filistin yönetimi dahil edilecekti ve Filistin ile İsrail arasında, Filistinliler ile İsrailliler arasında bir diyalog kanalı oluşturulacaktı. Fakat Netanyahu'nun söyledikleri bununla tamamıyla çelişiyor. Nitekim bu sabah yapmış olduğu açıklamada İsrail ordusunun da Gazze'den, işgal edilen bölgelerden çekilmeyeceğini söyledi. Buna karşın öneride şunu görüyorduk biz: İsrail ordusu kademeli olarak, aşamalı olarak Gazze'de işgal edilen bölgelerden çekilecekti. Tabii ki İsrail'in ateşkes konusuna bu yaklaşımı şüpheleri de beraberinde getiriyor.
Bundan önceki tecrübelerden dolayı. 19 Ocak'ta devreye giren ateşkeste de bildiğimiz üzere üç aşamalı bir ateşkes anlaşması söz konusuydu. Birinci aşamada saldırılar duracak, İsrail... ve Hamas elindeki esirlerin bir kısmını bırakacak. Daha sonra ikinci aşamaya geçilecekti, yine esirlerin bir kısmı bırakılacak ve Gazze'nin geleceğine dair konular müzakere edilecekti. Saldırıların savaşın tamamen durması müzakere edilecekti. Fakat İsrail buna uymadı ve bunu bozdu. Bundan sonra Mart ayından sonra, 18 Mart'tan sonra yaşanan müzakerelerde de İsrail kendi şartlarını Hamas'a dayatmaya çalışırken bu müzakereleri sürekli olarak baltaladı ve bunun neticesinde de her defasında Hamas'ın anlaşmayı kabul etmediğini söyleyerek Hamas'ı suçlamaya çalıştı İsrail. Ve bundan dolayı, bu tavırdan dolayı şu anda İsrail'de de ateşkes anlaşmasını destekleyenlerin de hükümete yönelik birtakım şüpheleri bulunuyor.
Öte yandan da bilindiği gibi sağcı bir hükümetten, aşırı sağcı bir hükümetten bahsediyoruz İsrail'de. Şu anda İsrail kabinesinde İtamar Ben Gvir ve Bezalel Smotrich, iki aşırı sağcı bakan kesinlikle Netanyahu'nun bu anlaşmayı yapmasına karşı çıkıyorlar ve karşı çıkarken de şunu söylüyorlar: 'İsrail olarak biz Gazze'yi tamamıyla işgal etmeli ve hatta ilhak etmeliyiz. Böyle bir fırsat elimize gelmişken hükümetin tavrı bunun önüne geçiyor. Bu anlaşmayı yapmakla biz aslında teslim oluyoruz' diyorlar.
7 Ekim saldırısı gerçekleştikten sonra Filistinlilerin aslında en büyük endişesi yeni bir 'Nakba"nın geliyor oluşuydu. Yine geçmiş tecrübelerden hareketle. 1948'de yaşadı bunu Filistinliler, 1967'de yaşadı ve sürekli yaşadılar aslında. İsrail sürekli Filistinlileri sürgün etti, topraklarından etti. Gazze'de de böyle bir şey İsrail ilk andan itibaren planlıyordu aslında. Bu planlar ABD Başkanı Donald Trump'ın Ocak ayındaki, "Gazzelileri başka bir yere gönderebiliriz, orası artık yaşanacak bir yer değil" çıkışından sonra gelmişti.

Trump orada Mısır ve Ürdün'e işaret etmişti. Bundan sonraki süreçte aslında İsrail yapmış olduğu tüm saldırılarda ve operasyonlarda bunu önceledi, bu amacı önceledi, bu amaca yönelik adımlar attı. Gazze Şeridi'nin güneyinde bir bölge oluşturup bütün Filistinlileri önce buraya göç ettirip daha sonra da diğer ülkelere göndermeye çalıştı, bunun üzerinde çalıştı ve bunun için beş ülkeyle görüştüklerini söylemişlerdi. Bunların arasında Libya, Endonezya, Sudan gibi ülkelerin isimleri telaffuz edilmişti. Fakat gelinen noktada görüyoruz ki, henüz anlaşma değil, bunu da vurgulayarak söyleyelim, henüz bir anlaşma değil, bir öneriden bahsediyoruz ve anlaşmaya dönüşmesi muhtemel bir öneri. Eğer bu anlaşma gerçekleşirse Gazzeliler Gazze'de, Filistinliler kalacaklar ve bir yere gitmeyecekler. Aslında İsrail'le aşırı sağcıları en fazla rahatsız eden noktalardan bir tanesi de bu. Onlar çünkü Gazze'nin ilhak edilmesi ve Gazze'de yeni yasa dışı Yahudi yerleşimlerinin kurulmasını istiyorlardı. Filistin topraklarında bütün bölgelerin Yahudileştirilmesi amacı güdüyorlardı.
UMARIZ HAMAS ANLAŞMAYI KABUL ETMEZ
Bu amaç artık bu anlaşmayla beraber ortadan kalkmış oluyor, buna ulaşamamış oluyorlar. Buna yönelik tepkileri bu yüzden çok fazla. Hatta şunu da belirteyim, İsrailli aşırı sağcı bakanlardan, bakanlar şunu söylüyorlar: 'Hamas umarız bu anlaşmayı kabul etmez de bu anlaşma devreye girmez.' Fakat öte yandan da şunu belirtmek lazım. Söz konusu öneride Hamas'ın da zor durumda kalabileceğini söyleyen, yani bir başarıya ulaşamayacağını söyleyen çok sayıda isim de var.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN

