Geçen hafta, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un NATO Zirvesi'ndeki
anlamsız diklenişini, Merkel'den sonra
"Avrupa Liderliğine" oynamasına bağlamıştım:
"Macron Büyüyünce Merkel olacakmış!" (6 Aralık/ Sabah)
Macron'un başını
döndüren hayalinin,
Şansölye Angela Merkel'in
sağlık sorunları nedeniyle
göreve bir daha
aday olmayacağını açıklamasından beslendiği
kesin.
Ancak bir tarafta
14 yılın getirdiği deneyimin yanında yönetme becerisini
ortaya koymuş
karizmatik bir Alman lider... Öte yanda sözleriyle, jestleriyle, özel
yaşamıyla kısacası her şeyiyle ne Fransa'ya
ne de "dünyanın patronlar kulübüne" yakışan
bir
"çırak."
Ama elbette mesele içeride de hiçbir
karizması olmayan Macron değil. Muhatabımız,
Le Pen umacısını gösterip Fransız halkını Macron sıtmasına razı eden
küreselciler!
***
Dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 71. yıldönümü gündemiyle yaptığı konuşmada
adrese teslim mesajlar vardı.
"Avrupa'da ciddi manada lider krizi var" diyen Erdoğan,
dünya siyaseti kişisel özellikleriyle de domine eden güçlü liderleri isim isim andı...
Efsane sosyal demokrat
Schröder'den
Boris Johnson'a,
Berlusconi'den,
Kaddafi'ye,
Putin'den
Trump'a kadar kendisinin de içinde olduğu "gizli ajandası olmayan"
güçlü liderleri sıraladı.
***
Aynı saatlerde eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de Tunus'ta yaptığı bir konuşmada. "Güçlü liderlerin 3. Dünya'ya pek yaramadığından" dem vuruyordu.
Abdullah Bey, "Siyasal İslam" tartışmalarının sürdüğü, Avrupa'ya ve Akdeniz'e komşu Kuzey Afrika'dan, kime kimin cv'sini sunuyordu bilmiyoruz.
Ama "Batı'ya fazla sorun çıkaramayacak" silik, iddiasız, hatta liderden ziyade bir organizatör olacak adaylar arasında kendisinin de ismi olduğu kesin.
Ne acıklı bir kariyer.
*
Kriz var!
Dün arkadaşım Cemil Barlas telefonda isyan ediyordu:
"Yerli bir alışveriş sitesinden tablet siparişi verdim. Yoğunluktan dolayı ancak 15 gün sonra getireceklermiş!"
Şimdilik buldukları çözüm, çalışanlarına çifte mesai yaptırmakmış. Çoğu kargo şirketinde izinler iptal edilmiş.
Bakalım bu "kriz ortamında" müşterilerinin siparişlerini karşılamakta zorluk çeken alışveriş siteleri ve kargo şirketleri içine girdikleri "krizi" nasıl çözecekler?
Acaba bir şıklık yapıp siparişlerinin gecikmesinden ötürü "kriz" geçiren müşterilerine çiçek mi gönderseler?
Mesela, bu mevsimde de açan krizantem çiçeği! Kuşkusuz bu iş için en hesaplısı olacaktır.
Hem paramızın yanında gönlümüzü de almış olurlar.
Öyle ya bu kadar paranın harcandığı bu "kriz günlerinde" birileri, illa ki hep kazanacak değil mi?