1952’ye dönebilseydik yine de NATO’ya girer miydik?
07.04.2019, Pazar
Geçen hafta Engin Ardıç son dönem dünya siyasal tarihinin en dramatik sorusunu sordu köşesinde. Şöyle dedi: "NATO'ya karşıkurulan VarşovaPaktı, SovyetlerBirliği çökünce dağıldı. NATO niçindağılmadı? Soğuk savaşkazanılmış, düşmanortadan kalkmıştı,NATO niçinayakta tutuluyordu? Bir anlamı kalmışmıydı? Kimse bunu sorgulamadı. Türkiye de ağzını açamadı."
Üç yıl sonra
NATO'nun kuruluşunun 70'inci yılınınkutlandığı şu günlerde Türkiye'de müthiş birkararsızlık rüzgarı esiyor. Bizim NATO üyeliğimizbu örgütün kuruluşundan üç yıl sonra1952'de gerçekleştiği için, bizim üyeliğimizin70'inci yılında hâlâ üye olarak kalacakmıyız, bilemiyorum.
Avrupa Konseyi'ninkurucusuyuz
Aslında bu tür ittifaklara üyelik, uluslararasıörgütlerde kurucu olmak ya da bir ülkeile stratejik ortaklık gibi olgular artık çok tartışılıyor.
Mesela biz Türkiye olarak Avrupa Konseyi'nin kurucu üyesiyiz. Böylece hukukun üstünlüğünü ve çoğulcu demokrasiyi kıta ölçeğinde egemen kılacaktık. Ancak bizim demokrasinin askıya alındığı darbe dönemlerinde de üyeliğimiz devam etti.
Son 2016'daki FETÖ darbe girişiminde de Avrupa Konseyi üyelerinin üzüntü duyduklarını pek hissetmedik.
Dünyanın kabadayısı
Engin Ardıç'ın seslendirdiği soruyagelince... Varşova Paktı'nın da, SovyetlerBirliği'nin de ortadan kalkmalarına rağmenNATO'nun hâlâ var olmasının sebebiAmerika Birleşik Devletleri'dir. Bu ülke dünyanınkabadayısı olmanın ötesinde, kendisinezamanında muhtaç olmuş Türkiyebenzeri ülkeleri ve NATO'yu kullanarak,yeryüzünün haracını yemektedir.
Kural tanımaz
Amerika için anlaşma, diplomasi, iç işlerinekarışmamak, egemenliğe saygı gibikavramlar anlamsızdır. Bu ülkenin derindevletinin aklına estiği zaman, bağımsızülkelere askeri müdahale yapılabilir.
Yapılan ikili anlaşmalar tek taraflı olarak yok sayılabilir. İsrail gibi uyduların her türlü yasa dışı davranışlarına destek verilir.
Venezuela'da olduğu gibi, bir bağımsız ülkeye darbe çağrısı da yapılabilir. Ve son olarak da İran ordusunun bir bölümünü oluşturan "İran Devrim Muhafızları" Amerika tarafından terör örgütü kabul edilecekmiş.
Acaba?
Kısacası "Soğuk Savaş"ı ve nükleer dehşet dengesini özleyeceğimizi düşünebilir miydik? Keşke 1952'ye dönebilsek ve "Yaşadıklarımızdan sonra o zaman daNATO'ya girmeyi kabul eder miydik" diye sorabilsek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.