KEREM ALKİN

Osmanlı'dan Cumhuriyet'e, Türkiye'nin siyaset tarihinde İstanbul'da gerçekleşen mitingler her zaman önemli bir dönüşümün, yeni bir sıçramanın habercisi olmuştur. 15 Temmuz'da FETÖ'nün tetiklediği darbe girişimi, Türkiye'yi iç savaşa sürükleyecek vahşi bir operasyon, ömrümüz boyunca haklarını ödeyemeyeceğimiz 249 şehidimiz ve binlerce gazimizin fedakârlığı ve yüzbinlerin 'Milli İrade'si ile bertaraf edildikten sonra, 7 Ağustos'ta milyonları bir araya getiren 'Yenikapı Ruhu', Türkiye'nin demokrasisi ve geleceği açısından geri döndürülemez bir 'birlik ve beraberliğin' kodlarını 'Yeni Türkiye'nin genetiğine işledi. 'Yeni Türkiye'nin tankları durduran 'özgüven'le güçlendirilmiş kodları, vesayet odaklarına, bürokratik oligarşiye ve gücü tükenmekte olan 'batı merkezli' küresel ekonomi- politik kıskaca karşı, Avrasya'da 'oyun kurucu' bir Türkiye'nin 'önü alınamaz' yükselişi adına, Yenikapı'da "16 Nisan'da Evet" diye haykırdı.
Bir aydır, Avrupa siyaset ve medyasında yükselen 'referandumda hayır' kampanyaları, 'hayır' kampanyasını destekleyen kimi siyasetçilerin akıl almaz iddia ve çarpıtmaları, son 15 yılda, 'Sessiz Devrim'le Türkiye Ekonomisi'nin, Türkiye Siyaseti'nin gerçek sahibi konumuna ulaşmış olan Türk halkının 'kararsızlığı'na son verdi. Yenikapı'daki milyonların tümü, 16 Nisan referandumunda 'Geleceğin Türkiyesi'nin oylanacağının tam olarak farkında.
Türk halkı, Türk seçmeni, yürütme, yasama ve yargının, Cumhuriyet tarihinde ilk kez, doğrudan kendisi ve kendi temsilcileri ile belirleneceği 'Yeni Türkiye'ye geçmek adına, 17 Nisan sabahı için büyük coşku ve kararlılık içinde.
1960'lardan bu yana, Türkiye'ye değer katmış, değer verdiği tüm önemli siyasetçilerin, Türkiye'nin sıçraması adına talep ettiği 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, 17 Nisan sabahı için, bir adım ilerisinde durduğunu görüyor. Bu adımın, Türkiye'yi 2023'de 1.5 trilyon dolara, 2030'da 2.5 trilyon dolara taşıyacağının farkında.
Yenikapı'daki miting alanını inşa edebilme, bu alana milyonların bu kadar süre içinde gelebilmesini ve evlerine dönebilmesini sağlayan ulaştırma başarısının, sağlıkta Avrupa ülkelerinin hastalarını gönderdiği tarihi reformun farkında olan Türk halkı, 17 Nisan sabahı, yerli ve milli savunma, enerji, ulaştırma ve yüksek teknoloji kapasitesi ile Türkiye'nin uluslararası raporlarla tescillenmiş potansiyelini, başarısı tüm dünyaca kabul edilmiş bir 'güçlü lider'le, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ekibi'yle, tüm 'ümmet'in kaderi için, adalet ve refah için, 'kapsayıcı' güce dönüştürmeye kararlı.