HAŞMET BABAOĞLU

Hâlâ mı hümanist Yunus?!!

"Kendini, çevresini, çağını, dinini aşmasını bilen, yaşamayı seven ama ölümden korkmayan biri..."
Kimden söz ediliyor dersiniz?
Yine Sabahattin Eyüboğlu'nun cümleleriyle tanıtayım...
"Sevgiyi, insanlığı yücelten, Tanrılaştıran Yunus Emre."
Şaka yaptığımı sananlar olabilir.
Oysa biz talim terbiye yoluyla böyle bir Yunus öğrenmiştik.
Yunus Emre sanki bizden biri değildi de, bir Batı hümanizması düşünürüydü sanki...
Şükür ki, ben şanslı olanlardandım.
Çünkü rahmetli ninemin Yunus'uyla bütün bunların uzak yakın ilgisi yoktu, öylece hakikate doğru ilerleyebildim.

***

İşin fenası şu ki...
Devlet, benim çocukluğumda bıraktığım yerden pek öteye gidemedi.
Nice hükümetler geldi geçti, nice kültür bakanlığı kadroları...
Evindeyken halkın Yunus'undan konuşan bürokratlar dışarıda resmi ideolojinin "hümanist Yunus"una sarıldılar.
Şimdilerde üzerine biraz da küresel sos ekleniyor, Madonna "sufiliği"nden esintiler sahneye çıkarılıyor.
Eski ile yenisi arasındaki fark bu maalesef.

***

Baktım, tarihçi kardeşim Hakan yine isyanlarda... Mehmet Hakan Kekeç'ten söz ediyorum.
Kültür Bakanlığı ve Yunus Emre Enstitüsü'nün Yunus Emre anmalarına bozulmuş...
Onlarca yıl bunları yaşayıp alıştığım için haberlerde gördüğüm anma gecesi görüntülerine aldırmamıştım ama sonra anladım ki, Hakan yerden göğe haklı.
Şimdi soruyorum...
Hakan'ın "Yunus'un misyonu Muhammedi ahlakın ihyasıdır, yöntemi de gazadır, bu hümanist Yunus gönlümüzü yordu, yeter artık" deyişine katılmamak mümkün mü?

***

Cumhuriyetin kültür tarihi müthiş bir "endoktrinasyon" tarihi...
Nedir endoktrinasyon?
Bir toplumun zihnine, kültürel tasavvurlarına yapılan aşılamadır...
Maalesef bu iş kiraz ağacını avokado yapma çabasıdır.
Ne yapılmak istendiğini tam olarak anlayabilmek için yazımın başında Eyüboğlu'ndan alıntıladığım ve benim zamanımda okulda ezberlediğimiz cümleye bir daha bakın...
Oradaki "dinini aşmasını bilen" sözüne...
Nice kuşak nasıl "eğitim zayiatı" oldu, belki o zaman anlarsınız.

***


NOT DEFTERİ
Şark için "Ölümün sırrına sahiptir" derler. Fakat şark milletleri içinde dahi ona bizim kadar hususi bir çehre veren, her türlü laubalilikten sakınmakla beraber, onu ehlileştiren başka bir millet pek yoktur. (A. H. TANPINAR / Beş Şehir)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.