HAŞMET BABAOĞLU

İlginç zamanlar, kalabalık korkusu, virüs...

Filmden o konuşmayı hatırlar mısınız?
1999 yapımı Matrix'ten...
Son zamanlarda pek sık aklıma geliyor.
Hani "yapay zekâ" Ajan Smith şöyle diyordu Neo'ya...
"Bu gezegendeki her memeli çevresiyle uyum içinde yaşıyor. Fakat insan öyle değil. Sizler bir yere gidiyor ve durmaksızın çoğalıp doğal kaynaklarını kurutuyorsunuz, sonra hayatta kalmak için başka bir alana geçiyorsunuz. Gezegende bunu yapan bir organizma daha var: Virüsler... Bu yüzden işte insan hastalıktır, vebadır. Ve biz bu hastalığı iyileştirmeye çalışıyoruz."

***

Filmi izleyenler bilirler...
Ajan Smith, insandan klonlanan yapay zekâ programıdır.
O da çoğalır, bulaşır, bir tür virüstür.
Ama insanın çoğalmasına karşıdır Çevrenize, haberlere, yazılıp çizilenlere bir bakın...
Ajan Smith gibi konuşanların çoğaldığını göreceksiniz.
Belki de kısa süre sonra ana akım medya dediğimiz mecra bütünüyle Ajan Smith'leşecek...
Şimdi pandemi ve "bilim kurulları" yoluyla virüslerden nefret etme/ettirilme aşamasındayız.
Ya sonra?
Aynı yollarla, gün gelip kendimizden nefret etmemiz istenirse, şaşırır mıyız?

***

Kilit kelime "çoğalmak" ya da belli bir alan (coğrafya, ülke, yeryüzü) üzerinde haddinden fazla kalabalıklaşmak...
"Yeni dünya düzeni" mühendisleri de "kalabalık" kavramıyla korkutmayı seviyorlar.
Nüfus ile viral yayılma özdeşleştiriliyor.
İşin hilesi/numarası burada.
Esas problem olarak gördükleri şey nüfus.
Şimdi olmasa orta vadede "kalabalık yeryüzü"nü tenhalaştırmayı kafaya koydular.
Bilen bilir, zaten salgın hastalıklar bilimi için "kalabalık", negatif şart olarak temel bir yere sahiptir. Neolitik dönem, insanlık tarihinin ilk kalabalıklaşma dönemidir ve aynı zamanda salgınların çıkışının başlangıcıdır.
Şimdi yeni pandemilerin sırada beklediği tezi de aynı temele dayanıyor.

***

Tabii ki...
İlk iş kalabalığı kötü göstermek, kötülemek...
Şimdiden bu fikir zihnimizin derinlerine yerleştirildi.
Durup bir bakın...
Pandeminin suçlusu olarak da kalabalıklar gösterilmiyor mu?
Sosyal mesafe giderek uzak durmaktan tenhalaşmaya, birbirimizden kopuşa, hatta korkuya doğru evrilmiyor mu?
İlginç zamanlardayız vesselam!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.