Önce Türkiye, hep Türkiye notları...
***
Yeri gelmişken... Canları sıkıldığında "Düşünsene, bir sabah kalktığında bir bakıyorsun ki, Norveç'te uyanmışsın" diye hayaller kuran ve bunu da sosyal medyada paylaşanlardan, elli yıl bu ülkede yaşayıp üstelik medyasında önemli görevler üstlendikten sonra imam bayıldı yemeğini New York'taki bir restoranda fark edip beğenenlerden böyle günlerde bir şey beklememeli! Nihayetinde hemen hepsi talihsiz birer milli eğitim zayiatı ve "ecnebi ruh"turlar.***
Bizi artık uluslararası kuruluşların destek çıkıyormuş gibi yapıp "kınama"dan öteye gitmeyen açıklamaları da ilgilendirmiyor. Biz eylemdeyiz. Ve herkes için "sözün bittiği yer" yaklaşıyor, samimi olanları eyleme bekleriz.***
Hem nedir bu "kınama" denen şey? Washington'da görev yapan gazetecilerimizden Bilal Kenasari geçen gün ne kadar doğru tanımladı: "Batılı siyasilerin literatüründen kınama kelimesini çekip alsak bir müddet ne konuşacaklarını bilemeyecekler. Müthiş bir kelime bu. Var olma talili yapan yokluk."***
FETÖ diliyle konuşmaktan hiç çekinmeyen muhalefet liderleriyle askerimizi, savaşımızı, milli çıkarlarımızı konuşmak boş iş! Doğrudan Şam ağzıyla konuşanların ise neyin nesi olduğunu hepimiz iyi biliyoruz. Net!***
Safları sıklaştırma zamanı şimdi. Hep yazıyorum, bıkmadan usanmadan yazıyorum, agah olmak zorundayız, kavganın orta yerinde bile... Ve şarkıda söylenen doğrudur: "Kendin gibi mi sandın? Sertlik kanında var hayatın."Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Hamburger (05.05.2024)
- Haftanın notları: Budur! (04.05.2024)
- Eğitime dair tarihsel ve güncel masallar (03.05.2024)
- Geçen yüzyıla bakmak... Ama nasıl? (02.05.2024)
- Çocuklar bizden ne öğreniyor? (30.04.2024)
- Soykırımı değil, kendi baş ağrılarını durdurmak istiyorlar (29.04.2024)
- Güllerin içinden geçmeyen yollar (28.04.2024)
- Haftanın Notları: Uygarlığın köpek dişleri (27.04.2024)
- İktisat değil, insan... (26.04.2024)
- Ana muhalefet için gelecek nasıl gelecek? (25.04.2024)