Gülümseyerek izliyorum ama...
Sanki "Şaşırmadım. Saraya çıkanları biliyorum, tahmin ediyorum, aklımda bazı isimler var" diyen bizzat Kılıçdaroğlu değilmiş gibi...
Gülünç doğrusu...
Bazı gazeteciler de iki gündür şunu söylüyorlar: "CHP delegeleri ilkeli davranırsa, Kılıçdaroğlu bu olayın altından kalkamaz."
Bu yoruma da gülümseyerek bakıyorum.
Yahu, "ilkelilik" lafı CHP'nin fiyakalı jargonudur ama ilkeli davranıldığı pek görülmemiştir. Hele delegeler dediğiniz kimdir, "Kılıçdaroğlu'nun delegeleri" değiller midir?
***
Muharrem İnce basın toplantısında net ifade etti: "24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden beri iftira kampanyasının içindeyim, bu iftiraların, bu kumpasların hepsi genel merkezde üretildi."Oysa, o süreç "Gel bakalım Muharrem!"le başladı...
Kılıçdaroğlu'nun geri çekilip İnce'nin aday olarak öne sürülmesinin de bir tür "tasfiye" kumpası olabileceğini hiç anlamadı İnce, anlayamadı, anlamak istemedi.
Ama perşembe gününden beri tartışılan "Cumhurbaşkanı'yla görüşen CHP'li" kumpasının ana hedefinin İnce olduğunu düşünmüyorum.
Yerel seçimler sonrasının CHP'sinde artık İnce'nin ciddi bir siyasi gücü yok ki, esas hedef olsun.
***
Eh, haklısınız...Bu satırları okurken içinizden "bari sen bu saçma gündeme aldırmasaydın" diye aklınızdan geçiriyorsunuz, eminim.
Doğru, yine hem dünyadan, hem de Türkiye'nin ana meselelerinden koptuk.
Kissinger'in üç gün önce "etkileri Birinci Dünya Savaşı'ndan daha sert olabilecek yeni bir soğuk savaşın eşiğindeyiz, ABD ve Çin anlaşmazsa, dünya çok değişir" dediği bir dönemde...
Artık Avrupa'yla ABD'nin NATO'sunun arasının kesinkes açıldığını, dahası Avrupa'nın finansal bir kopuşa da hazırlandığını idrak ettiğimiz sırada...
Ve bütün bunlar bizi de ciddi biçimde etkileyecekken...
Berbat bir olaya takıldık kaldık.
Kumpasın da saçması olmaz mı, olur.
Ya da saçma görünmesi özellikle seçilmiş bir kumpas.
CHP varsa, o da olur.
***
Ya CHP tabanı napıyor derseniz...Bizim bazı arkadaşlar "belki şimdi Kılıçdaroğlu ve genel merkez hakkında uyanmışlardır" diye düşünüyorlar.
Yanılıyorlar.
İltidara duyduğu nefretle uyuşturulmuş kitlelerin uyanması öyle kolay olmaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Eğitime dair tarihsel ve güncel masallar (03.05.2024)
- Geçen yüzyıla bakmak... Ama nasıl? (02.05.2024)
- Çocuklar bizden ne öğreniyor? (30.04.2024)
- Soykırımı değil, kendi baş ağrılarını durdurmak istiyorlar (29.04.2024)
- Güllerin içinden geçmeyen yollar (28.04.2024)
- Haftanın Notları: Uygarlığın köpek dişleri (27.04.2024)
- İktisat değil, insan... (26.04.2024)
- Ana muhalefet için gelecek nasıl gelecek? (25.04.2024)
- Bu ‘ego’larla nereye? (23.04.2024)
- Aynada kendimize bakmaya sıra gelecek mi? (22.04.2024)