Zaman akıp geçerken: Fotoğraflar yalan söyler
***
Benim gençliğimde eski İstanbul ailelerinin problemiydi. Yetişkin çocuklar evlenmez, evden ayrılmaz, anne veya babalarının yanında biraz hasta bakıcı biraz çocuk kalarak yaşamayı sürdürürlerdi. Rantiye düzenleri bozulup maddi imkanlar tükendikçe ruhsal durumları da bozulurdu. Elbette patolojik bir dokuydu bu... Şimdi dikkatimi çekiyor. Bu tür aileler bütün toplumsal kesimlere yayılıyor.***
Uzatmadan söylemek istediğim şu: Çocuklarını hayata dahil olmaya zorlamayan, onlara koca adam veya kadın olduklarında bile bebek muamelesi yapmayı sürdüren ve "yanımdan ayrılmasınlar" diye düşünen ebeveynler yanlış yapıyor. Halil Cibran'ın "Ermiş'indeki sözleri hatırlatmak isterim: Ebeveyn yaydır, çocuklar ok. Yayı çekmek gerekir.***
Bir de şu "fotoğraflarında nasıl da gülüyorlar, intihar edecekmiş gibi görünmüyorlar" klişesini aşsak çok faydalı olacak. Koskoca gazetecilerin bile bu klişeye başvurması kabul edilemez. Net söyleyeyim: Cahillik.***
Lafı kederli alandan çıkartıp keyifli bir konuya sürüklemek isiyorum ama... bu notum da tatsız. Devamlı okurlarım bilir, benim için belki en leziz yiyecek simittir. Tabii halka şekli verilip üzerine susam atılmış her hamur simit değil. Bu bakımdan tabelasında "unlu mamuller" vesaire yazan bazı pastahaneleri kınamak istiyorum. Simit diye sattıkları şeylerden utanmalılar.Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Geçen yüzyıla bakmak... Ama nasıl? (02.05.2024)
- Çocuklar bizden ne öğreniyor? (30.04.2024)
- Soykırımı değil, kendi baş ağrılarını durdurmak istiyorlar (29.04.2024)
- Güllerin içinden geçmeyen yollar (28.04.2024)
- Haftanın Notları: Uygarlığın köpek dişleri (27.04.2024)
- İktisat değil, insan... (26.04.2024)
- Ana muhalefet için gelecek nasıl gelecek? (25.04.2024)
- Bu ‘ego’larla nereye? (23.04.2024)
- Aynada kendimize bakmaya sıra gelecek mi? (22.04.2024)
- Geçiştirilen geçmiş ve gelecek (19.04.2024)