HAŞMET BABAOĞLU

Suudiler üzerinden plan

Türkiye'nin Kaşıkçı faciası süresince izlediği doğrudan küresel medyayı kullanmaya yönelik serinkanlı iletişim stratejisi veliaht prens Selman'ın pozisyonunu zora soktu. Bu doğru!
Ancak Suudiler ile Pentagon/Trump arasındaki bağın bu olay sonrasında bir çırpıda zayıflayacağını sanmak büyük hata olur.
Yeni Ortadoğu dizaynında Suudi Arabistan'ın pilot ülke seçilmesi öyle basit bir plan değildir. Üstelik bu planın lokomotiflerinden birinin İsrail olduğunu unutmamalı.
Hem böylesine radikal değişiklikler için Prens Selman'ın yönetimi kadar uysal bir başka partner bulmak kolay mı?
Tabii şu net...
Önümüzdeki günlerde bölgede (bazıları Kaşıkçı olayını perdelemek amaçlı) çok ilginç gelişmeler göreceğiz.

***

HASBIHAL

Artık elimi ayağımı çektiğim kalabalık davetlerden biriydi.
Önemli bir yerel yöneticiyle tanıştırıldık.
Çevresi kalabalıktı. Henüz el sıkışıp hal hatır soracaktık ki, araya birileri girdi; mırıltılar, kulağa fısıldamalar, başka bekleyenlerin varlığı falan derken, toplu halde ayrıldılar.
Zor işler, sıkıcı sosyal sorumluluklar malum.
Sonra bir baktım ki, sosyal medyada benimle karşılaşıp "hasbıhal ettiği"ni anlatmış.
Keşke ama söyleş(e)medik ki..
Dertleşmenin yanından bile geçmedik.
Dostça konuşmak mı?
Sadece üstünkörü tanışmıştık.

***
Şöyle hepimiz için pek tanıdık tablolar da ekleyebilirim...
Vekil bey uzak akrabasının beyaz eşya dükkânının açılışına geliyor.
Gösterişli çiçekler, balonlar, gıcır laci takım elbiseler, siyasi imalı jestler, vs.
Hoş beş ve fotoğraf çekiminden sonra vekilimiz sokakta birkaç kişinin elini sıkıp hızlı adımlarla ayrılıyor.
Bir gün sonra da Twitter'da şöyle bir yazı: "Mahalle sakinleriyle hasbıhal ettik."
Anlayacağınız, bu kalıp çok yaygın.
Ama "hasbıhal" kelimesi kopyalandıkça naylonlaşıyormuş falan kimsenin umurunda değil.
***

Neden böyle?
Belli ki bir eksiğin farkındayız.
Kendimizi içinde güvende hissettiğimiz dar çevrenin dışına çıkmaktan ürküyor ve yakından tanımadıklarımızı dinlemekte zorlanıyoruz.
Çok sosyal işler yapıyor olmamız aslında yavaş yavaş "içimize" kapandığımız gerçeğini örtüyor.
Peki "hasbıhal" kelimesini sık tekrarlarsak, o eksik gedik kapanır mı?
Galiba öyle sanıyoruz.
Ama olmuyor işte!
Hele konu siyaset ve siyasetçiyse problem daha çok göze batıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.