HAŞMET BABAOĞLU

Hiçbir yerde kalamıyorsun, “an”da nasıl kalacaksın?

Kitapçıdaki rafların en havalı noktasında o başlık dikkatimi çekti: "Anda Kalmak."
İçimden "hâlâ mı?" diye geçirdim; "geçmemiş miydi bunun modası..."
An nedir ki?
Bu cümleyi içimden geçirdiğim süre...
Şu sıralarda okur yazar kitle (herhalde psikolojik / zihinsel çözüm arayışlarını tükettiklerini sandıklarından olsa gerek!) şimdi de "beyinciler"in kapısını çalmaya başladı ya, bir de öyle söyleyeyim...
An denilen şey, beyin / nöroloji deneylerine göre en fazla üç saniyelik bir farkındalık...
Fakat esas derdimiz başka tabii...
Şimdiki zaman tecrübemizi uzatmak, yaymak, genişletmek istiyoruz...
Bu yüzden de bize "akıp giden zaman yok, birbirine eklenen anlar var" diyen geleneksel hikmetin içinden kelimeyi çekip aldık, modern züppeliklerimize yem yapıyoruz.
***
Burada dikkat edilecek noktaya gelince...
Hinlik ile saflık yan yana.
Önce işin hinlik tarafına bakalım...
Hiç öyle süslü kelimelere, "Kişisel Gelişim" gevezeliklerine takılmayın...
Gerçekte olay şu: Geçmişe boş vermek ve geleceği bir tarafına takmamak isteyen bencil ve tuzu kuru bireycilik "anda kalma"ya çalışıyor.
Aslında uzun tutulmuş bir "keyif kültürü" arayışından başka bir şey değil.
Gelsin aforizmatik kitaplar, türlü çeşitli kurslar, meditasyonlar falan...
Ama kovaladıkça kaçar zaman.
Durdurmak istedikçe akar.
Hele gelecek endişesini savuşturmak kolay mı?
***
Bir de olaya az çok doğru yerinden yaklaşanlar var; iyi niyetliler, "saflar", değer bilenler...
Esas onların arayışı üzerinde durmalıyız.
Şu bildiğimiz "an" öyle uzatılıp yaşanamaz ama ne yapıyorsak, hakkını vererek yapabiliriz.
Mesela geleneğin dediği gibi...
Çay demliyorsak, sadece çay demlemeli, zihnimizi fokurtusuna odaklamalı, tadındaki lütfu sonuna kadar hissetmeliyiz.
Bir kıyıda oturmuş denizi seyrediyorsak veya bir işin sorumluluğunu üstlenmişsek de aynı şey geçerli. Peki zihni oraya buraya dağılmadan hiçbir işe girişemeyen günümüz insanı bu işin altından kalkabilir mi?
Mesela bir kez olsun, çay fokurdarken cep telefonundaki biplere ve sosyal medya paylaşımlarına bakmadan demlenmesini bekleyebilir mi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.