Bunlara mı gülüyorsun? Vah vah!
Tıpkı aşağılık alaycılığı mizah olarak görüp bir de zeka belirtisi saymanın çok feci bir yanılgı olması gibi.
Ama bu virüsü bir kere içimize zerk etmişler.
Sosyal kesim ayrımı yapmaksızın hızla yayılıp bulaşıyor.
En fenası da şu ki...
Saf neşeye karşı duyduğumuz masum ve güzel açlık gitgide kirleniyor.
Unutmamalı...
Neye üzüldüğümüz konusu benliğimizin; neye güldüğümüz de aklımızın seviyesini gösterir.
Ambulans/acil tıp hizmetlisi olduklarını tahmin ettiğimiz iki kişi; biri çok genç bir kadın, diğeri orta yaşlı bir erkek gittikleri cenaze evindeki ağıtları taklit ederek gülmekten kırılıyorlar.
Yaptıklarının normalliğinden ve gördüklerinin gülünçlüğünden o kadar eminler ki, görüntülerini yaymaktan çekinmemişler.
Belli ki, herkesin de kendileri gibi güleceğini düşünüyorlar.
İki gündür yazsam mı yazmasam mı, diye düşündüm.
Yapmışlar bir cahillik deyip geçecektim.
Sonra baktım ki, video viral olmuş, kopmuş gitmiş.
Bari iki çift laf düşeyim şuraya, dedim.
İlk söyleyeceğim, çok yalın.
Videoya bakanlar...
O acınası kişilere bakarken siz de gülmeyin!
Çünkü siz güldükçe, insani değerler adına elimizde avucumuzda kalmış ne varsa, eriyor, çözülüyor.
İnsanların yaslarıyla, üzüntüleriyle, acılarıyla ağlamak gülünecek şey mi?
Bir de şunu sorun sorgulayın artık...
Pervasız alaycılık ne zaman, ne için, nasıl kahkaha sebebi olup çıktı?
Sevinç duygusuyla, saf neşeyle aramız bozuk. Biliyorum.
Onu nerdeyse her gün ellerimizle öldürmeye kalkışıyoruz.
Yazık!
O zaman böyle cahillikler çıkıyor ortaya: Zorla gülmeye çabalamalar; hoyrat mizah, boş geyikler...
Güzelliği bilmeyenin güzel gülmesi; sevinmeyenin neşelenmesi mümkün mü?
O halde, sevinç duygusuyla bozulan ilişkimizi yeniden tamir etmenin zamanıdır.
Ve tekrar ediyorum...
Kaynağı şüpheli kahkahaları, kıkırdamaları marifet sanmaktan vazgeçmelidir.
Biliyor musunuz?
Kayıtlarda açık biçimde var: Abu Gureyb hapishanesindeki işkenceciler işlerini kahkaha atarak görüyorlardı.
Columbine Lisesi'nde arkadaşlarını tarayan katil gençler o sırada kıkırdıyorlardı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bizimkiler neden renksiz ve sessiz? (06.05.2024)
- Hamburger (05.05.2024)
- Haftanın notları: Budur! (04.05.2024)
- Eğitime dair tarihsel ve güncel masallar (03.05.2024)
- Geçen yüzyıla bakmak... Ama nasıl? (02.05.2024)
- Çocuklar bizden ne öğreniyor? (30.04.2024)
- Soykırımı değil, kendi baş ağrılarını durdurmak istiyorlar (29.04.2024)
- Güllerin içinden geçmeyen yollar (28.04.2024)
- Haftanın Notları: Uygarlığın köpek dişleri (27.04.2024)
- İktisat değil, insan... (26.04.2024)