HAŞMET BABAOĞLU

Bir nevi Survivor!

"Özeleştiri yapmalısın" diyor genç kız karşısındaki delikanlıya...
Bir kafedeyim. Yanımdaki masada henüz yirmilerinin başında dört genç var.
Bu lafı işitince kendi gençlik yıllarımı hatırlıyorum; siyasi hizipler, kavgalar, çekişmeler...
O zamanlar "özeleştirini ver" denirdi. Özeleştiri bir otorite tarafından alınan bir şeydi. Atmosfer anında bozulurdu. Çünkü arkası kötü gelir, dışlanmak kader olurdu.
Şimdi tam tersi...
Gündelik hayatta yaptığımız hataların dökümünü çıkarmak "ilgi arayıp bulma"nın yeni bir yolu oldu.
Tabii bahsettiğim gençler de fırsatı kaçırmayıp arkadaşlıkları süresince birbirlerine yaptıkları yanlışları saymaya başlıyorlar. Nasıl bir heyecan, nasıl inceden bir haz! Sanırsınız ki, hepsi birer Survivor yarışmacısı...
Daha fazla kulak misafiri olmamak için kulaklıklarımı takıp müzik dinlemeye dönüyorum.
***
E hadi onlar çok genç...
Konuşmalarının ya "Ne giysem yakışır" yarışmalarındaki yapay laf sokmalara ya da "Survivor" tartışmalarına benzemesini az çok anlayabiliriz.
Fakat akranlarımın da "ama sen şöyle yaptın, böyle dedin; hatanı kabul etmelisin" türünden konuşmalara müptela olmalarına ne demeli!
Ekranda olup bitenlerin toplumu derinden etkilediği tezlerine yıllarca karşı çıktım ama galiba yanıldım.
Çünkü koca koca adamlar ve kadınlar da kısacık bir sohbeti bir anda "yarışmacı" çekişmesine çeviriveriyorlar.
Eyvah ki, eyvah!
***
Başkalarının hatalarını/ayıplarını örtmek geleneğin en güzel buyruklarındandı.
Hatalarımızı sadece bir "bilen"e danışıp usul usul içimizden kendimizle hesaplaşmak da öyle...
Artık gerilerde kaldı.
Dönecekmiş gibi de görünmüyoruz.
Sanki "suçlu" olduğumuzdan hiç kuşkumuz yok da, bir yargıç karşısına çıkmaktansa, jüri (bizi dinleyen eş, dost, iş arkadaşı vd.) tarafından değerlendirilmeye alınmaya çalışıyoruz.
Psikanalist Adam Phillips haklı olarak bir tür "özeleştiri orjisi"nin yaygınlaşmasından söz ediyor. Ortalığa saçıp döktükçe hatalar ağırlıklarını kaybediyor sanıyoruz.
***
İşe bakın!
Doğrularda birleşecektik, şimdi hatalarda uzlaşıyoruz.
Muhabbet olacaktı aramızda; oysa birbirimizin üzerine içimizi kusuyoruz.
Ne desem bilmem ki!
Buraya üzüntü emojisi koysam, durumu kurtarır mı?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.