Birileri dünyayı hazırlıyor... “Cehennem”
"Virüs nerede?" Sorduğu şey bütün dünyayı bir anda sarıp milyonlarca insanı öldürecek biyolojik silah.
Profesör Langdon bir saniye bile duraklamadan cevaplıyor:
"İstanbul'da!"
Sahne bir filmde geçiyor.
6 milyon nüsha satmış bir romandan uyarlanmış yüksek hasılat beklenen bir filmde.
Yine de ürperiyorsunuz.
Çünkü kelime kendi başına bile ürpertici: Virüs.
Düşünün, ne çok çağrışım taşıyor içinde.
Bu diyalogun herhangi bir Batılı zihnin kuytularında "Ölüm, kötülük, hastalık İstanbul'dan mı dünyaya yayılacak?" sorusunu uyandırmayacağını rahatça iddia edebilir miyiz? Hayır!
Üstelik kastedilen mekân başlı başına imalarla dolu: Aya Sofya.
Ve son zamanlarda milyonlarca dolar harcanarak yapılan felaket filmlerinde öyle şifreler sunuluyor ki...
İnsan ister istemez irkiliyor.
Çünkü Hollywood dediğimiz şey nihayetinde "Küresel Merkez"in ideoloji üretim ve inşa merkezi.
Bilenler anlamıştır;
Dan Brown'un romanından uyarlanan ve bizim sinemalarda da gösterime giren Inferno/ Cehennem filminden söz ediyorum.
Dan Brown mı? 2009'da Türkiye gezisindeki basın toplantısından sonra bir paravan kimlik olduğu kanaati uyandırmıştı bende. Sanırım, onu ünlü yapan Da Vinci Şifresi, Kayıp Sembol ve Cehennem romanları masonik bir yazı kurulu tarafından ince ince hesaplanarak yazılıyor.
Filmin başlarında geniş kalabalıkların cehennemi andıran görüntüleri perdeye yansırken bir yandan da şu söyleniyordu:
"Belki de acıyı göze almamız gerekiyor. İnsanlığı cehennem kurtaracak." Çok etkiliydi, doğrusu.
Ara verilip meşrubat reklamları gösterilmeye başladığında dahi zihnimde dönüp durdu o söz: "İnsanlığı cehennem kurtaracak." Cehennemle kastedilen ne?
Hemen şu yaşadığımız günlerde mesela...
Halep'teki ilkokul çocuklarını her gün ama her gün katleden bombalar mı?
Ya da yaklaşan/ yaklaştırılan büyük savaş mı?
"Seçilmişler" hariç herkesi yok edecek bir biyolojik veya nükleer felaket mi?
Bir Armageddon planı mı?
Hepsini masaya yatırıp üzerine düşünmeliyiz.
Fakat şurası net...
Birileri dünyayı hazırlıyor.
Neye mi?
"Kurtuluş"a ermek için insanlığın büyük acılar çekmesi gerektiğine...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Soykırımı değil, kendi baş ağrılarını durdurmak istiyorlar (29.04.2024)
- Güllerin içinden geçmeyen yollar (28.04.2024)
- Haftanın Notları: Uygarlığın köpek dişleri (27.04.2024)
- İktisat değil, insan... (26.04.2024)
- Ana muhalefet için gelecek nasıl gelecek? (25.04.2024)
- Bu ‘ego’larla nereye? (23.04.2024)
- Aynada kendimize bakmaya sıra gelecek mi? (22.04.2024)
- Geçiştirilen geçmiş ve gelecek (19.04.2024)
- Tam o noktadan başlayın! (18.04.2024)
- Sahnedeki denge bozulur mu? (16.04.2024)