HAŞMET BABAOĞLU

Foyalarının ortaya döküldüğü gün de gelecek!

Şunları alt alta sıralayayım, öyle bakın...
ABD Fransa İngiltere Avustralya Belçika Danimarka Norveç Kanada Almanya Suudi Arabistan Birleşik Arap Emirlikleri Katar Ve en nihayetinde de Rusya.
Türkiye'yi bir yana bırakırsak, DAEŞ'e karşı askeri operasyonlara katılan veya lojistik destek veren ülkeler bunlar.
Pek heybetli bir koalisyon ama bugüne kadar ne yaptılar, dersiniz.
Aradığınız cevap kaç sorti yapıldı, kaç bomba atıldı, kaç hedef vuruldu şeklinde olacaksa, o kolay. Açın interneti bir yığın istatistik bulursunuz. Hatta operasyonun maliyet hesaplarını da çıkartabilirsiniz. Eş dost arasında "ABD tek bir ay içinde üç bin sorti için günde 10 milyon dolar harcamış" diye heyecanlı bir sohbetin kapısını da açabilirsiniz.
Fakat sonuç ne? DAEŞ bitti mi? Geriledi mi, kan kaybetti mi? Hayır!
Operasyonlar muhaliflere zarar verdi, YPG'yi ve kanlı rejimi güçlendirdi fakat DAEŞ'e pek dokunduğu söylenemez. Hatta DAEŞ'in yenilmezliğine dair efsaneler oluşmasına yol açıldı.
Bir yandan da Türkiye sıkıştırıldı.
Alttan alta dendi ki...
Bizim kara gücümüz olmayacaksanız, DAEŞ destekçisi olduğunuza dair küresel medya kampanyalarına gaz veririz.
Şantajdı bu ve nitekim yaptılar da.
***
Şimdi bugüne gelelim.
Geçenlerde resmen ve biraz da ironik biçimde açıklandı: NATO'nun DAEŞ'le sınırı artık yok. O sınır bir hafta içinde temizlendi ve içerilere doğru ilerleniyor.
Nasıl mı?
Çünkü Türkiye onların önerdiğini değil, doğru bildiğini yaptı.
Üstelik de darbe kalkışmasında yara almış ordusuyla yaptı bunu.
Harekâtın en kritik safhasında koalisyon uçaklarının "hava muhalefeti" bahanesiyle pistlerinden kalkmadığı;
ABD yetkililerinin sürekli laf çevirdiği bir ortamda yaptı.
Yıllardır süren "DAEŞ'le uluslararası mücadele" yalanını yüzlerine vura vura ve daha yakın zamanda Türkiye'yi tehdit etmeye kalkışan NATO'nun da karizmasını çize çize yaptı.
Şimdi etekler tutuştu tabii.
ABD mecburen "acaba ekimde Rakka'yı alsak mı?" diye tartışmaya başladı.
***
Önümüzdeki aylar ilginç gelişmelere gebe.
Zorluklar da yaşanacak.
Ama hiç kuşkunuz olmasın ki...
Rakka'nın perişan sokaklarında tavuk keser gibi kafa kesenlerle Batı medyalarına özel ve Hollywood senaryolarına taş çıkartan kafa kesme videolarını çekenler arasındaki farklar da kabak gibi ortaya çıkacak...
Gün gelecek...
DAEŞ'in sosyolojik tabanıyla Batı'da kurgulanmış tavanı arasındaki uçurum aşikâr olacak.
O aşamaya kadar Türkiye bağımsız duruşundan taviz vermeden ama (bu çok önemli) sistem içinde kalarak yoluna devam etmeli.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.