HAŞMET BABAOĞLU

Dünya dersi

Batı'ya dair hayal kırıklıkları, kırgınlıklar, isyanlar birbirini izliyor...
"Ama Ankara'da bomba patlayınca böyle davranmamıştınız..."
"Hani terör terördü, hani kimden geldiğine bakmaksızın lanetlenmeliydi..." Farkındasınızdır, yakınma listemiz gitgide uzuyor.
Geçen gün bu çerçevede "Türkiye dersi" başlığı altında yazdıklarımı hatırlarsınız.
Bir de "dünya dersi" var işte!
Dünyayı öğreniyoruz.
Evrensel değerler üzerine kurulu bir dünya algısının safsata olduğunu ağır ağır ve canımız fena halde sıkılarak öğreniyoruz.
***
"Evrensel değerler"in dünyaya değer vermediğini...
"Evrensel insan hakları"nın herkesi insan saymadığını...
Evrenselciliğin "evren"inin nihayetinde Batı'dan ibaret olduğunu görüp anlamak paha biçilmez bir tecrübe.
Globalizm (küreselcilik) denilen şey de pek farklı bir olgu değil.
Aynı cep telefonunu kullanıyoruz, üç aşağı beş yukarı aynı tv dizilerini izliyoruz diye hepimiz aynı insanız sanıyoruz ve yanılıyoruz.
Küre mi demiştiniz?
Bildiğimiz yerküre değil o! Batı'nın elinin ve zihninin yeniden şekillendirip "dümdüz" ettiği bir coğrafya!
***
Biliyoruz, evrenselcilik, küreselcilik denilen şeyler gerçekleşmekte olan bir dünyanın tasavvuru olarak allanıp pullanarak sunuluyorlar.
Oysa olup bitenleri soyup çıplak hallerine baktığınızda neo-kolonyalizmden başka bir şey görünmüyor.
Tabii ki şık, keyifli, sarhoş edici tasavvurlar bunlar. Kendisine inananları ödüllendiriyorlar; böylece Batılı muamelesi görüyorsunuz, bol bol sırtınız sıvazlanıyor.
Ama o değerler ve normlar Batı'yı hiç bağlamıyormuş, ne gam!
Gerçekten de bir düşünün...
Bombaların ardından Belçika gibi önlemler alıp ülkeyi dışarıya kapatsaydık, haberleşmeyi onlar gibi iptal etseydik mesela neler olurdu...
Totaliterliğimizden başlar, ilkelliğimize kadar giderlerdi.
Püf noktası burası: Neden? Neden biz yapınca yanlış, onlar yapınca doğru sayılıyor?
NOT: Bu konu bitmez. Uzun ve derin hikâye.
Belki daha dipten bir yerden tartışmaya başlamak lazım.
Batının kafasındaki (felsefe, kültür, vd.) [H1] "insan" tekil bir varlıktır. Batı zihninde Rönesans sonrası yalnız Tanrı fikri değil, "insanlık" fikri de dışarıda kalmıştır. (Bu noktada Hannah Arendt'e bir selam çakmalı!) O yüzden Batı zihni dünyaya sadece hegemonik biçimde açılabilir. Bir gün bunları da yazar, konuşuruz. Kafamız sakinleştiğinde...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.