Eğlenmeyin, demiyorum
"Eğlenmek, iyi vakit geçirmek için bir fırsat işte!" diyenlere sözüm yok. Kabul!
Fakat bağlam komik gelmiyor mu?
Düşünün...
Kutsal takvimlerin başlangıç günlerini şenliklerle karşılayan kadim kültürlerin gönül dünyasından uzak insanlar uyduruk bir takvimin son gecesinde kendilerini kaybediyorlar.
"Yeni yıl"ın bir takvim cilvesinden başka hiçbir şey olmadığını; 1 Ocak'a bir gün önceki dertler, hayal kırıklıkları ve mecburiyetlerle girdiklerini unutmak için...
Hatta "evren" diye garip bir şeye inanıp ondan yeni yıl için dileklerde bulunmayı her nedense şık buldukları için...
Kendilerini ve çevrelerindekileri neşelenmeye zorluyorlar.
Zorla neşe olur mu?
Bana artık bayağı uzun gelen ömrüm boyunca gönülsüz de olsa, epeyce yeni yıl eğlencesi yaşadım.
Neredeyse hepsinde "neşe"nin erkenden yatağa gittiğini, "eğlence"nin yalnız başına, gergin ve mutsuz biçimde sabahladığını gözlemledim.
İstediğiniz kadar kızın bana ama dışarıdan bakınca, tablo fena halde gülünç.
Hatta biraz da acıklı!
Bir kere miladi takvim fena halde insan elinden çıkma. Orası burası çekiyor. Matematiği zayıf.
Bu takvimin Hıristiyan kökleri dahi çoktan sararıp soldu, geriye alabildiğine seküler bir disiplin aygıtı kaldı.
Bir iş güç otoritesi bu takvim.
Kolonyal kapitalizmin en büyük "numaraları"ndan biri.
Haydi dinsel, toplumsal, kültürel farkların dünyanın büyük kısmında miladi takvimin buldozeri tarafından dümdüz edildiği gerçeğini de bir yana bırakıp bakalım.
Ne görüyoruz?
Kupkuru bir zaman algısı.
Bizse her 31 Aralık gecesi aklımız sıra ona anlam katmaya çalışıyoruz. Olmaz!
Anlayacağınız, eğlenmeyin falan demiyorum.
Fakat eğlenmek için daha iyi bir bahane bulmak gerekmez mi?
Kutlamak için, dua etmek için, coşku içinde karşılamak için daha doğru bir zaman, daha anlamlı ve "bizim" olan, iliklerimize kadar içerden hissettiğimiz bir "an" bulmak...
Söyleyin...
İyi olmaz mı?
DAVUTOĞLU İLLE DE GÖRÜŞSÜN MÜ?
Anlamıyorum. Bazı arkadaşlar tv'lerde "Sırrı Süreyya Önder o lafı edip provokasyon yapmasaydı, Davutoğlu Demirtaş'la görüşürdü ve bu çok yararlı olurdu" şeklinde yorumlar yapıyorlar.
Muhafazakâr kesimden gazeteciler bunlar.
Demirtaş'la görüşme yollarının yeniden sağlanması gerektiğini söylüyorlar.
İlginç. Bu arkadaşların kafalarının ardındaki "network"ü merak ediyorum.
Diyelim ki, S.S.Önder "artizlik" yaptı. Geçelim. Peki Demirtaş'ın konuşmaları neyin nesi?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Eğitime dair tarihsel ve güncel masallar (03.05.2024)
- Geçen yüzyıla bakmak... Ama nasıl? (02.05.2024)
- Çocuklar bizden ne öğreniyor? (30.04.2024)
- Soykırımı değil, kendi baş ağrılarını durdurmak istiyorlar (29.04.2024)
- Güllerin içinden geçmeyen yollar (28.04.2024)
- Haftanın Notları: Uygarlığın köpek dişleri (27.04.2024)
- İktisat değil, insan... (26.04.2024)
- Ana muhalefet için gelecek nasıl gelecek? (25.04.2024)
- Bu ‘ego’larla nereye? (23.04.2024)
- Aynada kendimize bakmaya sıra gelecek mi? (22.04.2024)