Başka bir Türkiye!
Başka bir Türkiye var. Coğrafyadan konuşmuyoruz çünkü.
Siyasetten, sosyolojiden, düpedüz hayattan konuşuyoruz.
Yani bal gibi "başka" bir Türkiye var!
Yani paralelle uzlaşmaya yanaşmayan...
Vatan sevgisinden yoksun olanları yanına yaklaştırmayan...
Esmerlerden kazandığını "beyazlaşma"ya harcayanları gözünden şıp diye tanıyan...
Eğitimli cahillerle ittifak edenleri kendinden saymayan bir Türkiye var.
Seçim öncesini hatırlıyor musunuz?
Hani "kutuplaşmanın iki tarafı"ndan söz etmekten hiç sıkılmayan muhafazakâr arkadaşlarımız uzlaşma çağrıları yapmışlardı.
Düşünsenize...
Her şey onların beklediği gibi gelişseydi...
Muazzam bir hızla hem FETÖ'cü hem Rusçu; hem Amerikancı, hem İrancı olabilen siyaset ve medya temsilcileriyle yarenlik ediyorduk şimdi.
O günlerde uzlaşmamız istenen "beyaz kanaat önderleri"ne bakıyorum da...
Seçimin üzerinden bir ay geçmesini bile beklemediler.
Eski havalarına dönüverdiler.
Hatta bazıları Rus savaş uçaklarına pilot olmaya dünden hevesliymiş de haberimiz yokmuş!
Neden bu meseleye döndüm?
Şundan...
Sert bir çağ geliyor.
Hem dünyanın, hem içinde yer aldığımız bölgenin koşulları bizi zorlayacak, bunu kabul etmemiz gerek.
Olsun!
Farklılıkları yok saymadan, özgürlükleri çiğnemeden, demokrasiyi yedirmeden bu zor dönemi de aşarız.
Türk, Kürt, Sünni, Alevi, solcu, muhafazakâr, gelenekçi, yenilikçi, çoğunluk, azınlık...
İç içe, yan yana, bir arada adalet ve merhametimizi kaybetmeden yaşarız.
Bundan zerre kadar kuşkum yok.
Ama artık kimse bizi olmayacak uzlaşılara zorlamasın!
Kimse bize "paralel" olanı "dikey" diye; "ecnebi" olanı "bizden" diye yutturmaya kalkmasın!
Sağlam durmamız gerekiyor.
Umarım, bu kez anlatabilmişimdir.
KİTAP OKUMAYAN KİTAP PROGRAMI
Televizyon kanallarındaki gezi ve kitap tanıtım programlarını izliyor musunuz, bilmem?
Ben bazen takılıyorum ve her seferinde çoğuna hâkim olan yalapşaplığa ve temelsiz özgüvene hayret ediyorum.
İki farklı program tipini bir arada değerlendirmemin nedeni de bu zaten.
Yönetimler, yapımcılar ve sunucular nasıl bu kadar kötü işler yapmaya gönül indiriyorlar, anlayamıyorum.
Yakaladıkları her insana abuk sabuk sorular soran, iki espri patlatınca görevini yapmış sayan gezi programı sunucularından gına geldi.
Fakat ya "kitabınızda neyi konu ettiniz?" diye soran kitap/kültür programı sunucularına ne demeli?
İnsan azıcık olsun kitabı karıştırmaz, birtakım notlar çıkarmaz mı? Yazar kitabından bahsederken "a çok ilginçmiş!" diye dinlemek olacak şey mi?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Eğitime dair tarihsel ve güncel masallar (03.05.2024)
- Geçen yüzyıla bakmak... Ama nasıl? (02.05.2024)
- Çocuklar bizden ne öğreniyor? (30.04.2024)
- Soykırımı değil, kendi baş ağrılarını durdurmak istiyorlar (29.04.2024)
- Güllerin içinden geçmeyen yollar (28.04.2024)
- Haftanın Notları: Uygarlığın köpek dişleri (27.04.2024)
- İktisat değil, insan... (26.04.2024)
- Ana muhalefet için gelecek nasıl gelecek? (25.04.2024)
- Bu ‘ego’larla nereye? (23.04.2024)
- Aynada kendimize bakmaya sıra gelecek mi? (22.04.2024)