ERGÜN DİLER

MUHARREM İnce'nin sürpriz bir şekilde Cumhurbaşkanlığı ADAYLIĞINDAN çekilmesi, tartışmaları iyice büyüttü. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da yaşananların sorumlusu olarak Rusya'yı gösterdi. 14 Mayıs'a gidilirken Başkan Erdoğan'ın rakibi Kılıçdaroğlu'nun bu çıkışı siyasi dehlizleri iyiden iyiye sarstı. Peki neler oluyordu? Kim ne yapmak istiyordu?
Kim kiminle hesaplaşma peşindeydi?
Rus lider Putin, geçtiğimiz günlerde ZAFER BAYRAMI nedeniyle katıldığı törenlerde konuştu. Putin olan biteni KÜRESELCİ ELİTLER üzerinden anlattı. Geçtiğimiz yıl da Moskova Uluslararası Güvenlik Konferansı'nın açılışına katılmış ve benzer bir çıkışa imza atmıştı.
TEK KUTUPLU DÜNYA DÜZENİNİN GERİDE KALDIĞINI belirten Putin, "Dünyadaki durum dinamik olarak değişti. Tek kutuplu dünya düzeni geçmişte kaldı. Çok kutuplu bir dünya düzeninin ana hatlarının şekillendiğini görmek durumundayız. Gün geçtikçe daha fazla ülke geleneklerine ve değerlerine dayalı olarak özgür, egemen kalkınma yolunu seçiyor.
ABD vatandaşlarının temel sorunlardan haberdar olmasını istemiyor. Batılı KÜRESELCİ SEÇKİNLER, sosyal ve ekonomik sorunları, düşen yaşam standartları, işsizlik, yoksulluk konularındaki başarısızlıklarını Rusya ve Çin'e mal etmek istiyor. Moskova seçkinci küreselcilerin dayattıklarına karşın, egemenlik odaklı kalkınma politikalarını benimsiyor. Batılı küreselci seçkinler kaosu kışkırtıp, yeni çatışmalar oluşturarak çevreleme politikasıyla alternatif, egemen kalkınma yollarını engellemeye çalışıyor.
Böylece ellerinden kayan hegemonyayı korumaya ve ülkeler ile halkları yeni bir kolonyal düzenin kıskacında tutmaya çalışıyorlar...
Yani Putin Ukrayna savaşını da NATO'yu da enerji krizini de Rusya ile Çin'e yaklaşımı da AB'yi de ABD'yi de KÜRESELCİ ELİTLER üzerinden okuyor ve değerlendiriyordu. Olan biteni bu yolla anlatıyordu. Hedef olduklarını da gizlemiyordu.
Şimdi buraya bir virgül koyup içeriye dönelim...
İNCE'nin adaylıktan çekildiğini açıklamasından sonra Kılıçdaroğlu çok sürpriz bir adım attı. Paylaştığı TWEET ile Rusya'yı hedefe koydu: "Sevgili Rus dostlarımız, dün bu ülkede ortaya saçılan montajlar, kumpaslar, Deep Fake içerikler, kasetlerin arkasında siz varsınız. Eğer 15 Mayıs sonrası dostluğumuzun devamını istiyorsanız, elinizi Türk'ün devletinden çekin. Biz hala işbirlikten ve dostluktan yanayız..." Bu bir iki kelimeyle geçiştirilecek cinsten bir hamle değildi. Moskova'yı da düşündüren telaşa iten bir adımdı. Haliyle Moskova'nın cevabı önem taşımaktaydı.
Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, "Türkiye'deki seçimlere müdahale suçlamalarını 'kesinlikle' reddediyoruz. Resmi olarak Türkiye'deki seçimlere bir Rus müdahalesi olamayacağını bildiriyoruz. Rusya önemli bir ortak olarak gördüğü Türkiye ile ilişkilere büyük önem veriyor..." açıklamasını yaptı.
Bu açıklamanın ardından Kılıçdaroğlu, Rusya'nın 14 Mayıs seçimlerine müdahale ettiği yönündeki açıklamasını yineledi ve CHP'nin elinde somut kanıt bulunduğunu söyledi. Reuters'e konuşan KEMAL BEY, "Rusya'yı niçin seçimlere müdahale etmekle suçladınız" şeklindeki bir soruya "Eğer somut kanıtımız olmasaydı tweet atmazdım...
Bir ülkenin, bir parti lehine Türkiye'nin seçim sürecine müdahale etmesini kabul edilemez buluyoruz. Tüm dünyanın bundan haberdar olmasını istedim. Bu çağrıyı bir tweet ile açıkça yapmamın sebebi bu" yanıtını verdi.
Rusya, benim de çok kez yazdığım gibi "TRUMP'ı Kremlin seçtirdi iddiasıyla" karşılaşıyordu. Aynı şekilde Fransa ve Almanya'daki seçimlere de karıştığı öne sürülmekteydi. Kemal Bey DANIŞMAN olarak aldığı ve çok önem verdiği KÜRESELCİ Jeremy Rifkin ile birlikte bu politikalara değer vermekteydi. Avrupa ile ilişkiler de bu çerçevede büyüyecekti. Özellikle ALMANYA üzerinden açılımları önemliydi.
Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı İPEK YOLU ve ÇİN planı bile ALMANYA ODAKLIYDI... "Putin seçimlere hile karıştırdı" iddiasının yükseldiği her nokta ile Kemal Bey KÜRESEL politikalarda buluşuyordu.
Kremlin'in de Türkiye'ye Başkan Erdoğan'a yakın durma nedenlerinden biri de buydu. Putin'in altını çizdiği gibi KÜRESELCİ ELİTLER karşısında dikilmiş Moskova'nın erimesini izliyordu. Eğer Türkiye'de Kemal Bey kazanırsa Kremlin'i daha da zor günler bekleyecekti. Elbette ekonomik olarak Türkiye de zarar görürdü. Almanya'nın enerji kriziyle gördüğü gibi...
Kılıçdaroğlu sosyal medyadan yaptığı paylaşımla kesin olarak RUSYA'nın yanında olmayacağını ilan etmiş oldu. KÜRESELCİ ELİTLER'e Soros üzerinden de Der Spiegel üzerinde de baksanız Trump-Erdoğan- Putin ve Cinping'in istenmediğini görürdünüz. 14 Mayıs bu nedenle KÜRESEL etkiler meydana getirecek bir seçimdi. Başkan Erdoğan'ın kaybetmesi orta vadede PUTİN'in kaybetmesi demekti... Rusya'nın büyük değişme gebe olması demekti.
Seçime böyle bakarsak olan biteni EKOLLER üzerinden değerlendirirsek mücadelenin tanımını daha rahat yaparız..
Ancak eksik olan bir nokta vardı! Bu da önemliydi! Toz duman arasında görülmüyordu.
"Rusya Muharrem İnce'nin çekilmesini neden istesin?" sorusunun cevabı yoktu!
İNCE'nin çekilmesi daha çok Kemal Bey'e, belki biraz da Sinan Oğan'a yarayacaktı.
Anketlerde de görüldüğü gibi MİLLET İTTİFAKININ asıl rakibi ERDOĞAN'a giden bir kitle ortada yoktu. Peki o zaman Kemal Bey neden Rusya'yı suçladı, karşısına aldı? İNCE çekilmesinin nedeni olarak "KÜRESEL ÖRGÜTLERİ" suçlarken, Kemal Bey KÜRESELCİ ELİTLERE SAVAŞ açan Putin'i hedefe koyuyordu!
Bu çelişkiyi birinin gidermesi gerekiyordu... Olan biteni kim yanlış okuyordu! Ya da Kemal Bey bir gün bile kalsa NATO'dan destek mi bekliyordu?