Dün PKK bugün YPG, SDG! Adları farklı ama amaçları aynı: Terör
Suikastlar, canlı bombalar, yollara döşenen patlayıcılar, hain pusular ve daha bir çok saldırı. Terörden ve teröristlerden bahsediyoruz. Katil sürüleri adlarına PKK dediler önce , sonra bir de KCK çıktı. İran'da PJAK oldu. Suriye'de YPG, YPJ, PYD ve son olarak SDG. Dahası da var. Ardı ardına sıralanmış harflerle adını koydukları terör uzantıları saymakla bitmiyor. Hepsi aynı yerden beslenen, aynı amaca hizmet eden, aynı talimatlarla hareket eden teröristler.
Düzenledikleri hain saldırılarla yüzlerce cana kıydılar bugüne kadar. Yüzlerce askerimiz polisimiz, korucumuz şehit oldu.
Ve yüzlerce annemiz vardı, babamız, dedemiz amcamız... Yüzlerce yavrumuz, yüzlerce bebeğimiz şehit oldu kalleş saldırılarda.
Gözlerini kırpmadan katlettiler. İşte o yüzden bebek katili namı onlara ait.
Türkiye terörden çok çekti. 1980'lerde "her evden bir cenaze çıkacak" sloganıyla yola çıkan eli kanlı teröristler, bugüne kadar 6 bin 21 masum sivili katletti. Milyarlarca lira terörle mücadele için harcandı. Bölgeyi kalkındıracak, ekonomik, sosyolojik bir çok sorunun önüne geçecek projeler yapılamadı. Terörden en çok da bölge halkı çekti.
Türkiye tüm bu yaşananlardan yorulan bölge halkının rahat bir nefes alması için, ve teröristlere silahlarını bırakıp bu toprakları terk etmeleri için bir fırsat verdi. Çözüm süreci başladı. Süreç 2015 yılına kadar bazı odakların, şer güçlerinin, FETÖ gibi hainlerin türlü baltalamasına rağmen bir şekilde ilerledi. Türkiye tüm samimiyeti ile süreci yönetirken terör örgütü PKK hain planlar peşindeydi.
Şimdi burada bir virgül koyalım, o dönem yakın coğrafyamızda yaşananlara biraz yakınan bakalım bu coğrafyada PKK gibi türetilen bir başka terör örgütü daha vardı. DEAŞ...
Türetilen diyoruz çünkü öyle masum gösterilmeye çalışıldığı gibi demokrasi barış, kardeşlik amacında değiller hiçbirisi.
Biri yeşil, biri siyah giyindi. Irak ve Suriye talan edildi. Petrolü, tarihi kimler beslendi muamma tabi. Binlerce insanı katlettiler ve esas amaçlarına Türkiye'de ulaşamayanlar bu kez bu maşalar eliyle Irak'tan Suriye'den saldırdı. Yani görünen o ki talimatlar , hedefler, projeler hep aynı...
Gelin şimdi o virgülü koyduğumuz yerden devam edelim...
Tarih 27 Temmuz 2015. Adres Şanlıurfa Ceylanpınar, hainler iki genç polisin evine girdiler bir gece yarısı. Yataklarında uyuyan 24 yaşındaki Feyyaz Yumuşak ve 25 yaşındaki Okan Uçar'ı enselerinden vurmuştu. Haince şehit etmişlerdi gencecik vatan evlatlarını... Ve bu saldırı çözüm sürecini bitiren olay olmuştu.
İlk değildi bu hainlik. Ama bir farklılık vardı. PKK ilk kez böyle saldırıya imza atmıştı. Enselerinden vurmuştu şehitlerimizi DEAŞ gibi. DEAŞ gibi diyoruz çünkü tarih önemli. Sınırın karşısında Irak'ta Suriye'de DEAŞ yakıp yıkıyor. Ve o da dünyaya elleri bağlı silahsız insanların kan donduran infaz görüntüleriyle korku salmaya çalışıyordu. Sahi nereden geliyordu bu benzerlik. Rastlantı olamazdı.
Ve tarihler 10 Şubat 2021 hainler bu kez Gara'da 13 masumun, 13 silahsızın canına kıydı. Yani enselerinden ateş ederek, elleri bağlı, silahsızdılar.
Ve 13'ü de suçsuz günahsızdı. 13'ünü de haince şehit ettiler. DEAŞ gibi.
Onlara göre DEAŞ ve PKK birbirlerine düşmandı. Ama hain saldırıların bile birbirine bu kadar benzemesi haliyle akıllara bir çok soru getiriyor. Bu terör örgütlerinin yeni konsepti miydi? Yoksa akıl hocalarının yeni öğretileri miydi? Görünen köy kılavuz istemiyor aslında. DEAŞ'la mücadele adı altında paraların akıtıldığı, konteynerlerle silahların yığıldığı PKK ya da YPG ya da SDG'de DEAŞ'laşıyordu. Ne farke ederdi ki zaten. Alfabedeki tüm harflerden kendilerine ad çıkarmadılarmı. Sadece harfler değişti. Terör yine terördü. Terörist yine terörist.