A Haber Suriye sınırında! Operasyonun hedefinde olan Tel Rıfat ve Münbiç’te neler yaşanıyor?
Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Bir gece ansızın tepelerine çökeriz’ sözlerinden sonra tüm gözler Suriye sınırına çevrilmiş durumda. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Milli Ordusu gelecek emri bekliyor. Operasyon haberiyle panikleyen PKK/YPG’li teröristler rejim bayrağıyla kendilerini korumaya çalışıyor. Peki Operasyonun hedefinde olan Tel Rıfat ve Münbiç’te neler yaşanıyor? Tel Rıfat ve Münbiç nasıl kurtulacak? PKK/YPG rejim ile nasıl iş birliği yapıyor? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan Kilis Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Efe değerlendirdi.
Doç. Dr. İbrahim Efe'nin öne çıkan sözleri:
"PKK/YPG ve Suriye rejimi arasındaki işbirliği yeni bir durum değil. Malum 2015 yılında dönemin ABD Başkanı Obama'nın yapmış olduğu açıklamaların ardından yani 'muhaliflerin ABD silahlarıyla bu savaşı kazanmasının fantezi olduğunu' söylemesinin ardından bölgeye Rusya girdi.
Bu bölgede sık sık hata yapıldı savaş olarak adlandırılan gerçekte katliam olan bir durum ortaya çıktı. Rus bombardımanı ve İran milis güçlerinin marifetiyle Suriye tamamen istikrarsızlaştırıldı. Bu boşluğu doldurmak isteyen ABD, iş yapabileceği terör örgütü YPG'yi kullandı. Bu örgütün PKK ile derin bağlantıları bilinmesine rağmen ABD bu tutarsız politikasını devam ettirdi.
Burada en kritik hata ise PYD'nin tüm Kürtleri temsil ettiğine dair bir algı oluşturulmaya çalışıldı. YPG, çatışmaların yaşandığı Tel Rıfat'ta siperler kazarak Türkiye'nin bölgedeki operasyonlarına karşı mukavemet oluşturmaya çalışıyor. Bu mukavemet ileri düzeye kadar gitmeyecek. Münbiç ve Azez'in güvenliğinin sağlanması için bu yapılacak harekat oldukça gerekli.
Tel Rıfat ve Münbiç'in TSK ve Suriye Milli Ordusu tarafından temizleneceğini ve özgürleştirileceğine inanıyorum. Burada yapılan saldırılar bölgenin istikrarsızlaştırılması için yapılıyor. Bu bölgenin demografisi değiştirildi. Bunu da daha çok defalarca söyledik.
Münbiç savaştan önce 1 milyon nüfusa sahip ve bunun yüzde 85'i Arap kökenliydi. Bugün ise nüfusu 100 bin civarında oldukça homojen bir hale getirildi. YPG'nin bölgede zorla Kürt ve Arap gençlerini savaşa dahil ettiklerini biliyoruz. Bunun yanında ideolojik bir eğitim politikasını takip ederek bölgede uzun vadede tesis edilmesi olanaklı görünen bir barışın altının oyuyorlar.
Türkiye'nin tüm çabası barışın tesisini sağlamak. Türkiye sınır ağacına dikilen bu dikenli ağacın zararının önlemek için şu anda biz bu operasyonu yaparak kökünden kurutmaya çalışıyoruz. Sınırımızın içerisinde kalarak bu ağacın dallarını kesmeye devam ettiğimiz sürece bu istikrarsızlaştırma çabaları cüretkar bir şekilde devam edecek.
ABD, 2015 yılından itibaren bölgede iş yapabileceği YPG'yi silahlandırmak suretiyle isteklerini gerçekleştirmeye çalışıyor. Bölge şu anda tam olarak bir DEAŞ tehdidi yok. Bölgede DEAŞ'a karşı tek mücadele eden Türkiye oldu."