Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'tan yüzde 50+1 tartışması konusunda açıklama: Reform ihtiyacı varsa uygulanır | A Haber canlı yayınında değerlendirildi

Son dakika haberine göre Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, siyasette yüzde 50+1 tartışması konusunda bir açıklama yaptı. Bakan Tunç, "Sistemde reform ihtiyacı varsa uygulanır." dedi. A Haber canlı yayınına katılan Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu da konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Müderrisoğlu, "50+1'in sağladığı güç ve siyasal konsolidasyon yolunda özellikle binde ile ifade edilen oy oranı olan partilerin bazı müzakereler ve pazarlıklarla hak ettiklerinden fazla güç kazanarak sistemi kilitleyen ya da sistemi yönetip yönlendirebilen hale geldiği de görülmeye başlandı." dedi.
Bakan Tunç, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yüzde 50+1 şartı ve Ogün Samast hakkında açıklamalarda bulundu.
En uzun yasama yılının kaydedildiği ve yürütmede de 5 yıllık süreyi tamamlayarak yine en uzun yürütmenin görüldüğünü dile getiren Bakan Tunç, "Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi; halkın doğrudan doğruya yürütmeyi belirlediği, Cumhuriyet'i güçlendiren Cumhuriyet rejimine ve demokrasiye en uygun, millet iradesinin yürütmeye yansıdığı yagane bir sistem." dedi.
Tunç, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden geriye dönüş olmadığı da dile getirdi.
YÜZDE 50+1 ŞARTI
Bakan Tunç gazetecilerin "Yüzde 50+1 şartı değişecek mi?" sorusuna da yanıt verirken reform ihtiyacı varsa bundan kaçınılmayacağını sözlerine ekledi.
"Sürekli bir gelişim, değişim reformlarla 21 yıldan bu yana milletimizin huzurunda olduk." diyen Bakan Tunç, "Cumhurbaşkanımızın özellikle eleştiriler karşısında ifade ettiği 50+1 meselesi tabii ki Meclisimizin takdirindedir. Bu yeni anayasa hedefi doğrultusunda bunların hepsi konuşulup tartışılabilir. Meclis'te bunlar mutabakat çerçevesinde olabilecek hususlar. Yeni anayasa yazılırken değiştirilemez olanlardan sonrakiler oturulup tartışılabilir." dedi.
OGÜN SAMAST
Hrant Dink'i 19 Ocak 2007 yılında öldürdükten sonra 16 yıllık cezasını tamamlayan ve tahliye edilen Ogün Samast hakkında da açıklamalarda bulunan Tunç, "Bu konular yargısal süreçlerle ilgilidir. Son iddianamenin süreciyle ilgili de kamuoyunun bilmediği hususlar var. Yargılama devam ederken konunun terör örgütü hususları tartışıldı. Azmettirenlerle tetikçi 220'de bahsedilen terör örgütü olmayan örgüt kapsamında cezaları verilmişti. 2016'da darbe girişiminden sonra bu cinayetin FETÖ'nün amaçları doğrultusunda yeni bir soruşturma başladı." dedi.
Tunç, bu kapsamda yargılamanın devam edeceğinin altını çizdi.
A HABER CANLI YAYININDA DEĞERLENDİRDİ
Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu, A Haber canlı yayınında konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
İşte o açıklamalardan satır başları
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilirken ve sonrasında uygulama performansı değerlendirilirken bu 50+1 konusu çokça konuşuldu. Yakın zamanda Sayın Cumhurbaşkanı bunun tartışılabileceğini ya başka bir oran belirlenebileceğini ya da belediye başkanlığı seçiminde olduğu gibi ya da ABD başkanlık seçiminde olduğu gibi en çok oyu alan adayın kazanabileceğini dolaysısıyla iki tura yayarak bu süreci başka bir belirsizlik ortamına sürüklemenin doğru olmadığını ifade etti.
SİSTEMİ KİLİTLEYEN HALE GELDİ
Ancak Ankara'daki iç değerlendirmelere bakılınca aslında bu 50+1'in sağladığı güç ve siyasal konsolidasyon yolunda özellikle binde ile ifade edilen oy oranı olan partilerin bazı müzakereler ve pazarlıklarla hak ettiklerinden fazla güç kazanarak sistemi kilitleyen ya da sistemi yönetip yönlendirebilen hale geldiği de görülmeye başlandı. Dolayısıyla bu fikri bir tartışma olarak bugün gündemde.
MART 2024 EŞİĞİ
Öyle anlaşılıyor ki Türkiye Mart 2024 yerel seçimlerini tamamladıktan sonra gerek Meclis iç tüzüğü gerekse anayasa konusunu hem sivil demokratik kapsayıcı ve gerçek anlamda bir müdahalenin darbenin ürünü olmayan millete ait bir anayasa yapmayı mutlaka gündemine alacaktır. Mart 2024 eşiği son derece önemli. Hem bir önceki yerel seçim üzerinden kendisine iktidar manivelası üretmeye çalışan aktörler bakımından hem de Mayıs 2023 seçimlerinin Mart 2024'te sağlamasını yapılacağını iddia edenler bakımından eşik haline geldi, geliyor. Bugün bu tartışmaların yapılmasının ana sebebi de odur. Türkiye'de toplumun benimsediği farklı seçimlerle bunu teyit ettiği bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi var. Bunun uygulama performansında düzeltilmesi gereken, darbe anayasasından izler taşıyan anayasanın içine monte edilmiş bugünkü sistemin uygulanmasındaki güçlükleri de belirgin bir şekilde dile getiren değerlendirmeler yapıldı. İnşallah Türkiye seçimin ardından daha salim kafayla hakiki manayla milletin içine sinen ve bu milletin hak ettiği sivil demokratik kapsayıcı bir anayasaya kavuşma iradesini gösterir.
