Japonya'da afet anında devreye giriyor: İjo, kyojo, kojo! Bir çok üniversitenin bilimsel çalışmalarına konu oldu
Sabah Gazetesi yazarı Hülya Güler, Japonya'daki afet yönetimini "Japonya'da şirketler depremde kârının yüzde 40'ını bağışladı" başlıklı yazısıyla köşesine taşıdı. Japonya'da doğal afetlere acil müdahalede üçlü bir sacayağının devreye girdiğini belirten Hülya Güler, "Bu üçlü sacayağı, acil durum planlamasının merkezinde oturuyor. Bu modelde Japonlar karşılıklı yardımı devlet yardımından önemli görüyorlar." ifadelerini kullandı.
Giriş Tarihi: 26.02.2023 12:03
İşte Sabah Gazetesi yazarı Hülya Güler'in o yazısı:
Türkiye'de her deprem olduğunda kendimizi, çok sık ve şiddetli depremler yaşayan ama neredeyse hiç yıkım olmayan Japonya ile kıyaslıyoruz. Çok iyi bir örnek olması nedeniyle bunu yapmamız çok doğal. Ama kıyaslama ile ilgili bir sıkıntımız var. Daha doğrusu kıyaslamayı eksik yapıyoruz. Bunu ben de SABAH Ekonomi Müdürü Dilek Güngör'ün geçen hafta özel sektörün deprem bölgesine yönelik bağış konusunda elini cebinin biraz daha derinlerine indirmesi gerektiği yönündeki yazılarından sonra fark ettim. Yapı stokumuzun depreme dayanıklılığı konusunda atılması gereken dev adımlara, milyarlarca liralık yatırımlara ihtiyacımız var. Böylesi büyük bir felaketten sonra depreme dayanıklı bina konusunu çözmeden bize uyku yok. Bu noktada hepimiz hemfikiriz.
Gelelim Japonya ile kendimizi kıyaslamamız gereken diğer alanlara. Bireyler ve kurumlar olarak Japonya'dan bina dayanıklılığı dışında afet yönetiminde öğreneceğimiz çok şey var. Japonya yaşadığı birçok büyük felaketten aldığı derslerle bir afet kültürü geliştirmiş. Ve bunu her felaketten sonra daha da ileriye taşıdı. Örneğin en son yaşadığı ve sonuçlarının büyüklüğü nedeniyle ABD'nin 11 Eylül'ü (9-11) gibi görülen ve Japonya tarihine de 3 Mart (3-11) olarak geçen 2011'deki Tohuku depremi nden sonra bağış kültürünü daha da geliştirdi. Bağışçılara vergi avantajı getirilmesi konusundaki eksiklerini farkedip yeni adımlar attı.
Bu yolla Japonlar afetin şiddeti ve kapsamı büyüdükçe kendi kendilerine yetmenin yolunu arayarak, acil müdahalede devletin büyük görevleri yerine getirmesi için örneğin havalimanın açılması, yol köprülerin inşası, enerji ve su ihtiyacının karşılanması gibi altyapı alanlarına odaklanmasına olanak veriyorlar.