A HABER GALERİ
Adnan Menderes'in Yassıada'da çekilmiş az bilinen fotoğrafları
Demokrasi tarihimizin kara lekelerinden biri olan ve Türk milletinin vicdanında onarılmayacak yaralar açan 27 Mayıs 1960 darbesinin üzerinden 59 yıl geçti. Demokrasiye vurulan bu darbe dönemin iktidar partisi olan Demokrat Parti'nin 'ülkeyi baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü' iddiası öne sürülerek gerçekleşmişti. Peki 27 Mayıs 1960'ta neler oldu? Sizler için İBB Atatürk Kitaplığından 27 Mayıs Darbesi'nde Menderes'in götürüldüğü Yassıada'dan az bilinen fotoğrafları derledik.
Tüm bu gelişmelerin ardından TSK içerisindeki bazı general ve subayların oluşturduğu 38 kişilik Milli Birlik Komitesi, "DP'nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçelerini ileri sürerek 27 Mayıs'ta sabaha karşı yönetime el koydu. Kurmay Albay Alparslan Türkeş tarafından 04.36'da Ankara Radyosu'ndan okunan bildiriyle ''ihtilal'' duyuruldu.
Milli Birlik Komitesi (MBK) tarafından düzenlenen darbe neticesinde, demokrasi askıya alınırken Türkiye'nin uluslararası alanda itibarı yerle bir oldu.
İlk aşamada 38 kişiden oluşan ve Orgeneral Cemal Gürsel'in başkanlığını yaptığı MBK'nin üye sayısı daha sonra Korgeneral Cemal Madanoğlu'nun girişimiyle, ordunun yönetimde kalmasını savunan 14 üyenin yurt dışına görevli gönderilmesiyle 23'e düştü.
(Örtülü Ödenek Davası sırasında çekilmiş olan fotoğraf)
Bu süreçte Menderes başta olmak üzere bütün sanıklara savunma hakkı tanınmadı.
(Örtülü Ödenek Davası sırasında çekilmiş olan fotoğraf)
Davalar Hakim Başol'un "Anlatın, buralara cevap verin" sözleri üzerine "Arz edeyim efendim" şeklinde iddialara cevap vermeye çalışan Menderes'in sözleri hep "Kısa kes" cümleleriyle kesildi.
(Örtülü Ödenek Davası sırasında çekilmiş olan fotoğraf)
Beş ay sonra ilk kez hakim karşısına çıkarılan Menderes ise ruh halini şu sözlerle anlatacaktı:
(Örtülü Ödenek Davası sırasında çekilmiş olan fotoğraf)
"Dört-beş aydan beri tamamıyla tecrit vaziyetinde bulunuyorum ve tek bir odanın içinde ve günün 24 saatinde her saat değişen bir nöbetçi subayın nezareti altında hiç kimse ile konuşmak imkanı mevcut olmamak şartı ile yaşıyorum. Bu itibarla konuşma takatim hakikaten zaafa uğramış bulunuyor."