• TÜM MANŞETLER
  • SON DAKİKA
  • ÖZEL HABER
  • VİDEO
      • Programlar
      • Gündem
      • Yaşam
      • Dünya
      • Spor
      • Ekonomi
      • Kültür Sanat
      • Teknoloji
      • Otomobil
      Özel Video Arşivden Çıkan Gerçek Haber Özel Melih Altınok ile Sebep Sonuç Satır Arası Memleket Meselesi Canan Barlas ile Gündem Toplumsal Hafıza 15 Temmuz Bir insan bir hikaye Belgesel Kuşağı Klipler Portre Erkan Tan İle Sabah Ajansı Unutma Hatırla Perde Arkası Arka Plan Banu El İle Ajans Haktan Uysal İle A Haber'de Bugün Aklın Yolu Dünya Atlası
  • GALERİ
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • YAŞAM
  • DÜNYA
  • SPOR
  • ÖZEL HABER
  • MAGAZİN
  • VİRAL
  • ANALİZ
  • YAZARLAR
  • CANLI TV
    • Tv Yayınları
      • A Haber
      • A Spor
      • A Para
      • Vav TV
      • A News
      • ATV
      • A2TV
      • Minika Go
      • Minika Çocuk
      Radyo Yayınları
      • A Haber Radyo
      • A Spor Radyo
      • A Para Radyo
      • A News Radio
      • Radyo Turkuvaz
      • Turkuvaz Romantik
      • Turkuvaz Efsane
      • Vav Radyo
      • Radyo Soft
      • Radyo Energy
      • Turkuvaz Anadolu
      • Turkuvaz Musiki
      • Turkuvaz Nostalji
      • Apara Radyo
  • CANLI TV
    • TV YAYINLARI
      • A Haber
      • A Spor
      • A Para
      • Vav TV
      • A News
      • ATV
      • A2TV
      • Minika Go
      • Minika Çocuk
    • RADYO YAYINLARI
      • A Haber Radyo
      • A Spor Radyo
      • A Para Radyo
      • A News Radio
      • Radyo Turkuvaz
      • Turkuvaz Romantik
      • Turkuvaz Efsane
      • Vav Radyo
      • Radyo Soft
      • Radyo Energy
      • Turkuvaz Anadolu
      • Turkuvaz Musiki
      • Turkuvaz Nostalji
      • Apara Radyo
  • RESMİ İLAN
  • KLİPLER
  • ÖZEL VİDEO
  • A HABER RADYO
  • NAMAZ VAKİTLERİ
  • DİZİLER
    • Eski Diziler
      • Gül Masalı
      • Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz
      • Adı Sevgi
      • Kalp Yarası
      • Hercai
      • Beni Bırakma
      • Canevim
      • Gel Dese Aşk
      • Gençliğim Eyvah
      • Sen Anlat Karadeniz
      • Kimse Bilmez
      • Akıncı
      • Baş Belası
      • Bozkır Arslanı Celaleddin
      • İkimizin Sırrı
      • Maraşlı
      • Hakim
      • Bir Zamanlar Çukurova
      Kuruluş Osman
      Bir Gece Masalı
      Can Borcu
      Zembilli
      Kardelenler
      Sustalı Ceylan
      Başka Bir Gün
  • atv PROGRAMLARI
    • Müge Anlı ile Tatlı Sert Esra Erol' da Kim Milyoner Olmak İster
  • DİĞER
    • Son Dakika Özel Haber Özel Video Memurlar Yaşam Eğitim Magazin Viral Sağlık Televizyon Teknoloji Otomobil Din Tarih Klipler Analiz Portre Yazarlar
      Galeri Marmara Üniversitesi Taban Puanları 2025: Marmara Üniversitesi’nde hangi bölüm kaç puanla alıyor? Git gide annesine benziyor: Melisa Aslı Pamuk ile Yusuf Yazıcı’nın oğlu ilgi odağı oldu WhatsApp’tan sohbet bildirimlerine yeni özellik: Bir tıkla unutmayı tarihe gömün! Savunmanın oyun değiştirici araçları IDEF’te! Hipersonik balistik füzeden BOYGA-B ve TUNGA’ya... DGS sonuçları ne zaman açıklanacak, 2025 DGS tercih başvuruları hangi tarihte başlayacak? Adalet Bakanlığı 20 bin personel alımı ne zaman? 2025 Adalet Bakanlığı personel alımı kadro dağılımı belli oldu mu? 1 yılda 14 kilo vermiş! Yeşilçam’ın kötü adamı Coşkun Göğen şimdi tanımaz halde Tembellik onların doğasında var! Keyfine düşkün 3 burç
      RSS Künye Frekanslar Arşiv Yayın Akışı Gizlilik Bildirimi Ziraat Türkiye Kupası Bize Ulaşın
  • BİZE ULAŞIN

A Haber’i
Sosyal Medyada Takip Edin

  • Apple iTunes
  • Google Play
  • Huawei App Gallery
  • Bize Ulaşın
  • Künye/İletişim
  • Veri Politikası
  • Gizlilik Bildirimi
Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır.
A Haber - Haberler, Son Dakika Haberleri, A Haber Canlı Yayın
23 Temmuz 2025, Çarşamba
  • CANLI YAYIN
  • Ziraat Türkiye Kupasi
  • TÜM MANŞETLER
  • SON DAKİKA
  • ÖZEL HABER
  • VİDEO
      • Programlar
      • Gündem
      • Yaşam
      • Dünya
      • Spor
      • Ekonomi
      • Kültür Sanat
      • Teknoloji
      • Otomobil
      Özel Video Arşivden Çıkan Gerçek Haber Özel Melih Altınok ile Sebep Sonuç Satır Arası Memleket Meselesi Canan Barlas ile Gündem Toplumsal Hafıza 15 Temmuz Bir insan bir hikaye Belgesel Kuşağı Klipler Portre Erkan Tan İle Sabah Ajansı Unutma Hatırla Perde Arkası Arka Plan Banu El İle Ajans Haktan Uysal İle A Haber'de Bugün Aklın Yolu Dünya Atlası
  • GALERİ
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • YAŞAM
  • DÜNYA
  • SPOR
  • ÖZEL HABER
  • MAGAZİN
  • VİRAL
  • ANALİZ
  • YAZARLAR
  • CANLI TV
    • Tv Yayınları
      • A Haber
      • A Spor
      • A Para
      • Vav TV
      • A News
      • ATV
      • A2TV
      • Minika Go
      • Minika Çocuk
      Radyo Yayınları
      • A Haber Radyo
      • A Spor Radyo
      • A Para Radyo
      • A News Radio
      • Radyo Turkuvaz
      • Turkuvaz Romantik
      • Turkuvaz Efsane
      • Vav Radyo
      • Radyo Soft
      • Radyo Energy
      • Turkuvaz Anadolu
      • Turkuvaz Musiki
      • Turkuvaz Nostalji
      • Apara Radyo
  • CANLI TV
    • TV YAYINLARI
      • A Haber
      • A Spor
      • A Para
      • Vav TV
      • A News
      • ATV
      • A2TV
      • Minika Go
      • Minika Çocuk
    • RADYO YAYINLARI
      • A Haber Radyo
      • A Spor Radyo
      • A Para Radyo
      • A News Radio
      • Radyo Turkuvaz
      • Turkuvaz Romantik
      • Turkuvaz Efsane
      • Vav Radyo
      • Radyo Soft
      • Radyo Energy
      • Turkuvaz Anadolu
      • Turkuvaz Musiki
      • Turkuvaz Nostalji
      • Apara Radyo
  • RESMİ İLAN
  • KLİPLER
  • ÖZEL VİDEO
  • A HABER RADYO
  • NAMAZ VAKİTLERİ
  • DİZİLER
    • Eski Diziler
      • Gül Masalı
      • Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz
      • Adı Sevgi
      • Kalp Yarası
      • Hercai
      • Beni Bırakma
      • Canevim
      • Gel Dese Aşk
      • Gençliğim Eyvah
      • Sen Anlat Karadeniz
      • Kimse Bilmez
      • Akıncı
      • Baş Belası
      • Bozkır Arslanı Celaleddin
      • İkimizin Sırrı
      • Maraşlı
      • Hakim
      • Bir Zamanlar Çukurova
      Kuruluş Osman
      Bir Gece Masalı
      Can Borcu
      Zembilli
      Kardelenler
      Sustalı Ceylan
      Başka Bir Gün
  • atv PROGRAMLARI
    • Müge Anlı ile Tatlı Sert Esra Erol' da Kim Milyoner Olmak İster
  • DİĞER
    • Son Dakika Özel Haber Özel Video Memurlar Yaşam Eğitim Magazin Viral Sağlık Televizyon Teknoloji Otomobil Din Tarih Klipler Analiz Portre Yazarlar
      Galeri Marmara Üniversitesi Taban Puanları 2025: Marmara Üniversitesi’nde hangi bölüm kaç puanla alıyor? Git gide annesine benziyor: Melisa Aslı Pamuk ile Yusuf Yazıcı’nın oğlu ilgi odağı oldu WhatsApp’tan sohbet bildirimlerine yeni özellik: Bir tıkla unutmayı tarihe gömün! Savunmanın oyun değiştirici araçları IDEF’te! Hipersonik balistik füzeden BOYGA-B ve TUNGA’ya... DGS sonuçları ne zaman açıklanacak, 2025 DGS tercih başvuruları hangi tarihte başlayacak? Adalet Bakanlığı 20 bin personel alımı ne zaman? 2025 Adalet Bakanlığı personel alımı kadro dağılımı belli oldu mu? 1 yılda 14 kilo vermiş! Yeşilçam’ın kötü adamı Coşkun Göğen şimdi tanımaz halde Tembellik onların doğasında var! Keyfine düşkün 3 burç
      RSS Künye Frekanslar Arşiv Yayın Akışı Gizlilik Bildirimi Ziraat Türkiye Kupası Bize Ulaşın
  • BİZE ULAŞIN

A Haber’i
Sosyal Medyada Takip Edin

  • Apple iTunes
  • Google Play
  • Huawei App Gallery
  • Bize Ulaşın
  • Künye/İletişim
  • Veri Politikası
  • Gizlilik Bildirimi
Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır.
Haberler Din Haberleri Oruç hakkında en çok sorulan sorular

Oruç hakkında en çok sorulan sorular

Giriş: 19.06.2015 00:00 Güncelleme: 19.06.2015 13:31
ABONE OL

Orucun temel unsuru ve anlamı, yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak, nefsi bunlardan mahrum bırakmak olduğu için, oruçlu iken bunlar ve bu anlama gelecek davranışlar orucu bozar. Yemek ve içmek, yenilip içilmesi mutat olan her şeyi kapsamı içine alır. Sigara, nargile gibi keyif veren tütün kökenli dumanlı maddeler ile uyuşturucular ve tiryakilik gereği alınan tüm maddeler oruç yasakları kapsamına girer (İbn Abidin, Reddü’l-Muhtar, Beyrut 2000, II, 394). Her ne sebeple olursa olsun, ağızdan alınan ilaçlar da aynı hükme tabidir.

Nikotin bandı orucu bozar mı?

Kural olarak orucu bozan şeyler, vücuda normal yollarla giren maddeler ve cinsel ilişkidir. Vücuda sürülen yağ, merhem ve benzeri şeyler deri üzerindeki gözenekler ve deri altındaki kılcal damarlar yoluyla emilerek kana karışmaktadır. Ancak cildin bu emişi, çok az ve yavaş olmaktadır. Diğer taraftan bu işlem yeme, içme ve beslenme anlamına da gelmemektedir. Bu itibarla, deri üzerine sürülen merhem, yapıştırılan ilaçlı bantlar orucu bozmaz (Buhari, Savm, 24, 27; Müslim, Sıyam, 12; Tirmizi, Savm, 29, 31, 76). Bu açıdan sigarayı bırakmak isteyenlerin kullandığı nikotin bantları da orucu bozmaz (Din İşleri Yüksek Kurulu 22. 09. 2005 Tarihli Karar).

Oruçlu iken böbrek taşı kırdırmak orucu bozar mı?

Oruçlu olan bir kimsenin, vücuduna şifa veya gıda verici bir madde enjekte edilmeden böbrek taşı kırdırması ile orucu bozulmaz. Bu operasyon esnasında böbreklere kan akması da orucu bozmaz.

Şeker hastalarının uyguladıkları insülin iğnesi orucu bozar mı?

İğnenin orucu bozup bozmayacağı, kullanılış amacına göre değerlendirilebilir. Ağrı dindirmek, tedavi etmek, vücudun direncini artırmak, gıda vermek gibi amaçlarla enjeksiyon yapılmaktadır. Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyonlar, yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Ancak gıda ve/veya keyif verici enjeksiyonlar orucu bozar (Din İşleri Yüksek Kurulu 22. 09. 2005 Tarihli Karar). Şeker hastalarının kullandıkları insülin iğnesi bu nitelikte olmadığı için orucu bozmaz. Diğer yandan ehil doktorların, oruç tutmasının sağlık açısından zararlı olacağı teşhisini koyduğu bir hasta, Ramazanda oruç tutmayabilir. Böyle bir kişi, Ramazan ayının her günü için birer fidye verir. İnsüline bağımlı olarak yaşayan hastaların da oruç tutmaları sağlıklarına zarar veriyorsa oruç tutmayabilirler. Tutamadıkları oruçlarının sayısınca her gün için bir fidye verirler.

Damardan verilen radyoaktif madde orucu bozar mı?

Bazı hastalıkların teşhisi amacıyla hastalara damar yoluyla besleyici niteliği olmayan radyoaktif maddenin verilmesi orucu bozmaz. Bu şekilde verilen söz konusu madde besleyici ve vücudu kuvvetlendirici mahiyet taşımamaktadır.

Saç bakımı ve saç boyama orucu bozar mı?

Oruç, bir şey yemek, içmek ve cinsel ilişkide bulunmaktan dolayı bozulur. Saç boyamak ve saç bakımı bunların kapsamında olmadığından orucu bozmaz.

Kadınlar adet döneminde oruç tutabilirler mi? Bu esnada tutulmayan oruçların durumu nedir?

Kadınların adet (ay hali) dönemlerinde, -temizleninceye kadar- cinsi ilişkide bulunmaları, namaz kılmaları, oruç tutmaları ve Kabe'yi tavaf etmeleri yasaktır. Kadınlar özel hallerinde kılmadıkları namazı kaza etmezler, fakat tutmadıkları oruçlarını temizlendikleri zaman kaza ederler (Şafii, el-Ümm, I, 130-131; Sahnun, el-Müdevvene, I, 49; Merğinani, el-Hidaye, I/30-32; İbn Kudame, el-Muğni, I, 198; İbn Abidin, Reddu'l-muhtar, II/371).

Oruca niyetlenen bir kadın gün içinde adet görmeye başlarsa ne yapmalıdır?

Kadınlar ay hali (hayız) ve lohusalık (nifas) denilen özel hallerinde namaz kılmazlar, oruç tutmazlar. Daha sonra tutamadıkları oruçlarını kaza ederler.

Oruca niyetlenen bir bayan, gün içersinde adet görmeye başlarsa orucunu bozar, temizlenince bu günün orucunu da kaza eder (Merğinani, el-Hidaye, I, 129). Akşama kadar sanki oruçlu imiş gibi davranıp yeme içmeyi terk etmesi doğru değildir.

Kadınlar gebelik ve çocuk emzirme dönemlerinde oruç tutabilirler mi?

Ramazan orucunu tutmamak için geçerli mazeretlerden biri de gebelik veya çocuk emzirmektir. Gebe veya emzikli olan kadınlar, kendilerine yahut çocuklarına bir zarar gelmesinden korkmaları halinde oruç tutmayabilirler Bunlar bir yönüyle hasta hükmünde oldukları gibi, onlara bu ruhsatı tanıyan hadisler de bulunmaktadır (Nesai, Sıyam, 51, 62; İbn Mace, Sıyam, 12). Kendisi dayanabilecek ve çocuk da etkilenmeyecek ise hamile ve çocuk emziren anne oruç tutabilir. Bu konuda alanında uzman bir hekime danışılması uygun olur. Hamilelik ve çocuk emzirme gibi meşru sebeplerle oruç tutamayan bayanlar, tutamadıkları bu oruçlarını şartların elverişli olduğu başka zamanlarda kaza ederler (Merğinani, el-Hidaye, I, 127).

Ağda/epilasyon yaptırmak oruca engel olur mu?

Vücuttaki kılların hangi yolla olursa olsun alınmaları orucu bozmaz. Çünkü oruç, bir şey yemek, içmek ve cinsel ilişkide bulunmaktan dolayı bozulur. Kıl almak veya aldırmak bunların kapsamında olmadığından orucu bozmaz.

Burada şu husus da belirtilmelidir ki, kadının erkeğe karşı avret mahalli eller, ayaklar ve yüzü hariç tüm bedenidir. Kadının kadına karşı avret mahalli, diz kapağı ile göbek arasıdır. Zaruret ve ihtiyaç olmadan bu yerlerin başka kadınlara veya erkeklere gösterilmesi caiz değildir. Bu itibarla ağda veya lazerle epilasyon yaptırmak isteyen kişinin, erkek olsun kadın olsun yabancı bir kişiye avret mahallini açması helal olmadığı gibi, bu işlemi uygulayan kişinin de, bu kısma bakması ve dokunması da helal değildir (Merğinani, el-Hidaye, IV, 83-87).

Oruçluyken elle tatmin olan kimsenin orucu bozulur mu?

Oruçlu iken elle tatmin olmak orucu bozar, kazayı gerektirir. Bu fiili işleyen kimselerin bozmuş oldukları orucu kaza etmekle yetinmeyip ayrıca tövbe etmeleri de gerekir.

Şu husus unutulmamalıdır ki, oruç, nefsin isteklerinden bilinçli olarak uzak durma yönüyle bir irade eğitimidir. Nefsin isteklerinin kontrol altına alınmasında, ruhun arındırılıp yüceltilmesinde etkili bir yoldur. Şehevi arzularına mağlup olanların bu irade eğitiminde başarısız oldukları ortaya çıkar.

Elle tatmin olmanın keffareti gerektirmemesi, bu fiilin önemsiz bir günah olduğunu göstermez. Bilakis özürsüz olarak orucunu bozan kimseler büyük günah işlemiş olurlar (Zeylai, Teybinü'l-Hakaık, Kahire 1313, I, 323; İbn Nüceym, el-Bahru'r-Raık, Beyrut ts. , II, 293).

Oruçlu kimse diş tedavisi yaptırabilir mi?

Orucun bozulması için yeme, içme ve cinsel ilişki ya da bu anlamları ifade eden bir fiilin işlenmesi gerekir. Bu sebeple sırf dış tedavisi sebebi ile oruç bozulmaz. Tedavinin ağrısız gerçekleşmesi için yapılan enjeksiyonlar da beslenme amacı taşımadığı için orucu bozmazlar. Ancak tedavi sırasında yapılan başka işlemler sebebi ile -mesela ağız su ile çalkalanırken- boğaza su, kan veya tedavide kullanılan maddelerden biri kaçarsa oruç bozulur ve kaza edilmesi gerekir.

Oruçlunun eşi ile ilişkilerinin sınırı nedir?

Oruçlu olan kimse orucu bozacak şeylerden kaçındığı gibi orucun sevabını azaltacak şüpheli durumlardan da kaçınmalıdır. Oruçlu olduğunu bile bile cinsel ilişkide bulunmakla oruç bozulur, hem kaza ve hem de kefaret gerekir (Buhari, Savm, 30). Kişinin hanımını sadece öpmesiyle orucu bozulmaz (Buhari, Savm, 24). Ancak kendine güveni olmayan, işi daha ileri götürmek endişesi olan kişinin hanımını öpmesi ve kucaklaması mekruhtur (Ebu Davud, Savm, 35). Eğer öpmek veya kucaklamakla boşalma meydana gelirse, sadece mekruh olmakla kalmaz, aynı zamanda oruç bozulur ve gününe gün kaza gerekir (Merğinani, el-Hidaye, I, 123).

Oruçlu iken ihtilam olmanın veya cünüp olarak sabahlamanın hükmü nedir?

Oruçlu iken rüyada ihtilam olmak orucu bozmaz, gusletmeyi geciktirerek cünüp olarak sabahlamak da oruca bir zarar vermez. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Ramazan'da imsaktan sonra yıkandıkları hadis kaynaklarında (Buhari, Savm, 25) yer almaktadır. Ancak, zorunlu bir durum olmadıkça, hemen boy abdesti alınmalıdır (Fetavay-ı Hindiyye, Beyrut 1980, II, 203).

Oruçlu iken kan vermek ve vücuda kan almak orucu bozar mı?

Kan vermenin orucu bozup bozmaması ile ilgili olarak birbirine zıt iki rivayet vardır. Bunlardan birine göre Hz. Peygamber (s.a.s.) "Hacamat yapanın ve yaptıranın (vücuttan tedavi maksadıyla kan alanın ve aynı amaçla vücudundan kan aldıranın) orucu bozulur." (Ebu Davud, Savm, 28) buyurmuştur. Öte yandan Rasulüllah'ın (s.a.s.) oruçlu iken hacamat yaptırdığı rivayet edilmiştir (Buhari, Savm, 32; Ebu Davud, Savm, 29).

Bu iki hadisi birlikte değerlendiren bilginlerin çoğu, birinci hadisi "Hacamat yapanın kanı özel alet ile emerken ağzına kaçırabileceği, hacamat yaptıran ise kan verdiği için zayıf düşerek hasta olabileceği için oruçları bozulma tehlikesi ile karşı karşıya kalır." şeklinde yorumlamış ve ikinci hadisi esas alarak kan vermenin orucu bozmayacağı sonucuna varmışladır. Buna göre, Ramazanda oruçlu iken kan verenin orucu bozulmaz (İbn Kudame, el-Muğni, III, 36).

Vücuda kan almak ise, beslenme, gıda alma kapsamına girdiği için orucu bozar.

Oruçlu kimse abdest alırken hataen boğazına su kaçırsa orucu bozulur mu?

Orucun bozulması konusunda hata; abdest sırasında ağzını çalkalarken isteği dışında boğazına su kaçması örneğinde olduğu gibi, orucu bozan fiilin orucu bozma kastına dayalı olmayarak meydana gelmesidir. Orucu bozan fiilin hataen yapılması orucu bozar ve yalnızca kazayı gerektirir.

Hataen boğaza su kaçması, oruçlu bulunulduğu hatırda değilken meydana gelirse, unutarak yapılmış hükmünü alır ve oruç bozulmaz (Fetavay-ı Hindiyye, Mısır 1310, I, 202). Bir sahabi Rasulüllah'a (s.a.s.) "Ey Allah'ın Resulü! Oruçlu iken unutarak yiyip içtim. Orucum bozuldu mu?" diye sormuş. Rasulüllah (s.a.s.) da, " (Hayır bozulmadı) sana Allah yedirip içirdi." (Ebu Davud, Savm 39) cevabını vermiştir.

Şafii mezhebine göre orucu bozan bir işi gerek hataen, gerek unutarak yapmakla oruç bozulmaz (Şirbini, Muğni'l-Muhtac, İstanbul 1958, I. 429).

Düzensiz adet kanaması olan bir bayan oruçlarını nasıl tutmalıdır?

Kadınlar adet dönemlerinde namaz kılmazlar, oruç tutmazlar. Temizlendikten sonra kılamadıkları namazları kaza etmezler fakat oruçlarını kaza ederler (Müslim, Hayız, 76-69).

Her kadının adet gördüğü gün sayısı eşit değildir. Bu süre Hanefilere göre enaz üç, en çok on gün olabilir. Adet günlerinin süresi, daha önce yaşanmış tecrübelere göre belirlenir. Örneğin daha önce adet günleri altı gün devam etmişse, bu altı günlük süre içinde gelen lekeler adet gününden sayılır. Düzensiz kanamalarda, önceki adet günlerine rastlayan kanama adet sayılıp, o günlerdeki oruçlar terk edilir. Önceki adet günleri değişmişse, üç ile on gün arasındaki kanama adet sayılıp, o günlerde oruç terk edilir. Daha sonra kaza edilir. On gün dolduktan sonra gusül edilip, namaz ve oruca başlanır. İki adet arasındaki temizlik günü sayısı 15 günden az olmaz.

Alkol alan bir kimse oruç tutabilir mi?

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, alkollü içkiler ve uyuşturucu maddeler dinen haramdır. Ancak bu haramı işleyen kişi, bunun haramlığını inkar etmediği müddetçe Müslümandır. Bu nedenle, ibadetleri yerine getirmekle mükelleftir. Ancak ne dediğini, ne yaptığını bilmeyecek kadar sarhoşken yapacağı ibadet makbul değildir. Sarhoş oluşu nedeniyle bu ibadetleri yerine getiremeyen kişi, hem içki içtiği için, hem de görevi olan ibadeti vaktinde yerine getirmediği için tövbe etmesi, Allah'tan af dilemesi ve daha sonra da bu ibadeti kaza etmesi gerekir. Alkol alan kişi, imsak vaktinde ne dediğini bilecek kadar ayık ise, orucu tutması gerekir ve tuttuğu oruç da sahihtir (İbn Abidin, Reddu'l-muhtar, II, 81, 123).

Unutarak yiyen kişiye oruçlu olduğunun hatırlatılması gerekir mi?

Unutarak yemek içmek orucu bozmaz. Hz. Peygamber (s.a.s.) konuyla ilgili olarak şöyle buyurmuştur; "Oruçlu kimse oruçlu olduğunu unutup da yediği ve içtiği zaman, orucunu (bozmayıp) tamamlasın! Çünkü o oruçluya ancak Allah yedirmiş ve içirmiştir." (Buhari, Savm, 26)

Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içen kişi, yaşlı, hasta, zayıf ve oruç tutmaya kuvvet getiremeyecek durumdaysa onu gören kişi oruçlu olduğunu hatırlatmamalı, oruç tutmaya kudret getirebilecek durumdaysa hatırlatmalıdır (Şürünbülali, Merakı'l-felah, 256).

Oruçlu bir kimsenin gusül abdesti alırken ağza ve burna su vermesinin ölçüsü nedir?

Gusül abdesti alırken, ağza ve buruna su vermek farzdır. Ağza su verirken suyu boğaza kadar ulaştırıp ağzı çalkalamak ve buruna su verirken de genize kadar da suyu çekmek ise sünnettir. Bu hüküm oruçlu olmayan kimseler içindir. Oruçlu olanların boğaza veya genize su kaçma ihtimali olduğu için böyle yapmaları uygun olmaz. Onlar gusülde ağza ve burna su verirken abdestte yaptıkları gibi yaparlar (İbn Abidin, Raddu'l-Muhtar, Riyad, 1423/2003, I, 237, 291).

Oruç tutacak gücü olduğu halde tutmayan bir kimse, bu oruçlarının fidyesini vererek oruç borcundan kurtulmuş olur mu?

Oruç için fidye verilmesi, oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlı kimseler ile iyileşme ümidi olmayan hastalar için geçerlidir. Hz. Peygamber (s.a.s.) ve sahabe'nin uygulaması, fidyeden bahseden ayetteki "oruç tutmakta zorluk çekenler." (Bakara, 2/185) ifadenin yalnızca yukarıda sayılan kimseleri kapsadığını göstermektedir. Buna göre, oruç tutmaya gücü yettiği halde tutmayan veya geçici bir sebeple tutamayan kimseler hakkında fidye hükmü yoktur (Müslim, Sıyam, 149-150).

Oruçlu iken dokunmak veya kucaklamakla boşalmanın hükmü nedir?

Oruçlu olan kişinin eşini öpmesi, dokunması veya kucaklaması sonucu boşalma (inzal) olması durumunda oruç bozulur ve gününe gün kaza edilmesi gerekir.

Orucun bu şekilde bozulma tehlikesi olduğu için kendine güveni olmayan kimsenin oruçlu iken eşini kucaklaması, öpmesi mekruhtur (Merğinani, el-Hidaye, I, 123).

Kazaya kalan ramazan oruçları nasıl tutulmalıdır?

Ramazan ayında tutulamayan oruçların ve başlanıp da bozulan oruçların kaza edilmesi gerekir. Kur'an-ı Kerim'de; "İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar." (Bakara 2/184) buyrulmaktadır. Kaza oruçlarının aralıksız tutulması hakkında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu itibarla, kazaya kalan oruçlar, oruç tutulması yasak olan günler dışında, ardı ardına veya ayrı olarak tutulabilir. Ancak bu oruçların, geciktirilmeden bir an önce tutulması uygun olur. Çünkü bu bir borçtur, hemen ödenmelidir. Ayrıca insanın ne zaman öleceği de belli değildir.

Ramazan orucu tutmaya başlayan bir kimse daha sonraki günlerde oruç tutmaktan vazgeçerse ne gerekir?

Ramazan ayında her günün orucu başlı başına müstakil bir ibadettir. Bundan dolayı her gün için oruç tutmaya niyet etmek gerekir. Dolayısıyla bir günün orucundaki bozukluk, diğer günün sıhhatine engel olmaz.

Bu itibarla Ramazan orucu tutmaya başlayan bir kimse daha sonraki günlerde mazeretsiz olarak oruç tutmaktan vazgeçerse, kendisine tutmadığı günlerin orucunu kaza etmesi gerekir, keffaret gerekmez. Zira keffaret, oruç tutmamanın değil, orucu bozmanın cezasıdır.

Ancak Ramazan orucunun mazeretsiz olarak tutulmaması büyük günah olup, kazasıyla birlikte tevbe etmek de gerekir. Ayrıca Ramazandan sonra tutulan oruç, Ramazanda tutulan orucun sevabını karşılamaz (İbn Abidin, Reddu'l-muhtar, II, 87, 103; Ceziri, Kitabü'l-Fıkhi ala Mezahibi'l-erba'a, I, 560). Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadisinde, ramazanda mazeretsiz olarak tutulmayan bir günün orucunun sevabını, bir sene boyu tutulan orucun sevabının karşılamayacağını belirtmiştir (Ebu Davud, Savm, 38; Ayrıca bkz. Buhari, Savm, 29).

Tutmadığı oruçları kaza etmeden oruç tutamayacak hale gelen kimse ne yapmalıdır?

Fakihlerin çoğunluğu, "Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir yoksul doyumu kadar fidye öder." (Bakara, 2/184) ayetinden hareketle, mazeretli veya mazeretsiz oruç tutmamış ve kaza etmeden ölüm döşeğine düşmüş kimselerin oruç borçları için fidye ödenmesi vasiyetinde bulunmalarının müstehap olacağını söylemişlerdir. Eğer vasiyet etmişse mirasçıları malının üçte biri oranında bu vasiyeti yerine getirirler (Merğinani, el-Hidaye, I, 127; bkz. Serahsi, el-Mebsut, III, 100; İbn Kudame, Muğni, III, 82).

Şevval orucunun hükmü nedir? Ramazanda tutulamayan oruçlar şevval orucu niyetiyle tutulabilir mi?

Ramazandan sonra şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır. Hz. Peygamber (s.a.s.), "Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yılın bütününde oruç tutmuş gibi olur" (Müslim, Sıyam, 204; Tirmizi, Savm, 53; Ebu Davud, Savm, 58-59) buyurmuştur. Bu oruç peş peşe tutulabileceği gibi ara verilerek de tutulabilir (İbn Abidin, Reddu'l-muhtar, Riyad, 2003; III, 421).

Hemodiyaliz ve diyaliz uygulamalarında oruç bozulur mu?

Böbrek yetmezliği hastalarına uygulanan diyaliz, periton diyalizi, hemodiyaliz olmak üzere iki çeşittir.

Periton diyalizi, karın boşluğuna verilen özel bir solüsyon aracılığı ile hastanın kendi karın zarı kullanılarak kanın zararlı maddelerden arındırılması ve sıvı dengesinin sağlanması işlemidir. Hemodiyaliz ise, kanın vücut dışında bir makine yardımı ile temizlenip vücuda geri verilmesi işlemidir. Kan bir iğne aracılığı ile hastanın kolundan alınır. Hemodiyaliz makinesi, diyalizör denen bir filtreden kanı sürekli geçirerek zararlı maddeleri ve fazla suyu filtre eder. Filtre edilen temiz kan ikinci bir iğne ile hastanın damarına geri verilir. Bu işlem yapılırken bazen, gıda içerikli sıvı verilmesi gerekmektedir.

Buna göre hastaya herhangi bir sıvı maddesi verilmeden gerçekleştirilen hemodiyalizde oruç bozulmaz. Diğer diyaliz çeşitlerinde ise, vücuda gıda içerikli sıvı verildiği için oruç bozulur(Merğinani, el-Hidaye, I, 125, Kasani, Bedaiü's-sanai, II, 244; Din İşleri Yüksek Kurulu 22. 09. 2005 Tarihli Karar).

Oruç tutmakla yükümlü olmanın şartları nedir?

İslam'a göre, bireyin sorumlu olmasının temel şartları Müslüman olmak, akıllı ve ergenlik çağına ulaşmış olmaktır. Dolayısı ile bu şartlar oruç ibadeti ile sorumlu olmanın da şartlarıdır. Buna göre, bir kimsenin Ramazan ayında oruç tutmasının farz olması için öncelikle Müslüman ve akıl-baliğ olması gerekir (Kasani, Bedaiü's-sanai, Beyrut 1997, II, 593-596).

İbadetlerle yükümlü olma şartlarını taşıdığı halde bazı özel durumlardaki kimselere oruç tutmama ruhsatı verilmiştir. Ayet-i kerimenin ifade ettiği şekilde; hasta, yolcu ve oruç tutmaya güç yetiremeyecek düşkünlükte olanlar Ramazan'da oruç tutmayabilirler (Bakara 2/185; bkz. Kasani, Bedaiü's-sanai, II, 609). Bu durumdaki kimseler oruç tutmayı engelleyen durumları ortadan kalktığında oruçlarını kaza ederler. Sağlığı bundan sonra oruç tutmaya elverişli olmayanlar bir yoksul doyumluğu fidye verirler (Bakara, 2/184).

Oruç tuttuğu takdirde kendisinin veya çocuğunun zarar görmesi muhtemel olan gebe veya emzikli kadınlar da, sağlık durumu oruç tutmak için elverişli olmayanlar arasında değerlendirilmiştir. Bu durumda olanlar da oruç tutmayabilirler. Hatta zarar görme ihtimali kuvvetli ise tutmamaları gerekir. Durumları normale döndüğünde tutamadıkları oruçları kaza ederler (Sahnun, el-Müdevvenetü'l-Kübra, Beyrut, 1999, I, 335, 336; Şirazi, el-Mühezzeb, II, 592; İbn Kudame, Kafi, I, 346; Kasani, Bedaiü's-sanai, II, 616).

İbadetlerle yükümlü olmamakla birlikte ergenlik yaşına gelmeyen çocukların alıştırılmak ve ısındırılmak maksadıyla namaz kılmaları ve oruç tutmaları söylenebilir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), yedi yaşından on yaşına kadarki sürede çocuğun namaza alıştırılmasını önermiştir (Ebu Davud, Salat, 26).

Birden fazla orucu keffaret gerektirecek şekilde bozan kimse bu oruçların her biri için ayrı ayrı keffaret öder mi?

Ramazan ayında tutulan orucun, mazeretsiz olarak kasten bozulması durumunda keffaret ödenmesi, ayrıca bozulan orucun da kaza edilmesi gerekir. Oruç kefareti, iki kameri ay veya 60 gün, ara vermeksizin oruç tutmaktır. Buna gücü yetmeyen, 60 fakiri bir gün ya da bir fakiri 60 gün doyurur.

Farz orucun kasten bozulması ve keffaretinin ödenmesinden sonra aynı şekilde başka bir oruç bozulduğunda onun için de yeni bir keffaret gerekir. Ancak, farklı ramazan aylarında da olsa henüz ödemediği birden fazla keffaret borcu bulunan kimsenin hepsi için bir keffaret ödemesi (peş peşe iki kameri ay veya altmış gün oruç tutması) yeterli olur. Ayrıca bozduğu her orucu kaza etmesi icap eder (İbn Hümam, Fethu'l-Kadir, Beyrut, II, 261).

Mesleği gereği sürekli olarak yolcu olan kişi namaz ve oruç ibadetlerini nasıl yerine getirebilir?

Dinen yolcu konumunda bulunan kimseler farz namazları kısaltarak kılarlar. Yolculuk hali Ramazan orucunun ertelenmesi için de bir ruhsat sebebidir. Sebep devam ettiği sürece ruhsatlar da devam eder. Sürekli mazereti bulunan kişiler, mazeretleri ortadan kalkınca, zamanında tutamadıkları Ramazan oruçlarını kaza ederler. Kur'an-ı Kerim'de; "Kim de hasta veya yolcu olursa, oruç tutmadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun." (Bakara, 2/184, 185) buyrulmaktadır.

Bozulan vacip ve nafile oruçların kazası gerekir mi?

Nafile oruç, kişiye farz veya vacip olmadığı halde, gönüllü olarak Ramazan ayının dışında tutulan oruçtur. Nafile de olsa, başlanan bir ibadetin tamamlanması gerekir. Bu nedenle diğer nafile ibadetlerde olduğu gibi, bozulan nafile orucun da, kaza edilmesi Hanefilere göre bir gerekliliktir (Merğinani, el-Hidaye, I, 127). Adanan orucun (nezir orucu) tutulması vaciptir. Vacip orucun bozulması halinde de kaza edilmesi gerekir (Merğinani, el-Hidaye, I, 127, 132).

Oruç keffareti tutan bir bayan adet dönemi esnasında tutamadığı günler için ne yapmalıdır?

Keffaret orucu ara vermeden tutulmalıdır. Ancak kadınların keffaret orucu tutarken araya giren adet günleri bunun dışındadır. Çünkü onlar bu günlerinde oruç tutamazlar, adet halleri bitince ara vermeden, keffarete kaldıkları yerden devam ederler. İki ayı tamamlarlar. Şayet adetin dışındaki bir sebeple ara verirlerse keffaret orucuna baştan başlamaları gerekir (Merğinani, el-Hidaye, I, 122-126).

Oruçta temkin vakti nedir, uygulanmakta mıdır?

Temkin, güneşin doğuş, batış vakti ile namaz vakitlerinin hesaplanmasında, vakitlere eklenen veya çıkarılan zamanı ifade etmektedir. Bu uygulamanın temel nedeni yerleşim yerinin en doğusu ile batısı arasındaki zaman farkı, bulunulan yerin dağlık veya tepelerle kaplı olması gibi namaz vaktinin tam olarak tespit edilmesini engelleyen durumların var olmasıdır. Bu gerekçelerle ülkemizde temkin uygulaması bir müddet sürdürülmüş, namaz vakitlerini tespitte imsak ve güneşin doğuşunda bir miktar zaman çıkarılmış; öğle, ikindi, akşam ve yatsı vakitlerinde de bir miktar eklenmiştir.

Oruç tutulması yasak olan günler hangileridir?

Dinimizde, oruç tutmanın emredildiği, tavsiye edildiği günler olduğu gibi, oruç tutmanın yasaklandığı veya hoş karşılanmadığı günler de vardır. Yasağın mahiyetine ve ağırlık derecesine göre, bugünlerin bir kısmında oruç tutmak haram veya tahrimen mekruh, diğer bir kısmında ise tenzihen mekruhtur.

Oruç tutmanın yasak olduğu günlerin başında bayram günleri gelir. Hz. Peygamber (s.a.s.) iki vakitte oruç tutulmayacağını bildirmiştir ki birisi ramazan bayramının birinci günü, diğeri kurban bayramı günleridir (Buhari, Savm, 66-67). Ramazan bayramının sadece birinci gününde ve kurban bayramının dört gününde oruç tutmak yasaktır (Mevsıli, el-İhtiyar, I, 125). Bu günlerde oruç tutmanın yasak oluşunun nedeni, bayram günlerinin yeme, içme ve sevinç günleri olmalarıdır. Ramazan bayramı, bir ay boyunca Allah için tutulan orucun arkasından verilen bir "genel iftar ziyafeti" hükmündedir. Bundan dolayı, ona "fıtır bayramı (iftar bayramı)" denilmiştir. Ramazan bayramının ilk günü bu yönüyle bir aylık ramazan orucunun iftarı olmaktadır. Böyle toplu iftar gününde oruçlu olmak, Allah'ın sembolik ziyafetine katılmamak anlamına gelir ki bunun en azından edep dışı olduğu ortadadır. Allah için kurbanların kesildiği kurban bayramı günleri de ziyafet günleridir. Hz. Peygamber (s.a.s.) teşrik günlerinin yeme, içme ve Allah'ı anma günleri olduğunu belirtmiştir (Ebu Davud, Savm, 49).

Hacılar, oruç tuttukları takdirde güçsüz ve yorgun düşme ihtimalleri bulunduğu takdirde, zilhiccenin 8. "terviye" ve 9. "arefe" günlerinde oruç tutmamaları daha uygun olur. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.) arefe günü Arafat'ta olanların oruç tutmalarını yasaklamıştır (Ebu Davud, Savm, 64). Çünkü hac ibadetini yaparken daha zinde ve canlı olmaları, öncesinde nafile oruç tutmuş olmalarından daha hayırlıdır.

Bunların dışındaki bazı günlerde oruç tutmak ise çeşitli sebeplerle mekruh sayılmıştır. Mesela; sadece aşure gününde oruç tutmak Yahudilere benzemek ve onları taklit etmek anlamını içerdiği için mekruhtur (Ebu Davud, Savm, 66).

Şek günü (Şaban ayının sonuna gelip, Şaban'dan mı yoksa Ramazan'dan mı olduğunda şüphe edilen gün) oruç tutmak mekruhtur. Hz. Peygamber (s.a.s.) ramazanı bir veya iki gün önceden oruç tutarak karşılamayı yasaklamıştır (Buhari, Savm, 11, 14; Müslim, Sıyam, 21; Ebu Davud, Savm, 10).

İki veya daha fazla günü, arada iftar etmeksizin birbirine ekleyerek oruç tutmak mekruhtur. Buna visal orucu (savm-i visal) denir. Hz. Aişe'nin belirttiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s.) visal orucu tutmalarını yasaklamış; kendisinin bu şekilde oruç tuttuğu hatırlatılınca da "Siz benim gibi değilsiniz; beni Rabbim yedirir, içirir." (Müslim, Sıyam, 55-58) diye cevap vermiştir.

Birden çok oruç tutmayı adayan kimsenin bu oruçları peş peşe tutması şart mıdır?

Adak, kişinin farz veya vacip cinsinden bir ibadeti yapacağına dair Allah'a söz vererek o ibadeti kendisine borç kılması demektir. Bu nedenle şartlarına uygun olarak yapılan adağın yerine getirilmesi vaciptir.

Buna göre otuz gün oruç tutmayı adayan kişinin bu sayıda oruç tutması vaciptir. Eğer tutacağı oruçları peşi peşine tutmaya niyetlenmiş ve öylece adakta bulunmuş ise, bu oruçları peşi peşine tutması gerekir. Ancak, böyle bir niyeti yoksa dilediği gibi aralıklarla tutulabilir (Serahsi, el-Mebsut, II, 48).

Oruç tutmayan kimse Teravih namazı kılabilir mi?

Teravih namazı Ramazan ayına ait bir sünnetidir, oruçla doğrudan ilişkisi yoktur. Bu nedenle, mazeretli ya da mazeretsiz oruç tutmayan kişiler için de Teravih namazı kılmak sünnet-i müekkededir (Tahtavi, Haşiye ala Meraki'l-Felah, 227).

Kandillerde oruç tutmak isteyen kişi, kandil gecesinin olduğu günde mi, bir gün sonrasında mı oruç tutmalıdır?

Dini açıdan güneşin batmasıyla önceki gün sona erer ve yeni bir gün başlar. Gece gündüzden önce gelir (Kurtubi, el-Cami' li Ahkami'l-Kur'an, Riyad 2003, XIV, 15). Nitekim Ramazan ayı, Şaban ayının son gününde güneşin batışıyla başladığı için, o gece Teravih namazı kılınmakta ve Ramazanın son gününde güneşin batışıyla Şevval ayı başladığı için, o gecede Teravih namazı kılınmamaktadır. Cuma günü de Perşembe günü akşam vaktinin girmesiyle başlar, Cuma günü akşam vaktine kadar devam eder. Mesela "Recebin ilk cuma gecesi" dendiği zaman perşembeyi ilk Cumaya bağlayan gece (akşam vaktinden sabah vaktine kadar olan süre) anlaşılır. Yine "Şaban'ın 15. Gecesi" bu ayın 14. günü 15. güne bağlayan gece, "bayram gecesi" de arefe gününü bayrama bağlayan gecedir.

Bu itibarla kandil gecelerinde tutulan nafile oruçların asıl zamanı geceyi takip eden gün olmakla birlikte, daha önceki günle birlikte oruç tutulabilir. Bununla beraber mübarek gecenin ihya edildiği günü de ekleyerek iki veya daha fazla gün oruç tutulabilir.

Üç ayların dindeki yeri nedir, bu aylardaki oruç nasıl tutulur?

Halk arasında üç aylar diye bilinen Recep, Şaban ve Ramazan ayları, mübarek ve faziletli aylardır. Ramazan ayında oruç tutmak farzdır (Bakara, 2/184-185). Recep ve Şaban aylarında ise; Hz. Peygamber (s.a.s.)'in diğer aylara oranla daha fazla nafile oruç tuttuğu, ancak Ramazanın dışında hiçbir ayın tamamını oruçlu geçirmediği, hadis kaynaklarında yer almaktadır (Buhari, Savm, 52, 53; Müslim, Sıyam, 173, 179). Bu itibarla, Recep ve Şaban aylarının aralıksız olarak oruçlu geçirilmesinin dini bir dayanağı yoktur. Kişi sağlığı müsait olup güç yetirdiği takdirde bu aylarda dilediği kadar nafile oruç tutabilir.

Uzman bir doktorun oruç tutmamasını önerdiği kimse ne yapmalıdır?

Uzman doktorların, oruç tutmasının sağlık açısından zararlı olacağı teşhisini koyduğu bir hasta, Ramazanda oruç tutmayabilir (Merğinani, el-Hidaye, I, 126; İbn Abidin, Reddu'l-muhtar, II, 116). Şayet hastalığı geçici ise tutmadığı oruçlarını iyileşince kaza eder. Hastalığı kalıcı ise tutamadığı oruçlar için fidye verir. Bir ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: "Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır." (Bakara, 2/184)

Oruç tutmayan bir kimsenin Teravih ve diğer beş vakit namazları geçerli olur mu?

Kişinin yerine getirmekle yükümlü olduğu ibadetlerin her birinin ayrı ayrı sorumluluğu bulunmaktadır. Her günah bağımsız olduğu gibi her ibadet de bağımsızdır. Birinin olmaması, diğerinin de reddine sebep olmaz. Kur'an-ı Kerim'de; "Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir." (Zilzal, 99/7-8) buyrulmaktadır.

Cuma günleri oruç tutulur mu, hükmü nedir?

Sadece Cuma günleri nafile oruç tutmak tenzihen mekruh görülmüştür. Peygamber Efendimiz (s.a.s.); "Sizden hiç kimse Cuma günü oruç tutmasın. Ancak bir gün önceden veya sonradan oruç tutuyorsa bu takdirde Cuma günü de oruç tutabilir." (Ebu Davud, Savm, 50) buyurmuştur. Cuma günü kazaya kalan farz veya adak gibi vacip bir oruç tutmakta sakınca bulunmamaktadır. Cuma günü nafile oruç tutmak isteyenlerin, bir gün önce veya sonrasında da oruç tutması uygun olur. Oruç tutmak için özellikle Cuma gününü seçmenin mekruh oluşu bu günün Müslümanların haftalık bayram günü kabul edilmesindendir.

İslamiyet öncesi oruç var mıydı ve nasıl uygulanmakta idi?

Kur'an-ı Kerim'de "Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı." (Bakara, 2/183) buyrulmaktadır. Oruç ibadeti İslam'dan önce de bilinen ve İslam'dakinden farklı da olsa uygulanan bir ibadet idi. Bu ayette, Müslümanlara oruç külfetinin sadece kendilerine yüklenmediği daha önceki kavimlerde de olduğu hatırlatılarak psikolojik açıdan oruca hazırlanmaları sağlanmıştır (Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, I, 625).

Ramazanı karşılamak ve uğurlamak için oruç tutulur mu?

Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Recep ve Şaban aylarında diğer aylara oranla daha fazla nafile oruç tuttuğu (Buhari, Savm, 52-53; Müslim, Sıyam, 173, 179) ve ayrıca Şevval ayında 6 gün oruç tutmayı teşvik ettiği bilinmektedir (Müslim, Sıyam, 204). Ancak Hz. Peygamber (s.a.s.)'in bu uygulamalarını, Ramazanı karşılama ve uğurlama olarak değerlendirmek doğru değildir. Ramazanı karşılamak veya uğurlamak amacıyla oruç tutmanın dini bir dayanağı yoktur. Ramazan ayı girmediği halde, Ramazanın gelmiş olabileceği düşüncesiyle ihtiyaten Ramazandan bir veya iki gün önce oruç tutmak mekruhtur. Dini ıstılahta bu güne "şek günü" denilir. Ancak, belirli günlerde oruç tutmayı alışkanlık haline getiren kişilerin, oruç tuttuğu günlerin bu günlere rastlaması halinde oruç tutmasında sakınca yoktur. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), "Ramazanı bir veya iki gün önce oruçla karşılamayın. Eğer bir kimse adeti olduğu için bu günleri oruçla geçiriyorsa tutsun." (Buhari, Savm, 14; Müslim, Sıyam, 21) buyurmuştur.

Kandillerde oruç tutmayla ilgili dini bir gereklilik var mıdır?

Hz. Peygamber, mübarek gün ve gecelerin değerlendirilmesini tavsiye etmiştir (Tirmizi, Savm, 39). Ancak bu gün ve gecelere ait özel bir namaz veya ibadet şeklinden bahsedilmemiştir. Bu bağlamda mübarek gün ve geceleri, bağışlanma ve hayatımıza çeki düzen vermek için fırsat anı olarak görmemiz gerekmektedir. Dolayısıyla Müminler kandil gecelerinde, hayatlarının gidişatını gözden geçirmeli; hata ve günahları için tövbe etmeli, dua ederek, Kur'an-ı Kerim okuyarak, kaza veya nafile namaz kılarak bu fırsatları değerlendirmelidirler.

Kandil gecelerinin gündüzlerinde oruç tutmak bazı alimlerce müstehap sayılmıştır. Zira sıhhati tartışmalı da olsa bir rivayette Hz. Peygamber (s.a.s.) "Şabanın ortasında yani berat gecesinde ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, 'Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle! ' der." (bkz. Tirmizi, Savm 39; İbn Mace, İkame, 191) buyurmuştur.

Buna karşılık Hz. Peygamber (s.a.s.) Zilhiccenin ilk on günü (Ebu Davud, Sıyam, 62; Tirmizi, Savm, 52), pazartesi ve perşembe günleri, aşure ve arefe günü oruç tutar (Müslim, Sıyam, 196-197), pazartesi orucunu soranlara; "Bugün benim doğduğum, Peygamber olarak gönderildiğim ve Kur'an'ın vahyedildiği gündür." diye cevap verirdi (Müslim, Sıyam, 198).

Sonuç itibariyle şu söylenebilir ki, kandil gecelerinde iyilik ve ihsanda bulunmak, daha çok dua, zikir, namaz gibi ibadetlerle meşgul olmak veya ilim ve tefekkür ile geceyi ihya etmek ve gündüzleri oruç tutmak müstehabtır.

Bir yıl süreyle oruç tutmayı adamanın hükmü nedir?

Bir yıl veya daha fazla süreyle oruç tutmayı adayan kişinin bu adağını yerine getirmesi gerekir. Ancak oruç tutmanın haram olduğu Kurban bayramının dört günü ile Ramazan bayramının ilk gününde, ayrıca kadınlar da özel hallerine rastlayan günlerde oruç tutmazlar; bu oruçları daha sonra kaza ederler (İbn Nüceym, Bahru'r-Raik, II, 318).

Bir sene oruç tutmayı adayan kimse, peş peşe tutma şartı koştuğunda Ramazan dahil olacağından o zaman ayrıca Ramazan orucu kadar kaza etmesi gerekmez. Zira Ramazan, adağa göre öncelikli bir vazifedir. Oruç tutacağım ifadesi Ramazanı öncelikle kapsamış olur. Ancak bir yıllık oruçta peş peşe olması şartı getirmemişse Ramazan'da tuttuğu farz oruçlar sayısınca Ramazan dışında ayrıca oruç tutması gerekir (Zeylai, Tebyinü'l-Hakaik, I, 346).

Oruç tutmayı adadıktan sonra oruca gücü yetmez hale gelen birisi, bunun yerine her gün için bir fidye verir. Buna da gücü yetmezse Allah'tan af diler. Umulur ki bağışlanır (Kasani, Bedaiü's-Sanai, V, 91).

Arefe günü oruç tutulur mu, bu konudaki dini hüküm nedir?

Çeşitli zamanlarda nafile oruç tutmanın faziletine dair birçok hadis-i şerif vardır. Bu oruçlardan biri de Zilhicce ayının ilk dokuz günü tutulan oruçtur. İsteyen tamamını tutabildiği gibi birkaç gününü de tutabilir. Herkes tuttuğu günler sayısınca ecir ve sevap kazanır. Zilhiccenin ilk dokuz günü içinde Arefe gününün önemli bir yeri vardır. Hz. Peygamber (s.a.s.), bu günün faziletine ilişkin olarak; "Arefe gününden daha çok Allah'ın cehennem ateşinden insanları azat ettiği bir gün yoktur." buyurmuş, yine "Arefe günü tutulan orucun bundan önce ve sonra birer yıllık günahları örteceği Allah'tan umulur." (Müslim, Sıyam, 196-197) demiştir. Fakat hacda olanların, yapacakları ibadetleri aksatmamaları, sıkıntı ve halsizliğe düşmemeleri gerekçesiyle arefe günü oruç tutmamaları daha uygundur (Ebu Davud, Savm, 64).

Bitkisel hayatta olan insandan namaz ve oruç ibadetleri düşer mi? Böyle bir kimse nasıl davranmalıdır?

Dinimizde sorumluluğun en önemli şartı akıldır. Aklı tam olmayan bir kimse dinimizin emir ve yasakları ile sorumlu değildir (Zerkeşi, el-Bahru'l-Muhid fi Usuli'l-Fıkh, Beyrut, 1421/2000, I, 65).

Buna göre bilinci bir günden fazla yerinde olmayan kişinin namazları düşer. Bu itibarla bitkisel hayata girerek bilinci yerinde olmayan ve bir daha iyileşmeyen bir kişi tutamadığı oruçlardan ve kılamadığı namazlardan dolayı sorumlu olmaz. Dolayısıyla bu durumda iken vefat eden kişinin tutamadığı oruçları için fidye vermek gerekmez. Bilincini bir günden daha az süreyle kaybedenler ise ayıldıkları zaman namazlarını kaza etmeleri gerekir (Alauddin es-Semerkandi, Tuhfetü'l-fukaha, Beyrut, 1405/1984, I, 192). Oruç sorumluluğunun düşmesi için ise, bilinç kaybının ve akıl hastalığının bir ay devam etmesi gerekir. Bir aydan daha az olan bilinç kaybında, tutulamayan oruçların kaza edilmesi gerekir (Alauddin es-Semerkandi, Tuhfetü'l- fukaha, Beyrut, 1405/1984, I, 350).

Bayram günlerinde oruç tutulur mu, bu günler kaç gündür?

Bayram günleri, oruç tutmanın yasak olduğu günlerin başında gelir. Ramazan bayramının birinci gününde ve kurban bayramının dört gününde oruç tutmak tahrimen mekruhtur (Mevsıli, el-İhtiyar, I, 125İbn Abidin, Reddu'l-muhtar, Riyad 2003, III, 336). Bugünlerde oruç tutmanın hoş karşılanmayıp yasaklanması, bayram günlerinin yeme, içme ve sevinç günleri olmasından dolayıdır. Ramazan bayramı, bir ay boyunca Allah için tutulan orucun arkasından verilen bir "genel iftar ziyafeti" hükmündedir ve bu anlamından ötürü ona "fıtır bayramı (iftar bayramı)" denilmiştir. Ramazan bayramının ilk günü, bir aylık ramazan orucunun iftarı anlamına gelir. Böyle toplu iftar gününde oruçlu olmak, Allah'ın sembolik ziyafetine katılmamak anlamına gelir ki bunun yakışıksız bir davranış olduğu ortadadır. Allah için kurbanların kesildiği kurban bayramı günleri de ziyafet günleridir. Hz. Peygamber (s.a.s.), teşrik günlerinin yeme, içme ve Allah'ı anma günleri olduğunu belirtmiştir (Buhari, Savm, 66-67; Ebu Davud, Savm, 49).

Fecr suresinde yer alan "ve on geceye yemin olsun." ifadesinin oruçla bir bağlantısı var mıdır?

Fecr suresinin 2. ayetinde geçen "on gece" ile neyin kastedildiği konusunda, hac ayı olan Zilhicce'nin ilk on gecesi, hicri yılın birinci ayı olan Muharrem'in ilk on gecesi ve Ramazan'ın ilk veya son on gecesi olduğu yönünde çeşitli yorumlar yapılmıştır (Razi, Mefatih, Beyrut 1981, XXXI, 163). Ancak Zilhicce'nin ilk on gecesi şeklindeki birinci yorum tercihe daha uygundur. Çünkü bu sure Mekke'de inmiş, Ramazan orucu ise Medine'de farz kılınmıştır. Dolayısıyla yukarda geçen ikinci ve üçüncü şıklardaki günler, surenin indiği dönemde özel bir önem taşımıyordu. Zilhicce'nin ilk on günü ise surenin inmesinden önce de Araplar'da kutsal sayılıyordu (Kur'an Yolu: Türkçe Meal ve Tefsir, Ankara 2004, V, 551). Zilhiccenin ilk dokuz gününde oruç tutulmasının Hz Peygamber (s.a.s.) tarafından tavsiye edildiği ve kendisinin de bu orucu tuttuğu rivayet edilmektedir. Bu sebeple kurban bayramından önceki dokuz günün oruçlu geçirilmesi müstehaptır (Ebu Davud, Sıyam 62; Tirmizi, Savm, 52). Fakat sıkıntıya ve halsizliğe sebep olacağı gerekçesiyle, hacda olanların Zilhiccenin 9. günü (arefe günü) oruç tutması mekruh görülmüştür (Ebu Davud, Savm, 64).

Zilhiccenin ilk on gününde oruç tutmanın fazileti nedir?

Zilhiccenin ilk on gününün faziletine işaretle, Hz. Peygamber (s.a.s.); "Allah katında şu on günde işlenecek salih amelden daha sevimli bir amel yoktur." Buyurdu. Sahabiler, "Ey Allah'ın Resülü! Allah uğrunda yapılacak cihattan da mı üstündür? " diye sordular. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.s.); "Evet, Allah yolunda cihat etmekten de. Ancak malını ve canını tehlikeye atarak cihada çıkan, şehit olup dönmeyen kimsenin cihadı başka. (O, bundan üstündür. )" (Buhari, İdeyn 11) buyurmuştur.

Zilhiccenin bu on gününün fazileti hac ibadetinin bu ayda yapılmasından kaynaklanmaktadır (İbn Hacer, Fethu'l-Bari, Beyrut, II, 459). Zira bu günlerde hac ibadetinin bir kısım menasiki yapılmakta bir kısmı da (ziyaret tavafı, şeytan taşlama gibi) ardından gelen teşrik günlerinde gerçekleştirilmektedir.

Çeşitli zamanlarda nafile oruç tutmanın faziletine dair birçok hadis-i şerif vardır. Rivayetlerde Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Zilhiccenin dokuz gününde, aşure gününde ve her aydan üç gün oruç tuttuğu belirtilmektedir (Ebu Davud, Sıyam, 61-63). Zilhicce ayının dokuzuncu günü olan kurban bayramının arefesinde tutulan orucun da çok faziletli olduğu bu rivayetlerde zikredilmiştir (Ebu Davud, Sıyam, 64; Tirmizi, Savm 46).

Muharrem ayına özgü bir namaz ve oruç var mıdır?

Mübarek gün ve gecelerde farz, vacip hükmünde bağlayıcı özel bir ibadet şekli yoktur. Yine sahih kaynaklarda Muharrem ayına özel kılınan bir nafile namazın olduğuna dair bir rivayet yoktur.

Böyle mübarek gün ve gecelerde kaza namazları olanların öncelikle kaza namazlarını kılmaları uygun olur. Ayrıca Kur'an okumak, dini eserlerden istifade etmek ve zikir ve salavatla meşgul olmak da mümkündür.

Muharrem ayı içerisinde oruç tutmak ise, müstehabtır. Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır: "Ramazan orucu dışında en faziletli oruç, Allah'ın ayı muharremde tutulan oruçtur. Farzlar dışında en faziletli namaz da gece namazıdır." (Müslim, Sıyam 202, 203; Ebu Davud, Savm 56; Tirmizi, Mevakit 207; Nesai, Kıyamü'l-Leyl 6).

Muharrem ayının başında, ortasında, sonunda veya 13, 14, 15'inci günlerinde ya da 9, 10 veya 10 ve 11'inci günlerinde oruç tutulabilir. Muharrem ayının onuncu gününe de, aşura günü denmektedir. Rasulüllah (s.a.s.), "Aşura günü orucunun önceki yılın (küçük) günahlarına keffaret olacağını umarım" buyurarak (Tirmizi, Savm, 47, No: 752), ümmetine bu günde oruç tutmayı tavsiye etmişlerdir. Aşura günü oruç tutmakla ilgili olarak İbn Abbas (r.a.) şöyle anlatıyor: "Rasulüllah (s.a.s.) Medine'ye gelince, Yahudileri aşura günü oruç tutar gördü. Onlara: "Bu da ne (niçin oruç tutuyorsunuz)? " diye sordu. "Bu, salih (hayırlı) bir gündür. Allah, o günde Beni İsrail'i düşmanlarından kurtardı. (Şükür olarak) Hz. Musa o gün oruç tuttu." dediler. Rasulüllah (s.a.s.) de: "Ben Musa'ya sizden daha layığım (yakınım)" buyurup o gün oruç tuttu ve müslümanlara da tutmalarını emir (tavsiye) etti." (Buhari, Savm 69, Enbiya, 22, Fedailu'l-Ashab 52; Tefsiru Yunus 1, Taha 1; Müslim, Sıyam 127, hadis no: 1130; Ebu Davud, Savm 64, hadis no: 2444).

Hz. Peygamber döneminde Yahudiler sadece Muharrem ayının 10. (aşura) gününde oruç tuttuklarından, onlarınkine benzememesi için öncesine veya sonuna bir gün ilave edilerek oruç tutulmasını tavsiye etmiştir. Bazı rivayetlerde ise bir öncesine ve bir sonrasına ilave ederek üç gün oruç tutulmasını tavsiye etmiştir (Ali el-Mütteki, Kenzu'l-ummal, VIII, 570). İşbu nedenle aşura günü oruç tutulurken önemli olan aşura gününü yalnız tutmamaktır. Bir önceki veya sonraki günü ilaveyle iki gün oruç tutulabileceği gibi her ikisini de ilave ederek üç gün de tutulabilir.

Temettü veya kıran haccına niyet eden bir kimse kurban kesme imkanına sahip olduğu halde bunun yerine oruç tutabilir mi?

Temettü veya kıran haccına niyet eden bir kimse kurban kesme imkanına sahip olduğu halde bunun yerine oruç tutamaz. Hatta bu imkanı bulamayıp oruç tutmuş olan bir kimse eyyam-ı nahr denilen kurban kesme günlerinde bu imkanı elde ederse ayrıca kurban kesmesi de gerekir. Eyyam-ı nahrdan veya tıraş olduktan sonra bu imkanı elde ederse; orucu yeterli olup kurban kesmesi gerekmez (Kasani, Bedaiü's-Sanai, II, 173).

Oruç tutmamayı mubah kılan haller nelerdir?

İslam dini ilke olarak kişileri güçleri nispetinde sorumlu tutmuş, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Bu genel ilke uyarınca farz olan Ramazan orucu ibadetini belli şartlara bağlı olarak erteleme konusunda bazı ruhsatlar getirilmiştir. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmuştur:

"Ey inananlar! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız diye, size de sayılı günlerde farz kılındı. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamayanlar, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa, o iyilik kendisinedir. Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha iyidir" (Bakara, 2/183-184) buyrulmaktadır.

İslam alimleri bu ayeti ve ilgili hadisleri esas alarak Ramazan ayında oruç tutmayıp ertelemek konusunda ruhsat sebebi olacak halleri şu şekilde tespit etmişlerdir:

Buna göre aşağıdaki durumlarda kişiler, oruç tutmakla yükümlü kılınmamış, daha sonra kaza etmeleri veya yerine fidye vermelerine ruhsat tanınmıştır:

a. Yolculuk: Ramazanda sefer mesafesi (en az doksan km. ) bir yere gitmek için yola çıkacak olan kimse, geceden oruca niyet etmeyebilir. Fakat niyet ettikten sonra gündüzün yolculuğa çıksa bu yolculuk esnasında meşru başka bir mazereti bulunmazsa orucunu bozmamalıdır. Başlanan bir ibadetin mazeret yoksa tamamlanması gerekir. Sefer bir mazeret olduğu için, eğer bozarsa kendisine keffaret gerekmez, sadece kaza gerekir (İbn Abidin, Reddu'l-muhtar, II, 122). Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Mekke'nin fethi için sefere çıktığında oruçlu iken, Kadid denilen yere varınca orucunu bozması (Buhari, Sıyam, 34; Müslim, Sıyam, 88) savaş şartlarının gereği olarak değerlendirilebilir.

b. Hastalık: Oruç tuttuğu zaman, hastalığının artmasından veya uzamasından endişe edilen kimse ile hastalığı sebebiyle oruç tutmakta zorlanan kişiler için, iyileştikten sonra kaza etmek üzere Ramazan ayında oruç tutmamalarına ruhsat tanınmıştır. Oruç tutması halinde hasta olacağı tıbben bildirilen kimse de hasta hükmündedir.

c. Yaşlılık: Oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimseler, oruç tutmayıp yerine fidye verebilirler. Bakara suresinin 184. ayetinde, bu şekilde olup da oruca güç yetiremeyenlerin, oruç tutmayıp fidye vermeleri gerektiği hükme bağlanmıştır. İyileşme umudu olmayan hastalar da aynı hükme tabidir.

d. İleri derecede açlık, susuzluk: Açlık veya susuzluk sebebi ile beden ve ruh sağlığının ciddi derecede zarar görmesi söz konusu olan kimse orucunu bozabilir. Sağlık şartları düzelmesi halinde bozulan oruç Ramazanda sonra kaza edilir.

Böyle bir kimsenin orucuna devam etmesi ölümüne sebep olacak nitelikte ise, orucunu açmaması haram olur.

e. Zor ve meşakkatli işlerde çalışmak: Esas itibariyle bir insanın ibadetlerini normal bir şekilde yapmasını engelleyecek zor ve ağır işlerde çalışması veya çalıştırılması doğru değildir. Ancak kişisel veya toplumsal zorunluluklar, bazılarının böyle işlerde çalışmalarını gerektirebilmektedir. Böyle durumda bulunan bir kişinin, oruç tuttuğu takdirde sağlığına zarar gelmesinden korkuluyorsa, orucunu tutmayabilir. Bu durumda olanlar, izin günlerinde veya müsait zamanlarda tutamadıkları oruçlarını kaza etmelidirler.

f. Gebe ve Emzikli Olmak: Oruç tutmaları kendilerine veya çocuklarına bir zarar vermesi halinde, gebe olan kadınlar oruçlarını tutmayabilirler. Emzikli kadınlar da, sütlerinin kesilmesi ve çocuklarının zarar görmesi tehlikesi bulunması halinde oruçları tutmayabilirler (Nesai, Sıyam, 51, 62; bkz. Sahnun, el-Müdevvenetü'l-Kübra, I, 335, 336; Şirazi, el-Mühezzeb, II, 592; İbn Kudame, Kafi, I, 346).

Fakihler oruç tutmama ruhsatını Kur'an ve Sünnette zikredilen sebeplerle sınırlı tutmayı tercih etmiş, bunların ortak özelliği meşakkat olsa bile, her meşakkatli durumda oruç tutulmayabileceğini söylemekte mütereddit davranmışlardır (İbn Kudame, Kafi, I, 344-346).

Ruhsata gerekçe olan hal ortadan kalkınca tutulamayan oruçlar kaza edilir. İyileşmesi mümkün olmayacak şeklide hasta olmak, ya da aşırı yaşlı bulunmak gibi oruç tutmaya sürekli bir engelin bulunması halinde tutulamayan her oruç için bir fidye verilir. Bir oruç fidyesi bir fıtır sadakası miktarıdır. Bir fıtır sadakası ise, bir kimseyi orta hallisi ile bir gün doyurabilecek miktar paradır. KAYNAK: DİB
Günün Manşetleri GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN
DİĞER
Eskişehir’de yangın faciası! 10 kahramanımız şehit
İSTANBUL GEDİK ÜNİVERSİTESİ REKLAM
Finans
Galatasaray'da Mauro Icardi sürprizi! Dönüş tarihi belli oldu
Galatasaray'da Mauro Icardi sürprizi! Dönüş tarihi belli oldu
Aile Saadeti’nin Doberman Selim’i Kürşat Demir anlattı: Böyle bir işte oynamaya çok ihtiyacım vardı!
Aile Saadeti’nin Doberman Selim’i Kürşat Demir anlattı: Böyle bir işte oynamaya çok ihtiyacım vardı!
Resmi İlandırÜMRANİYE BELEDİYESİ FEN İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ
ÜMRANİYE BELEDİYESİ FEN İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ
Alevlerle mücadele sürüyor
Alevlerle mücadele sürüyor
"Suça sürüklenen çocuğa" ceza artırılacak mı?
"Suça sürüklenen çocuğa" ceza artırılacak mı?
İHH REKLAM
İHH REKLAM
ahaber.com.tr
  • VİDEO
  • CANLI YAYIN
  • PROGRAMLAR
    • Düşünce Atlası
    • Yaz Boz
    • Kadraj
    • Toplumsal Hafıza
    • Canan Barlas ile Gündem
    • Arka Plan
    • Memleket Meselesi
    • Seyahatname
    • Belgesel Kuşağı
    • Diplomasi
    • Söz Teması
    • Medya Dünyası
    • İş'in sırrı
    • Dijital Çağ
    • Z Raporu
    • 1.Sayfa
  • Üye Girişi
  • Üye Ol
  • A HABER ÖZEL
  • GÜNDEM
  • EKONOMİ
  • SON DAKİKA
  • YAŞAM
  • DÜNYA
  • SPOR
  • MAGAZİN
  • VİRAL
  • TEKNOLOJİ
  • OTOMOBİL
  • DİN
  • TARİH
  • SAĞLIK
  • YAZARLAR
  • VİDEO
    • Programlar
    • Gündem
    • Yaşam
    • Dünya
    • Spor
    • Ekonomi
    • Kültür Sanat
    • Teknoloji
    • Otomobil
  • GALERİ
    • En Yeniler
    • Gündem
    • Yaşam
    • Dünya
    • Ekonomi
    • Magazin
    • Viral
    • Spor
    • Otomobil
    • Teknoloji
  • İNTERNET REKLAM
  • RSS
  • BİZE ULAŞIN
  • KÜNYE/İLETİŞİM
  • VERİ POLİTİKASI
  • KARİYER
  • FREKANSLAR
  • ARŞİV
  • YAYIN AKIŞI
  • GİZLİLİK BİLDİRİMİ
Daha Fazla Gör
  • Son dakika video izle
  • Son dakika haberleri
  • A Haber analiz
  • Gündem haberleri
  • Ekonomi haberleri
  • Otomobil haberleri
  • Namaz vakitleri
  • Hava durumu
  • İstanbul Yol durumu
  • Atv canlı yayın izle
  • Spor haberleri
  • Foto galeri
  • Son dakika emekli haberleri
  • Teknoloji haberleri
  • A Haber programlar
  • Sabah – Takvim yazarları oku
  • Kuruluş Osman izle
  • Gazete manşetleri
  • Instagram dondurma
  • Marmara Üniversitesi Taban Puanları 2025: Marmara Üniversitesi’nde hangi bölüm kaç puanla alıyor?
  • WhatsApp’tan sohbet bildirimlerine yeni özellik: Bir tıkla unutmayı tarihe gömün!
  • DGS sonuçları ne zaman açıklanacak, 2025 DGS tercih başvuruları hangi tarihte başlayacak?
  • Adalet Bakanlığı 20 bin personel alımı ne zaman? 2025 Adalet Bakanlığı personel alımı kadro dağılımı belli oldu mu?
  • Tembellik onların doğasında var! Keyfine düşkün 3 burç
  • Asgari ücret zammı son durum nedir? 2025'te asgari ücrete ara zam gelecek mi?
  • Faiz yükü olmadan 90.000 TL’ye kadar nakit fırsatı! İşte 0 faizle kredi veren bankalar ve kampanya detayları
  • Kamu bankalarından emeklilere özel jest geldi: Bu iki hizmet artık bedava
  • Pırıl pırıl çaydanlıklar sizi bekliyor! ✨ Herkesin bilmesi gereken o gizli yöntem ortaya çıktı
  • Kobra zehrinden güçlü! Bu böceği sakın ezmeyin, dokunduğunda tehlike saçıyor
  • Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu kimdir? Padişah torunu Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu kaç yaşında, ne iş yapıyor? İşte hayatı...
  • Eurofighter savaş uçağı TEKNİK ÖZELLİKLERİ | TSK’ya güç katacak, onaylandı! Eurofighter Typhoon nedir, menzili kaç?
  • A Haber
  • iPhone iPhone
  • Android Android
  • Facebook
  • X
  • Instagram
  • Flipboard Flipboard
  • Youtube
  • RSS