15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye'ye karşı yürütülen kirli savaşın en çıplak formuydu. Türkiye'yi teslim almak isteyen şer odakları 15 Temmuz'da var güçlerini kullanıp taarruza geçtiler. Hezimete uğradılar, uğratıldılar.Ne var ki ortada bir 'barış' yok, fiili bir durum var. Karşımızda milletin kendi aktörlüğünü yeniden keşfettiği, devletin kirli sızıntıları dezenfekte ettiği ve Erdoğan'ın başında olduğu bir Türkiye var. Her fırsatta Türkiye'nin aleyhine hareket ettiği tescillenmiş bir Avrupa var. Ve Türkiye'yi hedef alan terör örgütlerine silah veren, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki terör örgütü liderini himaye eden ve Türkiye demokrasisini bir türlü hazmedemeyen bir ABD var. Gelgelelim Türkiye düşmanları bu fiili duruma rağmen yürüttükleri necis harpten vazgeçmiş değiller. Yeni araçlara başvuruyorlar. Hepimizin gözleri önünde Türkiye ekonomisi çeşitli manipülasyonlarla krize sokulmak isteniyor. Moody's adlı 'uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu' tam da bu amaçla devreye giriyor. Uluslararası yatırımcılara Türkiye'nin 'yatırım yapılabilir ülke' olmaktan uzaklaştığını söylüyor. Türkiye ekonomisinin 1994'teki seviyesinde olduğu yalanını söylüyor. Nasıl da tesadüf değil mi? FAHRETTİN ALTUN'UN YAZISI İÇİN TIKLAYIN