Deyr Yasin'den Gazze'ye...

Gözler Lahey'de, Uluslararası Adalet Divanı'nda.

Acaba Dünya! İsrail'e dur diyebilecek mi?

Mahkeme, Netanyahu ve yönetimini "Katil", "Soykırımcı" olarak cezalandırabilecek mi?

Olabilir.

İsrail yaftalanabilir mahkemece.

İsrail'in 7 Ekim'den itibaren Soykırımı Önleme Sözleşmesi'ni ihlal ettiğine, İnsanlığa Karşı İşlenmiş Suçları gerçekleştirdiğine, Savaş Suçu işlediğine karar verebilir.

Peki bu İsrail'i, ölümü durdurur mu?

İşte kahir ekseriyet bu konuda şüpheli.

Çünkü bugüne kadar kimse durdur(a)madı.

Birleşmiş Milletler'de gördük.

BM'de 193 üye ülke var.

Genel Kurul'da 13 Aralık'ta yapılan oylamada 153 ülke "Gazze için Ateşkes" dedi.

Ama kimse sahaya dökemedi.

Çünkü BMGK var. Konu orada da oylandı.

Sonuç? ABD "hayır" dedi.

(ABD'nin BM Daimi Temscilisi Robert Wood)

Ve O! İstemedi diye Gazze'de akan kan durmadı, durmuyor.

Üstelik yaşananların hiç birisi son 20-30 yılla sınırlı değil.

Filistin'de, Gazze'de insanlar yeni ölmüyor.

Bugün Terör Devleti ifadesi boşuna zikredilemiyor.

Mesela 76 yıl önce yaşanan Deyr Yasin katliamının bedelini ödedi mi İsrail?

Hayır! Aksine o katliamı yapan isimler ödüllendirildi.

Ne oldu kısaca hatırlayalım.

1948…

Filistin, İngiliz Mandasında yönetiliyor.

İsrail o günlerde devlet değil. Siyonist Terör Örgütleri sahada…

Irgun, Lehi(Stern), Palmah, Hagana…

Bir Siyonist Devlet kurmayı amaçlayan militanlar hem manda yönetimine hem de bölge halkına yönelik pek çok bombalı, silahlı saldırı düzenliyor.

9 Nisan gecesi ise en kanlı gecelerden biriydi.

Kudüs'ün batısındaki Deyr Yasin köyünü basan teröristler, önce "Köyü terk edin" anonsu yaparak herkesin köyü boşaltmasını istedi.

Halk daha ne olduğunu anlayamadan geceyi gündüze çeviren alevler yükselmeye başladı.

Teröristler evleri ateşe verip, kaçmaya çalışanları kurşuna dizdiler.

52 çocuk, ailelerinin gözleri önünde başları kesilerek öldürüldü.

Kadınların vücutları parçalanarak katledildi.

Bütün erkekler ise öldürülerek su kuyularına atıldı.

254 Filistinliyi vahşice katletti o gece Siyonist teröristler.

Yaralı kadın ve çocuklar, çırılçıplak Yahudi yerleşim birimlerinde dolaştırıldı.

Kalanlar ise köyü terk etmek zorunda kaldı.

Kızıl Haç Filistin delegesi katliamı yerinde gördü, BM raporlarında yer aldı.

Boşaltılan köye birkaç ay içinde Yahudiler yerleştirildi.

Peki sonra ne oldu?

Filistinliler lehine hiçbir şey…

Ama Siyonist İsrail'e devlet yolu açıldı.

İngilizler bölgeden çekildi.

İsrail bağımsızlığını ilan etti.

Teröristler İsrail ordusuna katılarak asker,

Terör örgütleri siyasi parti,

Terör elebaşları ise siyasi lider oldu.

Katliamın öncüsü Siyonist terör örgütü lideri Menahem Begin İsrail'de başbakan oldu.

Ve katliamları ödüllendirircesine Begin'e NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ verildi.

Ve daha birçok isim. Tıpkı bugün Irgun'un devamı Likud Partisinin Lideri "Gazze Kasabı" lakaplı Netanyahu gibi pek çok İsrailli lider, bu Siyonist örgütlerin alt yapısında yetişti.

1948'den 2024'e değişen bir şey yok yani.

Öldürülen, katledilen Filistinliler…

Yaptıkları yanına kalan İsrail…

Şimdi gözler Lahey'de…

"Bizi kimse durduramaz, ne Lahey ne şer ekseni ne de başkası." diyen Netahyahu'yu ve İsrail'i durdurmaya bakalım kimin gücü yetecek….

Bu arada Gazze'yi artık kimse gündemine almıyor farkında mısınız?

Çünkü ateş, artık etrafı sardı.

Lübnan, Yemen, İran, Suriye, Irak, Ürdün…

Yeni savaş çanları çalıyor.

Her gün bir yerde bombalar patlıyor, insanlar ölüyor.

Neden? Çünkü birileri böyle istiyor!

Not: Lahey'de önemli bir karar alındı evet ama bu karar sadece yargılama bitine kadar oluşacak zararların engellenmesini amaçlıyor. Esas karar verildiğinde eğer bir müdahale seçeneği söz konusu olursa karar merci yine BMGK olacak. Yani dünya yine birinin eline bakacak.