Sürdürülebilir kalkınma için enerji sepeti genişlemeli
03.10.2025, Cuma
İki 'siyah kuğu', küresel virüs salgını ve Rusya- Ukrayna Savaşı, tarım-gıda, enerji, ilaç ve aşılar, tıbbi malzeme gibi stratejik ürünlerde 'kendine yeten' ülke olmanın, 'stratejikotonomi'ye sahip olmanın önemini bir kez daha ortaya koydu. Önde gelen her ülkenin halkının gıda, enerji ve sağlık arz güvenliğini temin edebilmesinin ve sürdürülebilir kılmasının ne kadar elzem, hatta ölümcül bir konu olduğunu gözler önüne serdi. Bu nedenle, Almanya'nın siyasi gerekçelerle çıkma kararı aldığı 'nükleerenerji' alanı için Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'na yaptığı baskılar, 2020-2023 arası dönemde yaşanan gerçekler karşısında anlamını yitirdi. Bu nedenle, Temmuz 2022'de, yani Ukrayna Savaşı patlak verdikten 6 ay sonra, Avrupa Parlamentosu doğalgaz ve nükleer enerjinin 'yeşil' olduğuna dair stratejik bir karar aldı.
Bununla birlikte, Rusya'nın bir an önce Ukrayna'yı işgalinin ve savaşın sona ermesi adına, AB üyesi ülkeler tarafından Rusya'ya yönelik enerji, ticaret, finans odaklı yaptırımlar çerçevesinde, AB Rusya'dan aldığı doğalgaz miktarını yüzde90 oranında kesmiş durumda. Bu durum, AB üyesi ülkelerde enerji maliyetlerinin o kadar yükselmesine sebep oldu ki, Almanya ve Fransa'da, başta otomotiv, çimento, kritik önemdeki sektörlerde fabrika kapatmaya kadar varabilen kararlara şahit olduk. Bu nedenle, Obama ve Biden'ın, demokrat başkanlar olarak, ABD'yi ürkütücü bir 'sanayisizleşme'ye sürüklediğini ifade eden ve ağır eleştiren Trump, gerek ilk, gerekse de ikinci başkanlık dönemlerinde, ABD'nin enerjiarz güvenliğine yönelik kaynakçeşitlendirme stratejisini tümüyle değiştirecek adımlar attı. Trump'ın ikinci döneminde ABD'de fosil yakıtlara yönelik adımların hızlandığına şahit olmaktayız.
Trump, ABD'nin küresel rekabette, verimlilik ve maliyet yönetimi adına yakaladığı avantajla, AB'ye üç kat fark atmasının en temel nedenlerinden birisinin AB'nin aşırı 'yeşil'politikaları olduğunu vurgulayarak, Amerikan sanayisini yeniden güçlü kılmak için, kömür, petrol, doğalgaz ve nükleer başta olmak üzere, enerji sepetiniçeşitlendirmenin elzem olduğunu vurgulamakta. Aynı gerçekler, 195 ülke arasında, 1 trilyon dolar GSYH büyüklüğünü aşma başarısını yakalamış 19. ülke olan ve bu yıl 1,5trilyon dolar çıtasını kırmaya çalışan Türkiye için de geçerli. Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttikleri üzere, Türkiye ekonomisinin 1'den 1,5'e, ardından 2 trilyon dolara hızla büyüdüğü bir süreçte, enerji talebininkatlanması kadar; bu nedenle de enerji sepetimizin çeşitlendirilmesi kadar doğal bir gerçek olamaz. Bu nedenle, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 20 yılda tarihi bir 'sürdürülebilirkalkınma' başarısı yakalamış olan Türkiye'nin, bu başarının kalıcı olması adına sürdürülebilir enerji arzstratejisi oluşturması da doğaldır.
Türkiye'nin yerli kömürve linyit rezervlerini en etkinşekilde değerlendirerek, termiksantrallerine yeni nesil enerjiüretim teknolojileri kazandırması;dünyanın en büyük dördüncüarama ve sondaj denizfilosu ile Mavi Vatan'da tarihibir doğalgaz ve petrol rezervleriatılımını gerçekleştirmesi;yerli-milli kara sondaj sistemleriile günlük petrol üretimindeCumhuriyet tarihi rekorlarıkırılması, nükleer santral projelerindeönemli ilerlemeler kaydetmesi,yeni nesil mikroreaktörler ile ilgili çalışmalarıhızlandırması; başta hidroolmak üzere, güneş, rüzgar, jeotermalgibi yenilenebilir enerjialanındaki dev yatırımlarıhızlanması, ülkemizin küreselekonomi-politik sistemde ağırlığını'oyun kurucu' bir ülkeolarak arttırırken, bunun izdüşümübir enerji sepeti çeşitlendirmesinide en etkili şekildenasıl yürüttüğünü göstermekte.Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ıngüçlü, kararlı ve vizyoner liderliğinde,'Türkiye Yüzyılı'Vizyonunun önemli bir parçasıolarak, 'enerjide tam bağımsızTürkiye' yolunda hızla ilerlemeyisürdüreceğiz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.