HAŞMET BABAOĞLU
- 17.06.2025, Salı
Sorular... Kuşkular...
Malum, ortalıkta bu tür ifadelerden ve bunu destekleyecek iddialardan geçilmiyor...
Seviniyoruz.
Keşke, diyoruz...
Fakat bir dakika!
Önce durup şu soruyu soralım...
ABD-İran nükleer anlaşma görüşmelerinin son toplantısına 48 saat kala İran'a saldıran İsrail'den bahsediyoruz...
Bu İsrail kendi başına gelecekleri hiç hesap etmeden yola çıkar mı?
***
Medyada yapay zekâyla yapıldığı izlenimi veren gökdelen yangını ve depremi andıran garip enkaz görüntüleri var...Otoparklarda düzgün sırayla duran arabalar ve füze vuruşlarının şiddetli basıncını düşündürecek tek bir iz bulunmayan çökmüş binalar falan...
Yıkılmış gökdelenler ama üçüncü günde resmi kayıp sayısı sadece 24 kişi...
***
Bu arada İsrail medyasının sıkıntılı isimlerinden, "Bilim araştırma merkezleri yıkıldı, liman kullanılamıyor, Gazze gibiyiz" türünden yazılar ve bizim heyecanlı arkadaşlarımızdan da "İsrail böyle giderse aç kalacak, çökecek, dağılacak" yorumları geliyor...Vurulan havaalanı varsa, onları göremiyoruz ama bütün dünyaya bu meskûn mahal enkaz görüntüleriyle "Dokunulmaz değiliz, kırılganız" mesajı gönderiliyor...
Batı hegemonyası ise o görüntülere bakıp İran'a öfke biriktiriyor, İran'ı yok etmek için hazırlanıyor.
***
Bir daha soruyorum:İsrail, bütün bunlar için küçücük bir ihtimal olsaydı bile savaş "topuna" girer miydi?
Ya da şu soru:
Gerçekten bir yıkımı da göze alarak saldırmışsa İsrail...
Hesabı ne?
Diyelim ki hepsi doğru...
O zaman düşünelim...
Hangi kazanç bu fedayı göze alınır kılar?
***
Gazze mi?
Gazze'deki gerçek yıkım, açlık ve soykırım birden ikinci plana düştü, değil mi?
Yıkım denince, dünyanın geniş bir kısmının aklına Tel Aviv sokakları geliyor şimdi...
Emperyalist medya ve enformasyon şebekesinin hilesine bakın!
Hiçbir deterjanla temizlenemeyecek kadar kirli vicdanlar, Tel Aviv'dekilere dertleniyor...
Sonuç?
Berbat ve alabildiğine bulanık bir bilgi kirliliğinin, rezil bir dezenformasyon savaşının ortasında "sade insan"ın hali fena!
***
NOT DEFTERİ
Hafıza, açtığımız bir kasa değil, durmaksızın yeniden inşa ettiğimiz bir yerdir; hiçbir zaman tam aynı olmayan, hiçbir zaman bütünüyle doğru olmayan bir şey. (SAMANTHA HARVEY / Yörüngede)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Haftanın notları: Sakin olmak! (13.12.2025)
- 2026 ve gündelik ekonomik hayat (12.12.2025)
- 2026’nın trendleri diyorlar ya... (11.12.2025)
- Savaş mı, kapanma mı? (09.12.2025)
- Bunları ne zaman konuşacağız, kim bilir (08.12.2025)
- Şehir falan deyip durmayın bana! (07.12.2025)
- Haftanın notları: Böyle gider mi? (06.12.2025)
- Almanya savaşa girer mi? (05.12.2025)
- Zorba çocuklar, öğretmenler ve seyirciler (04.12.2025)
- Bu nihilizm savaş çıkartır (02.12.2025)