HAŞMET BABAOĞLU

Tam şimdi...

"Cahildim dünyanın rengine kandım" diye başlayıp insanı sarsan Neşet Ertaş türküsünü bilmeyen var mıdır?
Nasıl da kırgın bir aşk seslenişidir...
Ve tam da bu yüzden "dünya"nın bütün rengini söker; yalanını ortaya döküverir.
Sorarsınız, türküyü dinlerken: Nasıl yaşanır ki bu dünyada?
Hep bir "hayale aldanıp boşuna yanarak" mı?

***

Bir de "dursun dünya"cılar var tabii...
Madem aldatıyor bizi bu dünyanın dönüşü...
Madem bu hız bizi de savurup geçecek...
"Dursun o halde!" diyen şarkılar var.
Umarsız ve umutsuzca dünyayı durdurmaya çalışan insanlar var...
Aşk mesela zamanı bir anlığına durduruyormuş hissettiren hâl...
Ama gerçekten duruyor mu?

***

Böyle durmuş "Zaman bu soruları da aldı götürdü, çoktan eskitti" diye düşünürken...
Dedim ki...
Bir de hiç eskimeyecek olana bakmalı...
Yani KİTAP nasıl bahsediyor dünyadan?

***

Dünya...
Yakın (dünüvv) olan...
Ve aynı zamanda "ilk" anlamında, "son" olan ahiretin zıddı olarak kullanılıyor Kur'an'da...
Bazı ilahiyatçılar, vahiyde "dünya" kavramının bizim gündelik hayatta kullandığımız gibi "mekânsal" bir tarif içermediğini özellikle vurguluyorlar.
Yani "dünya" bir "yer"den daha çok bir zaman dilimi...

***

"Arz" ise cisimsel biçimde tarif ediliyor...
"Göklerin ve arzın bitişikliği ve sonra ayrılışı" hani...
Arz, yani yeryüzü...
Ancak birçok müfessir "arz" kelimesine dünya anlamı da vermiş ve mesela Araf Suresi'ndeki "arza saplanmayı" bizim bugünkü dilimizde kullandığımız biçimde "dünya hayatına gömülmek" olarak tefsir etmişler.

***

Elbette şu soru hep baki kalıyor...
"Ziynetine ve parlaklığına meylettiğimiz dünya hayatı" neyin nesi?
Neden meylediyoruz?
Uzun konu...
Fakat uzun diye bırakacak mıyız bir kenara?
Bir marifet sanıp kendimizi "akış"a bıraktığımız gibi bu soruları da bir kenara bırakıp harala gürele yaşamaya devam edecek miyiz?

***

Lakin asıl söyleyeceğim; naçizane ifade etmek istediğim şey şu...
Tam vaktidir...
Şairin dediği gibi "birçok sayfasını atlayarak bitirdiğimiz" kitaba tam şimdi başından başlamalıyız...
Ezbere okumaktan ne dediğine bakmadığımızı hiç fark etmediğimiz kitabı anlayarak okumalıyız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.