HAŞMET BABAOĞLU

Depremi konuşmak

Hiçbir şey artık 6 Şubat 2023'ten öncesine benzemiyor, benzeyemez.
Tam da bu yüzden bazı sosyal bilimciler doğal afetleri şöyle tanımlarlar: "Muhatabını derinden sarsan ve artık eskisi gibi olmasına izin vermeyen olağanüstü olay ve olaylar..."

***

Lakin deprem bölgesinden bir okurumun gönderdiği şu mesaj da sarsıcı: "Hayatımız baştan aşağı değişti fakat o korkunç bir hafta boyunca bize stokladığı pet şişe suları on kat fiyat koyarak satan büfeci değişmedi. Aynı yerde bütün pişkinliğiyle işine devam ediyor."

***

On binlerce canı bir gecede kaybetmeyi konuşmak zor.
Bir deprem coğrafyası olmamıza karşın, ısrarla, inatla ve bir açıdan da mecburen "hazırlıksız" kalmamızı konuşmak daha zor...

***

Siyasetçiler ilk şoku atlattıktan hemen sonra "Yıkıldığımız yerden kalkarız" der ve "başarı"ya odaklanırlar...
Deprem bölgesine uzakta kalanlar mı?
Onları önce çaresizliğin bitkinliği yakalar, hemen ardından yardıma koşma enerjisi gelir.
Zaten o arada hızla gündemi belirleyen hırtlıklar ortaya çıkar; yardımlar bile tartışma konusu olur ve zihinler dağılıverir. Öyle de oldu nitekim.
Peki ya depremi yaşayanlar?
Onların hâlini konuşmak hâlâ zor.
Burada oturduğum yerden kelimelere yüklenip gönül çalıcı şeyler söylemek istemiyorum.
Allah bu günleri milletimize bir daha yaşatmasın!

***


NASIL OLUYOR?
X (eski adıyla Twitter) odaları iyi oldu...
Hoş dostluklara yol açtı falan...
Doğrusu, fena halde "aldatıcı" bir liberal tartışma ortamı duygusu da veriyorlar.
Siyaset üzerine sadece siyasetçilerin konuştuğu uzun bir çağın bitimi bu...
Şimdi en azından herkes konuştuğunu sanıyor; on kişiye, yüz kişiye, bin kişiye de olsa, al sana nutuk, al sana vaat, al sana gelecek vizyonu, al sana dertleşme!..
Ama arkadaşlar, bana sorarsanız iş kötüye gidiyor!
Televizyon kanallarındaki "oyalayıcı" tartışmaları bu online sohbet odalarına aynen taşımanın ne âlemi var?
Kim daha iyi iktidarla veya muhalefetle dalga geçiyor gösterileri için bu sohbetlere ihtiyacımız var mıydı?
Hele büyük tarihsel, sosyal konularda bazen dinlerken beynim uyuşuyor: Bu kadar az bilgiyle, bu kadar az "ders" çalışmayla, bu kadar çok iddia, nasıl oluyor?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.