HAŞMET BABAOĞLU

Olabilir mi?

Mesele dert edinmektir...
Başkalarını dert edinmek, başkalarının derdini bilmek...
Yoksa sulu gözlülükle olup bitenleri izlemek değil...
Zaten onlardan korkarım...
Eğer "ünlüler sahnesi"ni dikkatle ve ibretle izleyenlerdenseniz, ağır şiddet karakterlerinin kolayca gözyaşı dökenlerden oluştuğunu fark etmişsinizdir.
Hâlleri de geçen gün yazdığım popüler kültürün "eğlen, kutla, unut!" buyruğuna uyanlar gibidir...
"Üzül, gözyaşı dök, unut" kadrosu onlar da...

***

Kendi acısından başka hiçbir acıyı; kendi derdinden başka hiçbir derdi hissedemeyen...
Kafasını çevirip hızla başka yöne giden...
Hatta başka toplumların dertlerini hiç ciddiye almayan kuşaklar ve sosyal kesimler üretildi diye şaşırıyor eskiler...
Garip değil mi?
Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar birbirimizden haberdarız ama uzaktan "seyirci"liğe mahkûm edilmişiz.
Böyle giderse, dünyanın bize uzak köşelerindeki bütün insan acıları bir bilgisayar oyunu gibi algılanmaya başlayacak.

***

Geçen gün bir ahbabım şöyle bir mesaj attı:
"Hep küreselcilerin devleti aşındırdığı anlatılırdı, doğruydu ama nasıl?
İnsanı hissizleştirmeden onun bir kamu oluşturması mümkün müydü?
Sonunda hissiz, yalnızca kendine, kendi başarı ve yenilgilerine odaklanmış insanlardan oluşan bir hamur ortaya çıktı.
Şimdi geriye yoğrulmuş bu hamura istenen şeklin verilip fırına sürülmesi kaldı.
Bunu bilmek ne acı?"

***

Dünya bir köy ama kimse kimsenin umurunda değil, ta ki kuyruğuna basılıncaya kadar...
Üç ana çizgi var "insan"ı bu noktaya getiren...
Global finans, eğitim ve tıp disiplini...
Önümüzdeki günlerde bu konularda çok yazacağım.
Ama sonuncuyu okuyunca bir durmuşsunuzdur; ne ilgisi var diye...

***

Şöyle...
Kendimizin, bedenimizin, ruhumuzun, gündelik hayatımızın cahili yaptılar bizi...
Daha uzun yaşatılıyoruz, doğru.
Ama bir "uzmanlar" sınıfı karar veriyor bütün bunlara ve hepsine mahkûmuz...
Onların kararına uygun biçimde yaşıyor, onların gözetiminde ölüyoruz.
Bu çerçevede "akleden bir kalb"imiz olabilir mi, ne kadar olabilir, düşünün bakalım.

***


NOT DEFTERİ
Bitik adamlar ve çıkmaz sokak insanlarından kendimizi kurtarmamız zordur; çünkü bu bitik adamlar ve çıkmaz sokak insanları çevrelerine baskı yapmak, yakınlarını öldürmek için her şeyi yaparlar. (THOMAS BERNHARD / Bitik Adam)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.