HAŞMET BABAOĞLU

Batmadan çıkmaz bu futbol!

Şaşırdık mı?
Hayır!
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı, "Bir saat bile durmak istemiyorum" dedi ve görevi bıraktı.
Bir saat değil, bir dakika bile durulmayacak bir ortam...
Futbolun kendisini soracak olursanız...
Hem kendini, hem de bizi "bırakalı" çok oldu.
Anlayan anlamıştı bunu...

***

Öyle bir düzen ki...
Karakteri hiç değişmiyor; asla kendini yenilemiyor.
Üstelik eski devirlerin en kötü özellikleri, eskisinden de beter biçimde sürüyor.
Lobiler, lobiler, lobiler...
Bitmez tükenmez ihtiraslar...
Siyasete selam çakıp taraftarlara çalım atmalar...
Birbirinin yüzüne gülüp ardından birbirinin gözünü oyan kulüpler...
Ve bir yanda da günü kurtarmaya çalışmaktan bitkin düşmüş futbol medyası...
Tablo bu!
Dürüstçe söyleyin...
Bu tablodan düzgün bir şey çıkabilir mi?

***

Pandemide kafama iyice dank etmişti.
Futbol gerçekten de "kitlelerin afyonu"ydu, yalan yok!
Ama kabul edin ki...
Bizim futbol bunu bile beceremedi...
Bir gram kalmış tadını, tuzunu bile kaybetti.
Şimdi bakıyorum...
Sistemin "derebeyleri" başkanlık yarışına ısınıyor, medya kim başkan olacak diye işi spor totoya çevirmiş...
Taraftar da soruyor: "Yeni federasyon, yabancı kısıtlamasını kaldırır mı?" Çapımız bu...
Anlayacağınız...
Futbolumuzun yaptığı tek şey; sosyal tasavvurlarımızı çürütmek...
O halde batsın bu futbol!
Anca ondan sonra çıkar...

***


KORKULARDAN KORKU BEĞEN!
Virüsler tatil verdi...
Yeni furya mikroplastik korkusu...
Bizde ve dünyada, bütün medyalarda yeni dehşet malzemesi bu...
Malum, akciğerlerde, karaciğerde, bağırsaklarda mikroplastiklere rastlanıyordu.
Geçtiğimiz mart sonunda Utrecht Üniversitesi'nin açıklaması global medyada manşet oldu: İnsan kanında ilk defa mikroplastik tespit edildi.
Arkası geldi tabii...
"Uzmanlar mikroplastik kirliliğinin artışına karşı uyarıyor." "Bilim insanlarına göre su içmiyoruz, plastik içiyoruz." Önce içme suyu düzenimizi bozdular, petleri "ilerleme" diye sundular, şimdi de "aman ha!" diyorlar.
Belli ki, bu korkularla bir yöne doğru sevk edileceğiz...
Bir arkadaşım çok korkmuş, artık cam şişe su almaya karar vermiş.
Dört gün sürdü tabii.
Çünkü sevdiği suyun 330 ml'lik cam şişesi 9.25 lira; 500 ml'lik pet şişesi ise 3.35 lira...
Parası olana sağlık, ötekilere sindirilmiş dehşet dünyası...
Bu mudur?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.