Zaman akıp geçerken: Sardunyalar, kahveler, insanlar...
***
Dün sabah havanın açtığını görünce balkona çıkıp sardunyaların kurumuş dalları ve yapraklarını ayıkladım. Sonra ellerimi kokladım. Nasıl güzel ve baharatlı bir toprak kokusuydu. Sardunyalar her mevsim içlerinde sımsıcak bir güneş saklıyorlar, eminim.***
Cüneyt Özdemir'e katılıyorum: Cumhurbaşkanı'nın Cambridge Merkez Camisi'nin açılışında yaptığı çarpıcı konuşmaya ilgi gösterdik ama caminin yapılış hikayesine ve mimarisine dönüp hiç bakmadık! Maalesef bu tür konularda dikkatsiziz. Oysa Cambridge'teki caminin ödüllü mimarisi gerçekten ilginç. Ben ahşap sütunlarını ilham verici buldum. Elhamra'nın tasarımından yola çıkan projenin mimarları yukarıya doğru dallar halinde açılan bu sütunlara "ağaçlar" diyorlar ki, haklılar.***
Artık "kahve" içmiyoruz, malum. Şu yörenin, şu harmanın, şu teknikle pişirilen kahvesini içiyoruz... Kahve endüstrisi tiryakilerin kültürünü "derinleştirerek" hem hava atıyor, hem de kazancını sağlama alıyor. Geçen gün Asaf Halet Çelebi'nin 1940 tarihli ve tatlı tatlı dalgasını geçen şu yazısına rastladım: "Hakikaten Muka kahvesi denilen ve aslı Yemenli olmayıp Habeşli olan kahve zenciler gibi ekşi rayihalıdır. Halbuki cenubi Amerikalılarda İspanyol kanı ilk hamlede anlaşılır; onlar tatlıdır. Yine mesela Martinik kahvesi de yarı ekşi, yani yarı melezdir. Bundan şu neticeyi çıkarıyorum ki, nebatlar da artık insanlaşmak mecburiyetini anlamışlar ve dört elle terakki, tekamül, medeniyete sarılmış gidiyorlar."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Çocuklar bizden ne öğreniyor? (30.04.2024)
- Soykırımı değil, kendi baş ağrılarını durdurmak istiyorlar (29.04.2024)
- Güllerin içinden geçmeyen yollar (28.04.2024)
- Haftanın Notları: Uygarlığın köpek dişleri (27.04.2024)
- İktisat değil, insan... (26.04.2024)
- Ana muhalefet için gelecek nasıl gelecek? (25.04.2024)
- Bu ‘ego’larla nereye? (23.04.2024)
- Aynada kendimize bakmaya sıra gelecek mi? (22.04.2024)
- Geçiştirilen geçmiş ve gelecek (19.04.2024)
- Tam o noktadan başlayın! (18.04.2024)