HAŞMET BABAOĞLU

Şimdi avuç avuç badem mi atıştıracağız?

Geçen gün şöyle bir haber başlığıyla karşılaştım, nevrim döndü: "Bilim insanları dünyanın en faydalı besininin badem olduğunu açıkladı."
Yok canım!
İnansak mı acaba?
Fakat bu zatlar her canları sıkıldığında bir başka besini "en faydalı" seçmiyorlar mı?
Daha düne kadar brokoli göklere çıkartılıyordu, n'oldu?
Sonra cevize, fındığa övgüler düzüldü.
Derken iş iyice egzotizme bindi ( sağlıklı gıda endüstrisi de az numaracı değildir hani!) ve "amazonlardan gelen mucize" söylemiyle akai çileği tanıtıldı, bilmem hatırlıyor musunuz?
***
Şimdi birçok insan gidip en iyi iç bademi arayacaklar ve fiyatların pahalılığı karşısında dehşete düşecekler.
Ardından en berbat burgerciye girip plastik tadında köfte ve yanık patates tüketirlerse, hiç şaşırmam.
Bir kere şu gerçekle yüzleşmeliyiz...
Bu konular bir "fayda" arayışından çıkıp kafa bulandırma alanları olup çıkalı çok oldu.
Üstelik sağlıklı gıda ve sağlıklı yaşam arayışları arasında kurulan ilişki iyiye gitmiyor. Besinlerden sürekli şüphe duyan ve özel diyetlerin gerektiğine inanan obsesif (takıntılı) bir bilinç topluma yayılıyor.
O da yetmiyor, iş giderek seçkinler ve zenginler için sınıfsal ayrım çizgisine ve gösteri sahnesine dönüşüyor.
***

Öyle sanıyorum ki...
Yiyeceklerden önce "yeme eylemi" üzerinde durmamız gerekiyordu.
Geleneğin "acıkmadan yemeyin, doymadan sofradan kalkın" uyarısını sadece "nefs mücadelesi"ne bağlamakla hata ettik.
Oysa şu soru bile yeterince yol açıcıdır: Az yiyen ve doymadan kalkan biri sofrada hangi yiyecekleri ve yemekleri tercih eder?
Nimetin hakkını vermeye gelince...
"Tadını bilmek"ten tadı güzel bir yiyeceği patlayıncaya kadar tıkınmaya nasıl geçtik?

A.N. SEZER NASIL BİRİYDİ?

Bakmayın siz şimdi Ahmet Necdet Sezer'in övgüyle hatırlanıp hakkında "tarafsızlık" yalanının uydurulmasına!..
Bu vesileyle ben de Emin Çölaşan'ın 5 Şubat 2002'de Sezer için yazdıklarını hatırlatmak isterim...
"Toplumdan kopuk, insancıl duygulardan epeyce uzak, sosyal ilişkileri olmayan, çok zorunlu olmadıkça yerinden kımıldamayan bir cumhurbaşkanı... hiçbir kişi, kurum ve kesimle sıcak ve içten ilişkisi olmayan biri."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.