Havada ve karada...
Uzman profesör...
Fakat seçim günü TV'ye çıkmış (ve nasıl beceriyorsa artık, bir de pek tarafsız izlenimi vererek) "Türkiye'ye çok ciddi tehditler varmış gibi hava savunma sistemleri peşinde koşuyoruz" diyor.
Bir önceki gün de "Uzatmayıp Patriot alalım" diyen bir uzman (!) dinlemiştim.
Hiç masum değiller.
Söyledikleri bir "fikir"den iba- ret değil.
Zaten yaşadıklarını durmaksızın unutkanlık çukuruna terk eden bir toplumuz.
Bir de bunlar var.
Zihinleri bulandırma operatörleri yani...
Bir kere Türkiye'nin hava savunma sistemi kurma isteği AK Parti'nin iktidarından önce başlıyor.
Peki müttefikleri nasıl davranmış?
Hani ikide bir İran'ın bütün NATO ülkeleri için büyük tehlike olduğunu söyleyen müttefiklerimiz...
Hibeyi geçtim, "verin parasını, alın Patriot'u" bile dememişler.
2012 sonrası Suriye'den saldırı ihtimali doğduğunda bile aylarca geciktikten sonra 2013'te Almanya ve Hollanda'dan patriot bataryaları getirmişler.
Peki kafamızın kızıp Çin'den uzun menzilli hava savunma füzeleri almaya kalkıştığımız günleri hatırlayalım mı?
Orası ilginç çünkü.
Çok önce ihaleye çıkılmıştı ama sonuçlanmamıştı.
2013'te Çin'in FD-2000 firmasının kazandığı açıklandı.
Başta Taraf gazetesi yazarları, dönemin ana akım medyasının önemli isimleri de bir koro oluşturdular ve ABD yönetimiyle koordineli olarak "ne ihtiyacımız var" demeye başladılar.
Sonra?
Sonrası önemli...
Türkiye birden "Kobani" diye bir şeyle tanıştı!
Bugün kimselerin sözünü etmediği, belki artık adını dahi hatırlamadığı sınırımızın dibindeki bir küçük kasaba neredeyse dünyanın merkezi haline sokulup başımıza dert edilmeye çalışıldı.
Acı olaylar yaşadık.
Ekim 2014'te BBC'nin konuya ilişkin manşeti ilginçtir:
"ABD ile Türkiye arasındaki fay hattı: Kobani."
Kimsenin dikkatini çekmedi o sırada ama "Kobani krizi" de birden söndü, olay bambaşka bir çerçeveye dönüştürüldü.
Sonuç olarak...
Hava savunma sistemlerine çok ciddi biçimde ihtiyacımız var.
Ve nihayet S-400'ler gelecek.
Yeni politik, sosyolojik krizlere karşı sıkı durmak gerekiyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Çocuklar bizden ne öğreniyor? (30.04.2024)
- Soykırımı değil, kendi baş ağrılarını durdurmak istiyorlar (29.04.2024)
- Güllerin içinden geçmeyen yollar (28.04.2024)
- Haftanın Notları: Uygarlığın köpek dişleri (27.04.2024)
- İktisat değil, insan... (26.04.2024)
- Ana muhalefet için gelecek nasıl gelecek? (25.04.2024)
- Bu ‘ego’larla nereye? (23.04.2024)
- Aynada kendimize bakmaya sıra gelecek mi? (22.04.2024)
- Geçiştirilen geçmiş ve gelecek (19.04.2024)
- Tam o noktadan başlayın! (18.04.2024)