Kaliforniya yangını
Trump'ın sözleri bunlar.
Nihayet Kaliforniya'nın yangın bölgesini gezdi ve sonra kameralar karşısında bu cümleyi sarf etti.
Peki neden bu kez yaşananlar çok farklı?
Cevap yok!
İster istemez komplo teorileri zirve yapmaya başladı.
Yetkililer ve bilim kurumları ise suskun.
Biz yangını tv ekranlarından izliyoruz.
Çok uzağız.
Ama artık bu türden haberler hepimizi daha yakından ilgilendirmeli.
Bir süredir yeryüzünde olup biten şeylerin hepsinin "tabii seyrinde" ilerlediğini söyleyebilir miyiz? Dünyanın öte ucundaki tuhaflıkların hemen dibimizde tekrarlanmayacağından emin miyiz?
Mesela Kim Kardashian ve başka ünlüler malikânelerini yangından korumak için özel itfaiyeci birlikleri kiralamışlar...
İşin bu yanına mı odaklansak?
Ya da eyalet yöneticilerinin mahkûmları günde bir dolar ücretle yangın alanlarına çalışmaya sevk etmesinden mi söz etsek? Meksikalı göçmenlerin yangının dibindeki tarlalardan ise bulanmış meyve sebzeleri toplamalarıyla mı ilgilensek? (Distopik film sahnelerini andırıyor her şey ama gerçek!)
Tabii şuraya da dikkat etmeli...
8 Ekim gecesi başlayıp birkaç gün öncesine kadar süren Kaliforniya yangını ile temmuzda Yunanistan'da yaşanan yangının ortak bir yanı var: Yangın yayıldığı yerlerde sanki seçerek ilerlemiş...
Yanmayan ağaçların, pırıl pırıl kalmış evlerin biraz ötesinde metali erimiş arabalar, kömür olmuş binalar ve ağaçlar...
Bu normal değil.
Eh, böyle bir manzara karşısında kimseye niye komplo teorileri uyduruyorsun, niye lazer silahları vesaireden şüpheleniyorsun diye kızamayız?
Kaliforniya yangınıyla kamuoyunun tartışma alanına giren esas mesele ise hepimizi ilgilendiriyor...
Demokrasi, şu bu fark etmiyor.
Her gün zihinlere on binlerce yeni malumatın boca ediliyor olması fark etmiyor.
Yurttaşlar (fertler), siyasi ve bilimsel bürokrasinin kurumsal gizliliği / ketumluğu karşısında çaresiz ve yapayalnız.
Yunanistan'da Atina belediyesi olaydan bir ay sonra "yangının elektrik kontağından çıktığı anlaşıldı" açıklaması yapıp dosyayı kapatmıştı.
Şu çok açık ki...
ABD kamuoyunun kafasında uyanan şüpheler böyle resmi açıklamalarla yatışmayacak.
***
KISA BİR ARA
Çok kısa bir ara için izninizi rica ediyorum. İki gün köşemde yokum. Sağlıcakla...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Çocuklar bizden ne öğreniyor? (30.04.2024)
- Soykırımı değil, kendi baş ağrılarını durdurmak istiyorlar (29.04.2024)
- Güllerin içinden geçmeyen yollar (28.04.2024)
- Haftanın Notları: Uygarlığın köpek dişleri (27.04.2024)
- İktisat değil, insan... (26.04.2024)
- Ana muhalefet için gelecek nasıl gelecek? (25.04.2024)
- Bu ‘ego’larla nereye? (23.04.2024)
- Aynada kendimize bakmaya sıra gelecek mi? (22.04.2024)
- Geçiştirilen geçmiş ve gelecek (19.04.2024)
- Tam o noktadan başlayın! (18.04.2024)