Anlamak ve anlatmak
Tembelleri barışçı, korkakları yoldaş, henüz güç kazanmamış zalimleri müşfik sanmak...
Çünkü o güzel ülkeden sürgün edildik! Artık şüpheciyiz; hem de çok şüpheciyiz. Gel de Cioran'ın şu sözünü hatırlama:
"Şüphecilik incinmiş ruhların sadizmidir."
Onlarca yıl boyunca okurlarına bunu tavsiye eden yazarlar biliyorum.
Hem kendileri, hem de okurları sürekli mutsuz. Dönüp, nerede yanlış yaptık, diye soran da yok! Oysa başkalarının figüran olmaktan öteye gitmediği bir hayat berbat bir hükümranlıktır.
Üstelik kimse kendine bakamaz!
Yalandır! Göz başkasını görür, kalp başkasını sever ve insan ancak başkaları yoluyla "kendini" bulur.
Aptallara geçit yok!" yazan bir tabela koymuşlar. Böyle bir yere girmek ne aptallık!
Birden çıkıp geliveren bir hatırayla çoğu zaman... Bazen bir manzarayla, bazen de bir sözün zihin tırmalayan varlığıyla...
(NOT: Yukarıdakiler 2014- 2015 arasından bazı notlarımın yeniden gözden geçirilmesiydi, bazılarını hatırlamış olabilirsiniz.)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bizi bozan şeyler... (07.05.2024)
- Bizimkiler neden renksiz ve sessiz? (06.05.2024)
- Hamburger (05.05.2024)
- Haftanın notları: Budur! (04.05.2024)
- Eğitime dair tarihsel ve güncel masallar (03.05.2024)
- Geçen yüzyıla bakmak... Ama nasıl? (02.05.2024)
- Çocuklar bizden ne öğreniyor? (30.04.2024)
- Soykırımı değil, kendi baş ağrılarını durdurmak istiyorlar (29.04.2024)
- Güllerin içinden geçmeyen yollar (28.04.2024)
- Haftanın Notları: Uygarlığın köpek dişleri (27.04.2024)