HAŞMET BABAOĞLU

CHP, Özkes, koalisyon... Sızlanmak neye yarar!

Hani neredeyse cidden üzülmeye başlayacağım. Kime mi? CHP'den geçenlerde istifa eden parti meclisi üyesi milletvekili İhsan Özkes'e...
Yok! Yanlış anlamayın.
Partisinde çektiklerine veya oradan oraya koşturup umarsızca dert anlatmaya çalışmasına üzülecek halim yok.
Üzüntü verici olan...
CHP'nin siyasi ve sosyolojik karakterini hiç bilmiyormuş gibi
yıllar boyu partide yüksek ve etkili mevkiler talep edip neden sonra gerçeklerin kafasına dank ettiğini iddia eden insanların varlığı.
Düşünsenize...
"CHP'nin toplumdaki din ile sorunlu parti algısından kurtulması mümkün değil"miş!
Bunu bugün anlamış eski müftü Özkes!
İnanalım mı şimdi?
***

Özkes'in ilk olarak DSP'ye heves ettiğini, 28 Şubat'ın hemen ardından Üsküdar Belediye Başkan adaylığı için müftülükten ayrıldığını hatırlıyorum. DSP o günlerde kripto paralellerden oligarşik medyanın oyun kurucularına kadar birbirinden "tuhaf" adamların içine yerleştiği bir partiydi.
Özkes'in 2002'de CHP milletvekili aday adaylığı var ama kendi sözlerine bakılırsa, altı yıldır CHP'deymiş.
Şimdi partideki delege ağalarından, partideki yüzde üçlük elitin ağır baskısından falan söz ediyor.
Oysa bunları bilmek için sadece altı gün Türkiye siyaset tarihi okumak bile yeterdi.
***

CHP'yle koalisyon yapmanın "tartışılmaz seçenek" olduğunu iddia edenlere Özkes'in bu hali ışık tutar mı acaba?
Hani merak ediyorum...
Bu koalisyonun destekçileri, Özkes'in özellikle Balçiçek İlter'e CHP'nin hakkında söylediklerine bakıp fikirlerini bir daha gözden geçirirler mi?
Sonra sızlanmak kâr etmiyor çünkü!

BARIŞ DEYİNCE...
Bu günlerde Nietzsche'nin o malum sözünü pek sık hatırlıyorum: "Yalancılık, kendini anlatmak için 'doğru' sözcüğüne göz koymuşsa, asıl doğru kişiyi en kötü adlar altında bulabiliriz."
Neyse, asıl diyeceğim şu...
Barış bir ütopya veya proje olduğu kadar apaçık biçimde bir eylemdir.
Hadi demode sol jargonla söyleyeyim; "somut koşulların somut sonucu" olmayan bir barış yalandır, kandırmacadır.
Hatta tam şu sıralarda yaygın olarak gördüğümüz gibi bazı entelektüel ve tuzu kuru çevrelerin vicdan konforudur.
İşte bu yüzden...
Geçtiğimiz iki yıl boyunca çözüm sürecini bozmak için elinden geleni yapan çevrelerin ve onlarla kol kola olanların bugün dillerinden "barış" sözcüğünü düşürmez olması beni zerre kadar etkilemiyor.
Bulanık, muhatabı belirsiz, sırf şık durma uğruna ortaya bırakılmış barış bildirilerini de ciddiye almıyorum.
Barış için PKK derhal silah bırakmalı!
Devlet de teröre karşı operasyonlarının kamuoyu içinde ideolojik ve nefret dolu bir karakter kazanmasını önleyecek tedbirleri almalı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.