ERGÜN DİLER

RUSYA'NIN Ukrayna'ya girmesi, işgal etmesi ve savaşı tırmandırması bütün taşları yerinden oynattı. Gelin bugün Türkiye açısından olaya bakalım. Hemen hemen her gün yazdığım gibi bu savaşın RUSYA ile UKRAYNA arasında olmadığı hatırlatmasını yaparak devam edelim..
Mart'ın 13'ü gibiydi.
Burada çok konuşulmasa da İRAN 12 BALİSTİK FÜZEYLE ERBİL'i vuruyordu... Irak'ın Erbil kentinde bulunan ve yapım çalışması süren ABD'nin yeni konsolosluk binasının bulunduğu alan alevler arasında kalıyordu. Saldırıyı İran Devrim Muhafızları üsleniyordu. Saldırı gece saat 01.00'de gerçekleşiyor ve ABD Konsolosluğu'nun yanındaki mahalleyi hedef alıyordu. Medyaya sızan haberler kabaca böyleydi! Ancak gerçek bu değildi... Ayrıntılar her şeyi söylüyordu!
Gelin iki hafta ileri gidelim...
28 Mart gibi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin Başbakanı Mesrur Barzani, DUBAİ'deki bir konferansta konuşuyor ve "Yakın gelecekte Türkiye ve Avrupa'ya gaz ihraç etmeye başlayacağız" diyordu. Ve devam ediyordu: Yakında, dünyada giderek artan talep karşısında önemli bir enerji kaynağı olacağız. Irak'ın geri kalanına, Türkiye'ye ve Avrupa'ya gaz tedariki açısından net ihracatçı konumuna geçeceğiz...
Bağdat'taki ortaklarımız bizimle çalışmaya hazırsa, Avrupa'daki petrol açığını giderecek kapasitemiz var...
Dönelim saldırıya...
Yani iki hafta önceye...
İran füzeleri ABD KONSOLOSLUĞU'na gönderdiğini ima ederek "STRATEJİK HEDEFLERİ VURDUK" diyordu! Ya da İsrail'i de işin içine katarak böyle anlaşılmasını istiyorlardı.
Füzeler KUZEY IRAK'tan TÜRKİYE'ye ve buradan da AVRUPA'YA GİDECEK GAZA yollanıyordu! ABD Konsolosluğu ile bir ilgisi de yoktu. Gariptir 12 füzenin 5'i Kuzey Irak enerji sektöründe etkili bir Kürt iş adamının villasına isabet ediyordu.
Bu villa son dönemde AVRUPA'YA GİDECEK GAZ İÇİN ÇOK ÖZEL TOPLANTILARA EV SAHİPLİĞİ YAPIYORDU. ÇOK ÖZEL İSİMLERİN SAATLERCE BURADA KALDIĞI OLUYORDU.
Bundan rahatsız olan güçler VİLLAYI hedefe koyuyor ve füzelerle vuruyordu.
Villanın sahibi ise KAR GRUP'un patronu Baz Kerim Berzenci'ydi!
Şans eseri saldırıdan yara almadan kurtulan Berzenci'nin söz konusu boru hattını geliştirmeye çalıştığı bilinmekteydi!
15 Nisan'a geldiğimizde ise Mesrur Barzani İNGİLTERE'ye gitmeden önce Türkiye'ye uğruyor ve DOLMABAHÇE SARAYI'nda BAŞKAN ERDOĞAN tarafından kabul ediliyordu.
Görüşmeye MİT MÜSTEŞARI Hakan Fidan da katılıyordu.
Barzani'nin yanındaki isim de Sefin Dizayi'ydi.
Bu ziyaretle birlikte Mesrur Barzani tarafından Türkiye'ye son 4 ayda 3 ziyaret gerçekleştirilmiş oluyordu. ÜÇ gün sonra da Başbakan Mesrur Barzani, İngiltere Başbakanı Boris Johnson'la görüşmek üzere İngiltere'nin başkenti Londra'ya iniyordu. Ve Londra'da çok özel görüşmeler için bir araya gelinecekti.
Barzani Londra'ya inerken TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ de KUZEY IRAK'A OPERASYON başlatıyordu... Pençe-Kilit Operasyonu'nda 30 terörist etkisiz hale getiriliyordu.
Büyük mıntıka temizliği yapılıyordu. Metina, Zap ve Avaşin-Basyan bölgelerinde stratejik amaçla kullanılan MAĞARALAR temizleniyordu... Hava saldırısını top ateşi takip ediyor sonra da İHA ve SİHA'lar görev alıyordu.
Dün de BURSA'da terör saldırısı yaşanıyordu.
Mudanya Yolu Sanayi Caddesi'nde infaz koruma memurlarını taşıyan 16 GJ 868 plakalı otobüsün geçişi sırasında patlama oluyor ve otobüsteki infaz koruma memurlarından Cengiz Yiğit şehit düşüyordu. 7 personel de yaralanıyordu.
Yani enerji üzerinden bir oyun kurmaya kalktığınızda TERÖRÜ hemen karşınızda görüyordunuz.
Yabancı istihbarat güçleri konuyu ilgili örgüte havale eder ve karşımıza dikerlerdi.
Dün olduğu gibi...
Terör zaten KÜRESEL ÇIKAR ÇATIŞMASINDAN BAŞKA BİR ŞEY değildi.
Türkiye sık sık yazdığım gibi konumunu belirlemek istedikçe karşı taraf basınç uygulamaya çalışacaktı...
Bursa'da bomba patlatanlar AVRUPA'nın Türkiye üzerinden gaz-petrol ile buluşmasına karşı çıkanlardı. AVRUPA'nın Rusya'ya bağımlı kalmasını isteyenlerdi. Rus saldırısı Ukrayna'yı değil AVRUPA'yı bitiriyordu.
Siyasi ve ekonomik olarak yaptırım uygulayan AVRUPA olmasına rağmen kendileri zayıflıyordu.
Türkiye'siz yapamazlardı.
Tek çıkışları TÜRKİYE ile ORTAK olmaktı. Türkiye kabul ederse tabii... İran füzelerle ERBİL'deki villayı vuruyor ertesi gün de ALMANYA BAŞBAKANI OLAF SCHOLZ Erdoğan'a geliyordu. Hatta o gün abartarak "Almanya tapuyu Türkiye'ye vermeye geldi" diye yazıyordum...
Gerçek olan AVRUPA'nın tek şansının TÜRKİYE olduğuydu!
"TÜRKİYE'SİZ OLMAZ" derken bunu anlatmaya çalışıyordum.
Washington'dan da, Londra'dan da Berlin'den de Moskova'dan da baksanız bu gerçek değişmiyordu. AVRUPA'nın silinmek, Çin'in de ciddi şekilde kontrol edilmek istendiği bir savaş yaşanıyordu. Ve bu savaşın ana merkezlerden biri de TÜRKİYE oluyordu...
Dengeler oturuncaya kadar sancı doğaldı... Bunlar yaşanacaktı. Son tahlilde Türkiye kazanacaktı...
SIĞINMACILAR ile ilgili tartışmalar bir anda alevlenmesine de buradan bakmakta fayda vardı.
AVRUPA BİRLİĞİ Türkiye'yi isteyecek, Türkiye kendi rotasını ortaya koyacak, yeni dengenin oluşmasına büyük katkı verecekti. Belli ki sığınmacılar da masadaydı...
Sürpriz gelişmeler olacak gibi... Bakalım...