Barışın adresi yeniden Türkiye! Witkoff ve Zelenski Ankara'ya geliyor: Masada ne konuşulacak?
Ukrayna lideri Zelenski ve ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff Ankara'ya geliyor. Zelenski ve Witkoff'un ziyaretinde Ukrayna'da kalıcı barışın sağlanması ve İstanbul'daki müzakere sürecinin yeniden devreye girmesinin ele alınması öngörülürken A Haber'de uzman isimler gerçekleşecek tarihi zirveye yönelik değerlendirmelerde bulundu. Akademisyen Doç. Dr. Cüneyt Küsmez, Witkoff ve Zelenski'nin birlikte gelmesinin nedeninin olası bir öneri hazırlığı olduğunu ve bu taslağın Başkan Erdoğan'a iletileceğini belirtti.
Ukrayna ve Rusya arasında 3 yılı aşkın süredir devam eden savaş, ABD'nin arabuluculuk faaliyetlerinin ardından çıkmaza girmesiyle müzakere masası yeniden Türkiye'de kurulacak. Hatırlanacağı üzere 11 Mayıs'ta Rusya Devlet Başkanı Putin'in müzakerelerin İstanbul'da başlatılması önerisiyle Ukrayna ve Rusya heyetleri bir araya geldi. Esir takası ve geçici ateşkesin sağlanmasının ardından ise ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Alaska'da görüşmüştü. İki lider arasındaki gelişmelerde sonuç çıkmaması üzerine Ukrayna lideri Zelenski ise bugün Türkiye'ye geleceğini ve İstanbul'daki barış süreci başta olmak üzere kalıcı ateşkesin sağlanmasına yönelik çabaların ele alınacağını belirtti. Yaşanan gelişmelerin ardından ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un da Zelenski ile beraber Ankara'ya geleceği öğrenildi.
Peki gerçekleşecek zirvede ne konuşulacak? A Haber'de Cansın Helvacı'nın sunduğu Memleket Meselesi programına katılan Gazeteci Ekrem Kızıltaş, Akademisyen Doç. Dr. Cüneyt Küsmez ve Gazeteci Zafer Şahin beklenen tarihi zirveye yönelik masada konuşulacak konuları ele aldı.
A Haber - Ekran Görüntüsü
"UKRAYNA'NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ BİR DAHA GÖREMEYECEĞİZ"
Gazeteci Ekrem Kızıltaş, Ukrayna'nın barış sürecinin çıkmaza girdiğinin farkında olduğunu ve Türkiye'ye gelerek kaybedilen topraklarını kurtarabilmek için çıkış yolu olarak Başkan Erdoğan'ı gördüğünü ifade etti. Kızıltaş ayrıca gelinen noktada Ukrayna'nın eski toprak bütünlüğüne ulaşmasının oldukça zor olduğunun da altını çizdi:
"Ukrayna daha kuruluşundan itibaren 1991'den itibaren 1994'te yapılan anlaşmalarla dünyanın en büyük ikinci nükleer gücü iken elindeki nükleer silahları İngiltere'nin, Fransa'nın, Amerika'nın, Rusya'nın "Ne demek? Arkandayız, yanındayız. Sana kimse bir şey diyemez." dedikleri bir vasatta 1996 1994'teki anlaşmayla Rusya'ya teslim ettikten sonra sürekli olarak çalkantılar yaşayan bir ülke. Bana kalırsa geçmişteki o Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü bir daha rüyamızda bile göremeyeceğiz. Zelenski bütün bu süreçleri yaşayan, bütün bu süreçlerde önde gözüken isim olarak Türkiye'ye geldiğinde Türkiye'nin ve Cumhurbaşkanımızın ve kadrosunun objektif tavırlarıyla belki bu biraz acı bir söz ama yangından ne kurtarabilirse ya da zararın neresinden dönülürse kârdır anlayışıyla belki en azından bundan sonrası olabildiği kadar rahat etmenin herhalde yollarını arayacak gibi geliyor. Çünkü ne Trump'ın ne Avrupa ülkelerinin işgal edilen bölgeleri tekrar Ukrayna'ya versinler. Ukrayna'nın eski toprak bütünlüğü olsun falan diye bir dertleri yok. Bu belli ki ta eskilerden "Batı planlarını uzun süreli yapar." deriz ya. Emperyalistler böyle yapar. Burada Ukrayna demek ki gözden büyük çapta çıkarılmıştı. Umulur ki yarın yapılacak görüşmelerde Türkiye'nin objektif tavırlarıyla en azından kanın durduğu, ateşin durduğu, orada biz nasıl ki Gazze için içimiz yanıyorsa yani Ukrayna'da da insanlar, siviller ölüyor, hayatını kaybediyor. Çok fazla ilgilenmiyoruz ama orada da ciddi bir çatışma durumu var. Dönem dönem alevleniyor falan. Umulur ki barış gelir. Ama ümidin ne derseniz laf aramızda çok da ümidim yok."
A Haber - Ekran Görüntüsü
"UKRAYNA'NIN KAYBETTİĞİ TOPRAKLARI GERİ ALMA İMKANI YOK"
Akademisyen Doç. Dr. Cüneyt Küsmez, Ukrayna-Rusya savaşının bir çıkmaza düştüğünü ve Zelenski'nin durumun farkında olarak, ülkesinin savaşma gücünün kalmaması nedeniyle Türkiye'deki barış sürecini yeniden canlandırmak istediğini belirtti:
"Şimdi ben bu meseleye iki yönden bakıyorum. Bir harekât ortamı açısından baktığımız zaman artık muharebe kitlenmiş durumda. Yani Ukrayna kaybettiği toprakları geri alamıyor. Alma kapasitesine de sahip değil. Avrupa Birliği ve NATO örtülü olarak ne kadar destek sağlasa da bir savaşma yeteneği Ukrayna'nın yok. Dolayısıyla o kaybettiği Luhansk, Donetsk gibi bölgeleri, Zaporojya dahil, geri alma imkan ve kabiliyeti yok. Bu bir gerçeklik. Şimdi bir de bunun diplomasi tarafı var. 2008'de yanlış hatırlamıyorsam Avrupa Birliği'ne, 2014'te de NATO'ya müracaat etmiş bir Ukrayna bugüne kadar hiçbir şekilde iki tarafa da alınmamış. Dolayısıyla Ukrayna bu çizginin zaten dışında kalmış. Şimdi bu da işin öbür tarafı."
A Haber - Ekran Görüntüsü
"WİTKOFF VE ZELENSKİ MUHTEMEL BİR ÖNERİYİ CUMHURBAŞKANIMIZA SUNACAKTIR"
Küsmez, ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin birlikte geliş nedeninin muhtemel bir öneri üzerine olduğunu vurguladı. Cüneyt Küsmez ayrıca bu önerinin Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a sunulmasının ardından Putin tarafından kabul edilebilmesi açısından Türkiye'nin barışı sağlayabilecek tek kilit ülke olduğuna dikkat çekti.
"Zelenski tek başına gelmiyor. Witkoff'la beraber geliyor. Buradaki olay ne? Muhtemelen şöyle: Artık Zelenski hem diplomatik hem de harekât açısından bu işi sürdüremeyeceğini anladı. Giderek artık Ukrayna eriyor. Yani kendi kaynakları da dahil olmak üzere. Nüfusunun 1,5-2 milyona yakını Avrupa'da artık yani dağılmış durumda. Şimdi bir öneri var burada Witkoff-Zelenski arasında. Bu öneri Sayın Cumhurbaşkanı'na muhtemelen anlatılacak. Ve dolayısıyla bu anlatılan önerinin Putin tarafından kabul edilip edilebilirliliği muhtemelen bir tartışma ortamına açılacak. Bu İsrail-Gazze Savaşı'ndaki konum, Türkiye'ye verilen bir konum vardı ve Türkiye'nin de bunu çok aktif bir şekilde yerine getirmişti. Burada sanırım böyle bir pozisyon var. Ama eğer muhtemel bir anlaşma olacaksa Ukrayna-Rusya arasında, Türkiye burada aktif olacak. Ama Trump bu şeyi Türkiye'ye kaptırmak istemez asla. Bu bir yoklama görüşmeleri şu anda, yeni bir Alaska'nın belki yeni düzeltilmiş bir halini göreceğiz. Amerika tarafından çizilmiş yeni bir durum var. Bu bizim bize şimdi anlatılmak isteniyor herhalde muhtemelen."
A Haber - Ekran Görüntüsü
"RUSYA TARİH BOYUNCA UKRAYNA'YA GELEN YABANCILARI TEHDİT OLARAK GÖRDÜ"
Gazeteci Zafer Şahin, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski'nin savaş sürecinde izlediği politikada yanlış bir strateji ile ilerlediğini, Rusya'nın tarihsel açıdan bakıldığında kendi ırkı haricindeki diğer toplulukları açık bir tehdit olarak gördüğünü belirtti:
"Şimdi başka bir pencereden de bakmak lazım. Hani hukukta bir temel soru var ya: "Kime yaradı?" bir faili bulmak için. Kime yaradı? Yani şimdi Rusya-Ukrayna Savaşı'nda Zelenski'nin izlediği politika kime yaradı Allah aşkına? Yani Ukrayna mesela Rusların kontrol ettiği bölgeyi geri alabildi mi? Koskoca bir ülkenin altyapısı harap oldu. Milyonlarca insan ülkeyi terk etti, sığınmacı, göçmen pozisyonuna geldi. Nadir toprak elementlerini Amerika Birleşik Devletleri'ne vermek zorunda kaldın. Rusya da senin neredeyse Karadeniz'le bağlantını kesecek bir aşamaya geldi. Şimdi şu var: biraz gerçekçi olmak lazım. Ruslar sütten çıkmış ak kaşık değil ama bu adamlar tarih boyunca kendileri için varoluşsal bir tehdit olarak görüyor oraya kadar gelen yabancıları. Hep bunun savaşını vermişler. Napolyon gelmiş onunla savaşmışlar. Hitler gelmiş onunla savaşmışlar ve oradan ileri geçirmemişler. Şimdi sen NATO'yu Rusya'nın varoluşsal bir tehdit, kırmızı çizgi ilan ettiği bir yere hangi akla hizmet çekmeye çalıştın ve eline ne geçti?"
A Haber - Ekran Görüntüsü
"UKRAYNA'NIN İZLEDİĞİ ABD POLİTİKASI ÇOK AĞIR OLDU"
Şahin, Ukrayna'nın savaş sürecinde izlediği ABD politikasıyla ağır bedellerini ödediğini ve ülke liderlerinin savaş hattında aldıkları her bir kararın büyük sonuçları olabileceğinin bir kez daha ortaya çıktığını ifade etti:
"Şimdi ben Putin haklıdır, her şeyi çok iyi yapmıştır falan demiyorum. Ama gerçekçi olacaksak Ukrayna'nın burada ABD'nin gazına gelip tabiri caizse böyle bir politika izlemesinin çok ağır bedelleri oldu. Hem Ukrayna için hem dünya için. Ya dünya bir tahıl krizi yaşadı mesela, değil mi? Şöyle baktığında. E şimdi Türkiye bu işten olumsuz yönde Türkiye'yi bile inan içeride çok ciddi etkileri oldu bu işin ya. Elbette ki kendi içinde haklı sebepleri vardır. Ukrayna saldırıya uğramıştır. Onlara bir itirazım yok. Ama ülkeleri yöneten insanların, liderlerin, devlet başkanlarının daha sorumlu hareket etmesi gerekir. En azından kendi gücünün ne olduğunu bilerek. Kimle, neyin mücadelesini yaptığını bilerek hareket etmesi gerekir. Sonra çok ağır sonuçlar ortaya çıkıyor. Bugün Ukrayna'da çıktığı gibi."
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN
