İstanbul depreme ne kadar hazırlıklı? Yapı stoku ne durumda? 4 etken binanın hasarına neden oluyor
Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki deprem İstanbul başta olmak üzere 6 şehirde büyük ölçüde hissedilirken binaların ne kadar sağlam olduğu yeniden gündem oldu. Uzmanlara göre İstanbul'da olası Marmara depremi kapıdayken megakentteki mevcut bina stoku ve kentsel dönüşüm konusunun önemi bir kez daha ortaya çıktı. Peki İstanbul halkı depreme ne kadar hazırlıklı? Bir binanın depremden yıkılmasının nedenleri nelerdir? A Haber Gece programına katılan uzmanlar bina yapı stokunu ve deprem öncesi binalara yönelik alınması gereken önlemleri ele aldı.
Balıkesir'de 23 Nisan ve 10 Ağustos'ta gerçekleşen depremlerin ardından merkez üssü beşik gibi sallanırken 27 Ekim (dün) saat 22.48'de meydana gelen 6.1'lik deprem ile Türkiye'yi paniğe sürükledi. Başta İstanbul olmak üzere 6 şehirde deprem güçlü şekilde hissedilirken, kentsel dönüşüm ve binaların sağlamlığı konusu yeniden gündeme geldi. İstanbul başta olmak üzere yurt genelinde bina sağlamlığı alarm verirken varolan bir bina hangi önlemler alınması durumunda sağlamlaştırılabilir mi? Deprem sırasında binanın hasar alma nedenleri nelerdir? Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, Deprem Uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Öncel ve İnşaat Yüksek Mühendisi Başak Boduroğlu Yazıcı kentsel dönüşüm ve yapı stoklarını değerlendirdi.
"4 ETKEN BİNANIN HASARINA NEDEN OLUYOR"
Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan: Ülkemizde eski binalarda riskler var. Çünkü bizim deprem yönetmeliklerimiz şu an en son 2019 yılında revize olmuştu, deprem yönetmeliklerimiz. Ve buna baktığımız zaman, sadece deprem yönetmelikleri anlamında ben bunu ifade etmek istemiyorum. Şöyle de bir durum var: Ülkemizde depremlerde yapıların hasar alabilirliğini, aslında sadece ülkemizde de değil, dünyada, bir depremde yapıların hasar alabilirliğini 4 tane etken olarak ifade edebilirim. Bunlardan bir tanesi yapıda kullanılan malzemenin niteliği, ikincisi projelendirme hatası, yapının oturduğu zeminin jeolojik durumu veya fay hattı üzerine oturması, diğeri ise en önemlisi yapı denetim eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Yani biz bu 4 tane unsuru değiştirmediğimiz takdirde ve bunları düzeltemediğimiz takdirde, her depremden sonra, ister orta büyüklükteki depremde olsun, ister büyük depremlerde olsun, yine biz binalarda hasarlara ve yıkımlara şahit olacağız maalesef.
A Haber - Ekran Görüntüsü
"ZEMİN İYİLEŞTİRME YÖNTEMİYLE DEPREME DAYANIKLI BİNALAR YAPABİLİRİZ"
Yani depremler, yani deprem yönetmeliği yeni olsa bile, binalarımız yeni olsa bile, bunun örneğini Kahramanmaraş'ta görmüştük zaten. Yani yeni binalar bile denetim eksikliğinden dolayı yıkıldı maalesef. Yani bizim aslında deprem yönetmeliklerimizde bir sıkıntı yok. Deprem yönetmeliklerimiz zaten şu an iyi. Fakat yapı denetleme mekanizmasında bir sıkıntı yaşanıyor. Çünkü bilim ve teknolojinin ilerlediği günümüzde biz artık zemini iyileştirebiliyoruz. Yani kötü bir zemine de zemin iyileştirme yöntemiyle, projelendirmeyle, zeminle, yapıya, zemine uygun yapı yaptığımız takdirde depreme dayanıklı, sağlam bina yapabiliriz. Bu anlamda, yani hani yıkılan binalara "İşte yeni bina yıkılmaz" veya "eski bina yıkılır" demek son derece yanlış. Hani bunu biz bilemeyiz, çünkü dediğim gibi yapı denetimlerde eksiklikler olduğu takdirde, biz bunları düzeltemediğimiz takdirde, yıkımları biz yaşayacağız. Yönetmeliklerimiz zaten şu an iyi. Fakat yapı denetimle ilgili bir sıkıntımız var. Kahramanmaraş depreminde 2 binanın yan yana olduğunu, fakat yapıldığını, fakat bir binanın depremden sonra yıkıldığını, diğer binanın ayakta kaldığına şahit olduk. İkisi de aynı tarihlerde yapılmış. Bu anlamda bir sadece yapı denetim eksikliğinden kaynaklı olan bir... Bunu düzeltmemiz gerekiyor. En önemli unsur bu bence. Fakat Türkiye anlamında siz dediniz ya hani Balıkesir'de yapı stoğu nasıl diye. Tabii kaçak yapılar, burada iskanını almamış, işte veya iskanı aldıktan sonra projelendirme yapılmadan kolonlarını veya kirişlerini kesilen binalarda sıkıntılar yaşanıyor. Ve bunların vatandaşın bilinçlenmesi gerekiyor. Sadece Balıkesir'de değil, ülkemizde vatandaşımızın ben eskiye nazaran da bilinçlendiğini düşünüyorum aslında. Bu anlamda iskanlerden, iskan alındıktan sonra kesinlikle yani tadilat projesi yapılmadan bir değişikliğe gidilmemesi taraftarıyım.
A Haber - Ekran Görüntüsü
"BİNALARIMIZI YILLIK BAKIMDAN GEÇİRMEK ÇOK ÖNEMLİ"
Deprem Uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Öncel: Dönüşüm ne kadar hızlı olursa, o kadar depreme karşı baş etme kapasitemiz artabilir. Artık depremin nerede olduğunun bir önemi yok. Deprem nerede olursa olsun, bizim binamız gerçekten direnç olarak bu depremlerle baş edebilir mi? Bununla ilgili olarak bina ve site yönetimlerinin aslında yetkilendirilmesi, belli bir takvime bağlanarak binaların hasarsız bir şekilde incelemeden hızlı olarak geçirilmesi gerekiyor. Yani Sındırgı'daki deprem, işte 10 Ağustos'ta oldu, bugün oldu. İkisinde de hissettim. Deprem anında yapılması gerekenler, deprem öncesi yapılması gerekenler, deprem sonrası yapılması gerekenler. Öncesi ile ilgili yapılanlara biz risk yönetimi diyoruz. Yani binalar depreme karşı gerçekten bu binalar, işte son çıkan 2018 yılındaki Türkiye Bina ve Deprem Yönetmeliği'ne göre yapılmadı. Yapılsaydı tabii ki daha rahat olacaktık. Yani 2018, Türkiye'de çıkan ilk bina deprem yönetmeliği. Ondan öncekiler bina deprem yönetmeliği değildi, sadece deprem yönetmelikleri olarak biliniyor. Acaba bu 2018 Bina Deprem Yönetmeliği'ne göre binamızın durumu nedir? Bir güçlendirme gerekebilir mi? Binamızı yıkmadan o Bina Deprem Yönetmeliği'ndeki istenen standartlara binamızın düzeyini, direncini çıkartabilir miyiz? Bununla ilgili aslında farkındalık sağlanması gerekiyor. Yani Türkiye'de önemli işler yapılıyor, en modern Bina Deprem Yönetmelikleri hazırlanıyor. Fakat öncesinde yapılmış binalar ve bu binalarda oturan insanlara denmiyor, "Binalarınızı bu deprem yönetmeliğine uygun hale getirin." Getirmezseniz, bu depremler tabii ki sizi sarsmaya devam edecek. Depremler oldukça sizler korkmaya devam edeceksiniz. Çünkü bir güncellenme yapılmamış. Yani biz her sürekli her şeyimizi güncelliyoruz. İşte arabamızın yıllık bakımdan geçiriyoruz. Binalarımızı da yıllık bu tür bakımlardan geçirmemiz, özellikle çok önemli ve kritik bu tür Bina ve Deprem Yönetmeliği gibi güncellemelerden sonra binaların hızla bu tür yapı denetimden geçirilmesi ile ilgili yönetimler, eğitimler gerekiyor. Ama tabii yapı denetimden geçen binaların da 6 Şubat 2023 depreminde yıkıldığını gördük. Yeni yapılan binaların da yıkıldığını gördük. Tabii ki burada insan faktörü çok önemli.
A Haber - Ekran Görüntüsü
"BİNALARIN YAPIŞIK ETKİSİYLE TOKUŞMA ETKİSİ HASAR VERİYOR"
Binalar yapışık ikizler gibi, yapışmışlar. Bir defa binaların rahat esnemesi gerekiyor. Bir müstakil yapılaşma, öncelikle binaların bir müstakil olması gerekir, bir müstakiliyet, bağımsızlık kazanması gerekir ki bunlar rahatça esneyebilsin. Bakın, kimi kısa, kimi uzun. Bunlar birbiriyle çarpışıyorlar. Aslında normalde bunlar bağımsız olsa hasar almayacak binalar, birbiriyle yapışık oldukları için tokuşma etkisiyle hasar veriyorlar. Tabii yapı mühendisleri bunu daha iyi bilir ama görmüş olduğumuz, İstanbul'daki görmüş olduğumuz manzaradan farklı değil. Bir mahalle, işte İstanbul'un büyük, eski semtlerdeki mahalleler, böyle 100 tane binanın yapışık olarak yapıldığını görüyoruz. Tabii ki kentsel dönüşüm çok önemli ama "yerinde yık, yerinde yap" değil, "tamamen yık, tamamen yap" şeklinde, alansal dönüşüm şeklinde yapılırsa bence bu önemli bir şekilde şehirlerin depreme karşı hazırlanması yönünde önemli bir adım olabilir.
A Haber - Ekran Görüntüsü
"KENTSEL DÖNÜŞÜM POLİTİKASI BİR VATANDAŞLIK GÖREVİ
İnşaat Yüksek Mühendisi Başak Boduroğlu Yazıcı:Vatandaşın iştiraki kentsel dönüşüm politikalarında çok önemli . Çünkü el birliğiyle bu şehirlerimizi yenileyip depreme karşı dayanıklı hale getirebiliyoruz. Çünkü vatandaşın kendi özelindeki yapıya Bakanlığın ya da belediyenin eğer işte bir riskli, rezerv alan değilse müdahale etmesi yasalar gereğince uygun değil. Dolayısıyla vatandaşın iştiraki çok önemli. Vatandaşımız da yani insanımız da bu bilinçle hareket etmesi gerekiyor. Ben her zaman şunu söylüyorum: Yani bu artık bir vatandaşlık görevi, özellikle İstanbul için. Çünkü bir yıkım gerçekleştiği zaman, mesela şu anda ekranda da görüyoruz. Bunu İstanbul'da sıkışık kentlerin içerisinde, sıkışık caddelerin içerisinde böyle bir yıkım olduğunu düşünebiliyor musunuz? Yani o mahalleye, o sokağa yardımın bile gitmesine engel oluyorsunuz. O yüzden bu artık bir vatandaşlık görevidir. Buna gerekirse artık yerel yönetimlerin ya da Bakanlığımızın da el atarak bütün şehirlerin uzman kişiler tarafından incelenmesi artık önem arz ediyor. Çünkü bugün Balıkesir'de yaşanmış bir depremde bile İstanbul halkı sokağa dökülüyorsa, her seferinde söylüyoruz, insanımız yapısına güvenmiyor. Yani güvenmediği için sokaklara dökülüyor. Bunun nasıl önüne geçebilir, bu güvensizlik durumu nasıl artık kendi zihninden atabilir? Uzman kişilere göstererek, işte periyodik bakımlarını yaparak bu kaybın önüne geçebilir.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN


