Sumud Filosu aktivisti A Haber’de! “72 saat boyunca işkence ve eziyet gördük”
Katil İsrail işgal güçleri Gazze’de sürdürdüğü insanlık krizine dur demek için yola çıkan Sumud Filosu’nu uluslararası sularda saldırdı. Gemilerde bulunan aktivistleri de alıkoyan Siyonist güçlere dünyadan tepkiler çığ gibi büyürken o filoda bulunan Türk aktivist Mehmet Emin Aydın, yaşadıklarını A Haber’e anlattı. 72 saat boyunca işkence ile eziyet edildiğini belirten Aydın, “Şu anda iki tane kaburgamda çatlak var. Tuvalet suyu içirme, kurtlu yemek verme gibi ellerinden gelebilecek her şeyi yapmaya çalıştılar ama başarılı olamadılar” dedi.
Gazze'ye insani yardım için yola çıkan Küresel Sumud Filosu'nu uluslararsı sularda saldırı gerçekleştiren katil İsrail ordusu, alıkoydukları aktivistlere işkence ve kötü muamele yaptığı ortaya çıktı. Sumud Filosu aktivisti Mehmet Emin Aydın, yaşadıklarını A Haber ekranlarından milyonlara duyurdu.
72 SAAT BOYUNCA İTİLİP KAKILDIK
Sumud Filosu'nun aktivistlerinden Mehmet Emin Aydın, uluslararası sularda katil İsrail ordusu tarafından yasa dışı şekilde teknelerine el konularak kendilerinin de alıkonulduğunu söyledi. Aydın, esir alındıktan sonra 72 saat boyunca işkence gördüklerini söyleyerek yaşadıklarını şöyle anlattı:
Sabah saatlerinde biz esir alınan sondan ikinci gemiydik. Kaçabildiğimiz kadar kaçtık ve ablukanın dışına çıkınca da bizim internetimiz gelmeye başladı ve sizin de yayınınıza bağlanabiliyorduk çok şükür. Ve esir alındıktan sonra yaklaşık 72 saat boyunca sürekli itilme, kakılma, bir hayvan varmış gibi bir müdahalede bulundular bize.
(fotoğraf: ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
"İKİ TANE KABURGAMDA ÇATLAK VAR"
Çok arkadaşımız darp edildi. Ben kendim dahil darp edildim. Şu anda iki tane kaburgamda çatlak var. Bunlar rapor edildi ve tüm şeyler adli tıp sürecinde işlendi. Uluslararası sularda biz alıkonulduk ve uluslararası mahkemelerde hakkımızı İsrail'e karşı arayacağız.
45 farklı millet olmasına rağmen herkes Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrak taşıyıcı havayolu firmasıyla geldi. Türk Hava Yolları'yla geldik ve ilk uçağa bindiğimiz anda sanki Türkiye'deymişiz gibi, özgürlüğümüze tekrar kavuşmuşuz gibi hissettik. O an çok mutluluk vericiydi. Biz razıydık Gazze için günlerce, aylarca o hapishanede kalmaya. Yeter ki Sumud kararlılığımız devam etsin ve Gazze'deki kardeşlerimize yapılan zulüm bitsin diye biz bu yola bir bilinmezliğe doğru yola çıktık.
Şu anda biz ablukayı kırdığımıza inanıyoruz. Tüm dünya ayakta, tüm dünya Gazze'yi konuşuyor, tüm dünya İsrail'in yaptığı soykırımı konuşuyor ve biz de bunu dile getiren ben 55 Türk'ten birisi olarak şu anda o yolculuklardan birisi olmaktan onur duyuyorum.
(fotoğraf: ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
"AŞDOD'A GİDENE KADAR BİZE İŞKENCE YAŞATTILAR"
Uluslararası sularda katil İsrail ordusu tarafından alıkonuldukları anlara ilişkin bilgi veren Türk aktivist Mehmet Emin Aydın, şu ifadeleri kullandı:
Etrafımıza iki tane orta boy yaklaşık 20-25 metrelik savaş gemisi ve bir tane de Zodyak dediğimiz çıkarma gemisiyle geldiler. Onlar geldikleri gibi biz motoru durdurduk ve kendi aramızda gülmeye başladık. "Hadi, telefonu at, sen attın, ben atmadım" diye ve hepsini gülerek karşıladık. Onlar da geldikleri gibi bize "Don't smile, don't smile!" dediler ve biz gülmeye devam ettik. Gelip zaten kameralara görüntü vermediler. Kameraları arkaları dönük bir şekilde gidip kameralarımızı, Starlink bağlantılarımızı kırıp o şekil tekneye geldiler. Sonrasında üstlerimizi arayıp pasaportlarımızı tespit edip... Gemideki basit bir meyve bıçağına dahi kendilerine bir suç aletiymiş gibi davranıp denize attılar. O şekil biz sürecin geçmesini bekledik. Hepimizi kelepçeleyip Aşdod'a götürene kadar bize çeşitli işkenceler yaşattılar ama hiçbiri önemli değil. Biz bu yola zaten Gazze için çıkmıştık. Yaşadığımız hiçbir işkence Gazze'de yapılan zulmün bir saatine bile bedel değil. Çok şükür biz bu yolculuğun son noktasına kadar gidemedik belki. Gazze'ye en yaklaşan iki gemiden birisindeydim. Kaçmayı başardık. Keşke son noktaya kadar kaçabilseydik. Ama nasip bu kadarmış.
Gülmemiz onları delirtti, çıldırttı. Bir Türk olmamız daha beter çıldırttı. Öyle geçti yolculuk.
(fotoğraf: ahaber.com.tr - ekran görüntüsü)
"TÜRK PASAPORTUNU ALIP ÇİĞNEDİLER"
Fiziksel olarak bizi sürekli dizlerimizin üzerinde bekletip kafalarımızı yere basmaktan tutun başta elimizdeki sulardan işte gemide sularla indik, sularımızı oraya buraya fırlattılar, eşyalarımızı fırlatıp pasaportlarımızı, özellikle Türk pasaportlarını alıp ayaklarının altında çiğnediler. Ama kendi kameraları gelmeye başladığı sırada su dağıtıp kameralara görüntü verdiler. Resmen ikiyüzlülüklerini gösterdiler. Ya sürekli darp dediğimiz, kafamızı yere vurmalar, işte çekmeler, kollarımızı arkaya kıvırmalar, ters kelepçe yapmalar, bu tür gibi şiddetlerle sürekli karşılaştık. Son gün buraya geldiğimiz zamanda aynı şekilde sekiz kişi benim üzerime çullandı ve ben yere düşüremediler. Artık Allah nasıl bir kuvvet verdiyse... En son sekizinci kaburgama bir tekme attılar. O sırada nefessiz kalıp yere düştüm. Orada şu anda çatlak var. Adli tıpta tespiti yapıldı. Uluslararası mahkemelerde ben hakkımı sonuna kadar arayacağım. Bizi tuttuk, hani zaten maksimum tutsak tutabilecekleri süreyi biliyorlardı.
TUVALET SUYU KURTLU YEMEK!
Bu sürede işte bizi soğuk klimalardan tutun, tuvalet suyu içirme, kurtlu yemek verme gibi ellerinden gelebilecek her şeyi yapmaya çalıştılar. Ama başarılı olamadılar. Biz şu anda yine vatanımızdayız, toprağımızdayız. Biz Gazze'li kardeşlerimizin sesi olduk. Devam ettik. Ve yine de bugün 50 gemiyle gittik. Yarın 500 gemiyle, ertesi gün 5000 gemilik bir orduyla biz tekrardan Gazze'ye gideceğiz.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN


