Son dakika: AK Parti'den Başkan Erdoğan'ın adaylığıyla ilgili tartışmalara net yanıt: Yapay gündem! Hukuki problem yok
Son dakika haberine göre AK Parti Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Başkan Erdoğan'ın adaylığıyla ilgili tartışmaları değerlendirdi. Tartışmaların "yapay gündem" olduğunu ifade eden Hayati Yazıcı, "Cumhurbaşkanımız bir dönem bu Anayasa'ya göre seçime girmiş, cumhurbaşkanı görevini üstlenmiştir. Haziran 2023'te yapılacak seçimde, adaylığı konusunda herhangi bir sorun söz konusu değildir." dedi. Yazıcı "Cumhurbaşkanı seçimini bir savaşa benzetip, mühimmatları bitti herhalde, yeni yakıt peşinde koşuyorlar. Mesele net ve açık. Burada yorum yapmak sadece insanların kafasını karıştırmaya dönüktür" diye konuştu. Muhalefet partilerini korku sardığını söyleyen Akbaşoğlu ise, "Cumhurbaşkanımızın adaylığında hukuki problem yok." ifadelerini kullandı.
AK Parti Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 2023'ün Haziran ayında yapılacak ikinci cumhurbaşkanı seçiminde Erdoğan'ın yeniden adaylığı konusunda gündeme getiren tartışmalara ilişkin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adaylığıyla ilgili tartışmaların "yapay gündem" olduğunu ifade eden Yazıcı, "Hukuk kurallarının, düzenlemelerinin ne anlama geldiğini az çok anlayabilen, hele hele anayasal düzeydeki normatif kuralların içeriğiyle alakalı yorum yapacak olan insanların bu tür yapay gündemlere takılması doğru değil." diye konuştu.
Anayasa'da, 16 Nisan 2017'deki halk oylamasıyla önemli bir değişikliğin yapıldığını, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirildiğini anımsatan Yazıcı, cumhurbaşkanının adaylığı, görev süresi ve benzeri konulara ilişkin bütün kuralların da yeniden belirlendiğini belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişlik Yapılmasına Dair Kanunla Anayasa'nın 101. maddesinin yeniden yazıldığını, cumhurbaşkanının adaylığı ve seçimine ilişkin hükmün ortaya konulduğunu belirten Yazıcı, şu ifadelere yer verdi:
"Anayasayı değiştiren söz konusu kanuna açıp baktığınız zaman aynen şunu görürsünüz. Anayasa'nın cumhurbaşkanının adaylığı ve seçimine ilişkin 101'inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş. Tam tekmil, ifadelerde bazıları başkalaştırılarak, bazıları aynı alınmak suretiyle yeniden yazılmıştır. Aynı kanunun 16'ncı maddesinde ne zaman yürürlüğe gireceği belirtiliyor. İlk milletvekili ve cumhurbaşkanı seçiminin yeni anayasaya göre yapılacağı tarihten itibaren yürürlüğe gireceği belirtiliyor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı'mız, değişen bu sistemde, bu maddenin yeniden yazım şekli itibarıyla ilk defa aday olmuş, 24 Haziran 2018'de Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Dolayısıyla Anayasa'ya göre bir dönem daha hakkı var. Haziran 2023'te yapılacak bir seçimde adaylığı konusunda herhangi bir kuşku, herhangi bir şüphe, herhangi bir duraksama söz konusu değildir."
Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden adaylığıyla ilgili sözlerini de değerlendiren Yazıcı, 2007 yılında Anayasa kurallarını başkalaştırmak, o günkü ortamdan da faydalanmak suretiyle 367 krizine yol açan Kanadoğlu'nun yorumlarına bağlı olarak Anayasa Mahkemesinin de yanlış yorumlamasıyla Türkiye'nin büyük bedeller ödediğini kaydetti.
Türkiye'de pozitif kuralların açık ve net olduğunu, neyin nasıl yapılacağı, kimlerin nasıl aday olacağının tartışmaya yer vermeyecek netlikte açıklandığını ve yürürlükte olduğunu belirten Yazıcı, anayasanın değişmesinin ardından seçimin yeni anayasaya göre yapıldığına dikkati çekti. Yazıcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adaylığı konusunda herhangi bir kuşkunun bulunmadığını belirtti. Yazıcı, şu değerlendirmede bulundu:
"Cumhurbaşkanı seçimini bir savaşa benzetip, mühimmatları bitti herhalde, yeni yakıt peşinde koşuyorlar. Yani çok ilginç bir şey. Bu konuda kesinlikle çok içtenlikle ve samimiyetle ifade ediyorum, duraksamaya yol açacak kuşkuyu haklı gösterecek herhangi bir sorun söz konusu değildir."
Eski anayasaya göre cumhurbaşkanının adaylığı, seçim şekli, görev süresine ilişkin düzenlemeyi içeren 101'inci madde ve yine aynı konuları içeren 102'nci maddenin tamamen yürürlükten kaldırılması, bu maddelerin mezcedilmesi yoluyla 101'inci madde altında anayasal düzeyde konunun yeniden düzenlendiğini anımsatan Yazıcı, şunları kaydetti:
"Bu yeni düzenleme varken ortadan kalkmış bir kanunun geçerli olup uygulama sonuçları doğurduğundan söz edilebilir mi? Yeni düzenleme, 2017 referandumuyla halkımız tarafından onaylanmış, yürürlüğe girmiş ve bu düzenlemeye göre de cumhurbaşkanı 5'er yıllık dönemlerle iki dönem seçilebilir. Meclis yenileme yaparsa son dönemde bir dönem daha uzar. Böyle bir düzenleme var. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı'mız bir dönem bu Anayasaya göre seçime girmiş, Cumhurbaşkanı görevini üstlenmiştir. Haziran 2023'te yapılacak seçimde, bu açıdan adaylığı konusunda herhangi bir sorun söz konusu değildir. Mesele bu kadar net ve açık. Yorum yok burada. Burada yorum yapmak sadece insanların, seçmen kitlesinin kafasını karıştırmaya dönüktür, bu amaçla yapılan teşevvüş etmiş kafaların eseridir."
AK PARTİ'Lİ AKBAŞOĞLU: CUMHURBAŞKANIMIZIN ADAYLIĞINDA HUKUKİ PROBLEM YOK
AK Parti'li Mehmet Emin Akbaşoğlu, yaptığı açıklamada, Başkan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olup olamayacağı tartışmalarını değerlendirdi. Akbaşoğlu, muhalefet partilerini korku sardığını söyledi. 2016 ve 2017 yıllarında anayasa değişikliği çalışmalarını hatırlatarak, gerek Anayasa Komisyonu'nda gerekse TBMM Genel Kurulu'nda bu konuyla ilgili yapılan müzakerelerde muhalefetin en ufak itirazı olmadığını ifade eden Akbaşoğlu, "Yeni hükumet sistemi değişikliği ile ilgili anayasa değişikliğine ilişkin bütün muhalefetin temsilcileri bugün ki gibi konuşmuyorlardı. Partileri o gün, Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi ile beraber parlamenter sistemin artık geride kaldığını, yeni bir sistemin temellerinin atıldığını, bunun düzenlenmiş olduğu 101 ve 116'ncı maddeleri ile artık mevcut Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere, herkesin yeni sistemde 2 kez cumhurbaşkanı adayı olabileceğini, hatta 116'ncı maddeye göre; Meclis seçimlerin yenilenmesi kararını verirse, Cumhurbaşkanı'nın ikinci döneminde tekrar üçüncü bir kez aday olabileceğini net bir şekilde tutanaklara geçirmişlerdi. Bütün kamuoyunun Anayasa Komisyonu tutanaklarını inceleme imkanı mevcuttur. Bu söylediklerimin ispatı anayasa tutanaklarındadır. O gün AK Parti, MHP, CHP ve HDP anayasa komisyonu üyeleri bütünüyle o gün getirilen düzenlemenin nasıl bir çerçeveyi ihtiva ettiğini net bir şekilde, doğru bir şekilde anlamış, anlamlandırmış ve tutanaklara geçirmişlerdir. Ancak bugün, CHP sözcülerinin, genel başkanının ve diğer muhalefet sözcülerinin tam tersi bir yaklaşım içerisinde olmaları, kamuoyu yoklamalarında Cumhurbaşkanımızın net bir şekilde ipi göğüsleyeceğini görmelerinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla bu konuda en ufak bir hukuki problem söz konusu değil" dedi.
'KENDİLERİ DE ÇOK İYİ BİLİYORLAR'
Akbaşoğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine göre; Cumhurbaşkanının nasıl seçileceğine ilişkin anayasa hükümlerini muhalefetin çok iyi bildiğini vurgulayarak, "2023 Haziran'ına kadar geçen sürede, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili 'Biz daha önceden şöyle demiştik, böyle demiştik' diye Yüksek Seçim Kurulu üzerinde ve kamuoyu nezdinde '367 kararı' gibi hukuk katliamına dönük bir netice almak için bir operasyon başlatılmış vaziyette. Hukuki bir problem olmadığını kendileri de çok iyi biliyorlar. Mızıkçılık peşinde, centilmence davranışların dışında hukuk katliamı peşinde olduklarını kamuoyuna deklare etmiş oluyorlar. 2017'den önceki sistem artık tarihe karıştı. Haziran 2023'te yapılacak seçimlerde Cumhurbaşkanımızın adaylığı ikinci adaylık olmuş olacak. Hukuken buna en ufak mani olmadığı, bir tereddüt bulunmadığı muhalefet partilerinin 2016 ve 2017 yılında anayasa komisyonunda ve genel kurulda yapmış olduğu değerlendirmelerde apaçık bir şekilde görülüyor" diye konuştu.
'HDP'NİN ÇAĞRISI TEHLİKELİ GÖRÜYORUM'
Akbaşoğlu, HDP'nin elektrik zamlarını gerekçe göstererek il ve ilçe örgütlerini sokağa çıkma çağrısında bulunmasına ilişkin ise, "Yasin Börü gibi onlarca insanımızın vefatına, yüzlerce insanın yararlanmasına sebebiyet verecek bir densiz ve hadsiz çağrı olarak görüyorum. Açıkça suça yöneltmeye dönük. Tek merkezden yönlendirildiği belli olan, mahiyeti itibari ile adeta 'kim vurduya gitti' şeklinde bir kaotik ortam oluşturmaya dönük bir operasyonel yaklaşım olarak görüyorum. Çok tehlikeli yaklaşım olarak görüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
'ÇATIŞMA NASIL ÖNLENECEK?'
Akbaşoğlu ayrıca, 6 muhalefet partisi liderinin güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmaları kapsamında bir araya gelecek olmasına ilişkin de, "6 değişik partinin genel başkanı bir de görünmez olan; ama tam merkezinde olan HDP, 'parlamenter sisteme geri geçelim' diyorlar. Soruyorum; parlamenter sistemde yürütmenin başı kim olacak? Cumhurbaşkanı ve Başbakan ikilisi devam edecek mi? Bu ikili arasında çatışma nasıl önlenecek? Parlamenter sistemde Başbakan partili olacak mı? Parlamenter sistemde Cumhurbaşkanını kim seçecek? Bunlarla ilgili kamuoyunun bir cevap beklentisi söz konusu" ifadelerini kullandı.